İnsanın Gerçek Önündeki Fotografı

 


İNSANIN GERÇEK ÖNÜNDEKİ FOTOĞRAFI

Belki filmi demek daha doğruydu. Çünkü bu çekim veya bu tespit mili saniyeler içinde tekrarlanıyor.

Üst bilinç bizi nasıl görüyor? Bunu tam olarak asla bilemeyiz. Çünkü biz bizi izleyene göre alt bilinçteyiz. Daima daha üst bilinç bizi izlemekte. Belli bir bilinç kuşağında iç basamaklarda yukarı çıktığımızda deriz ki ”ne kadar yanlış düşünmüştüm, ne kadar yanlış tepkiler vermiştim.” Üzülürüz, mahcubiyet duyarız, af dileriz. O işleri yapmamış olmayı dileriz. Öyleyse biz hep iş işten geçtikten sonra eski fotoğraflarımızı görebiliyoruz.

Madde boyutu iç âlemimizi, zihnimizi gizliyor sanıyoruz. Aslında gizlemiyor ama biz özellikle kendimiz kendimizi kısmen fark ediyor ama net göremiyoruz. Başkalarının ise hiç görmediğini sanıyoruz. Üst bilinç ise sonra bize göstermek üzere bunu öncesi ve sonrasıyla net olarak görüyor ve tespit ediyor.

Dünyadaki ve tüm boyutlar karşısındaki yerimizi tayin eden bu fotoğraflardır. Bilinçte yükselmedikçe bunu anlayamıyoruz. Kader şanssızlık, şunun bunun bize verdiği zararlar, yaptığı engellemeler, başarısızlığımızın, mutsuzluğumuzun dış nedenleri, bunlar hep bizim uydurduğumuz hikâyelerdir. Fotoğraflarda bu açıkça görülür.

Önce söz dediğimiz enerjiye bakalım. Çünkü söz çok önemli. Uyanıyoruz konuşmaya başlıyoruz, uykuya dalıncaya kadar konuşuyoruz. Tamamen tepkisel, duygusal, bilgisizce, neyi yıkıp yaktığımızın farkında olmadan. Konuşmak için karşımızda birisinin olmasına bile gerek olmadan kendi kendimize söylenip duruyoruz.

Sözlerinize dikkat ediniz. Sözleriniz düşüncelerinizle anlam kazanan sestir, kelimelerin ötesinde titreşerek titreştiren. Düşünceleriniz yükseldikçe sözlerinizdeki titreşim yükselir. Sizden size yayılan kelimeler ve üzerlerinde taşıdıkları farklıdır artık.

Sözleriniz tahribatını önce sizde yayılarak yine size gösterir. Yükseltisinin mükemmelliğini de. Söze dönüşmeyen düşünceleriniz de aynı derecede yıkıcıdır sizler için. Bu nedenle düşüncelerinize, sözlerinize dikkat ediniz demedeyiz o sizin gerçek halinizi ortaya koymadadır çünkü.

(gerçek fotoğrafımız)

Ne söylüyorsunuz, kime söylüyorsunuz, neye söylüyorsunuz, nasıl söylüyorsunuz, söylemenizdeki amacınız, sözle farklı gösterdiğiniz düşünceleriniz, saklamaya çalıştığınız ikiliğiniz, esas önünde nasıl bir gösteri içindedir bunu düşündünüz mü hiç!

(üzücü, utandırıcı bir film)

Daima bir şeyleri saklıyoruz. Çünkü biliyoruz ki o sakladıklarımız ortaya çıksa utanacağız, başkaları gözünde değerimiz kalmayacak, statü kaybı, maddi kayıplar, dost, arkadaş kayıplarına uğrayacağız. Hatta eşimizi, evlatlarımızı kaybedeceğiz.

Görünüşte sakladıklarınız enerji boyutuna aksetmededir. Enerji boyutunda yayılmadadır. Yanlışa hakkınız yoktur. Bu gün dünyanızda yaşanan söz karmaşası ve düşüklüğü, sizlerin içinde bulunduğu düşünsel ve şuursal geriliğin ortaya çıkan görüntüsüdür. Tüm dünyada insanlığa yön verenlerin saklı planlarındaki büyük yanlışı onların sözlerinde görünüz artık ve sözlerinin yaydığı titreşimlerde.

İnsanlık istenmeyen kontrol altına tümüyle girmeden bu tuzaktan çıkmalıdır.

Teknik boyutla desteklenen bu yanlışı reddetme gücüne erişiniz artık.

B u güç her varlıkta vardır, saklıdır ve ortaya çıkarılmayı beklemededir.

Çıkamamak tekâmülünüzdeki durma safhasını acılarla birlikte getirecektir ki bu, zamanda geri kalmak ve boyutsal değişimin güçlü enerjisini yaşayamamak şeklinde size izah edilebilir.

Esasta kaybedilecekler izahın ötesinde çok daha geniş içeriklere sahiptir.

İ lahi Kanunlar, işleyişin enerjileridir ki, bunun üzerimizdeki işleyişi bize göre sevgi esasıdır.

Sevgi her şeyi hayra götüren enerjidir. Sevgi insanı doğrulayan, sevgi O’nun yolunu açan hayatiyettir.

Şuur, yükselen düşünce enerjimizin bizi çıkardığı mekândır.

O’nun bizden dilediği şuur, bulunmanız gereken yerde olabilmemiz ve onu içimize, en derinimize işleyebilmemizdir. Sevgi bunun enerjisi, isteme gücümüzse O’nun nasibidir. O nasip hepimize verilmiştir. Nasibimizi enerjimizi iyide veya kötüde kullanarak biz yaratırız.

Enerjimiz O’ndandır. Hiçbir zaman tükenmez. Güçsüz kaldığımız zaman bir yanlışımızı düzeltmek, bir doğru olmayan yanımızı görüp af dilemek ve bir daha tekrarlamamak için karar vermek enerjimizi hemen yükseltir. En güçsüz zamanımızda bir gayretle bir dostumuzu arayıp hal hatır sorup sevgimizi iletsek bir anda güçleniriz. Sevdiğimiz bir resme bakmak, sevdiğimiz bir müziği dinlemek, hatta sevdiğimiz bir kazağı, elbiseyi giymek bile bizi değiştirir. Neden? Çünkü o sevdiğimiz şeylerde gerçekte O’nun bize yönelen sevgi enerjisi vardır. Bu kadar sevgiyle çevrilmişken o güzel enerjiden bu kadar uzak kalmak niyedir? Evimizi, bedenimizi süslüyoruz güzel olmak için. Hâlbuki güzel bir enerji giyinsek, evimiz, bedenimiz çok güzel olacağı gibi bahtımız, arkadaşlarımız, eşimiz, evlatlarımız o kadar güzel olacaklar ki! Bunca bilgiden sonra üzerimizden görev ve sorumluluk yüklenmiş olan Yüce Sistem çekilen fotoğraflarımıza filmlerimize bakıyor ve bilmediğimiz şekilde bizler için üzülüyor.

Güney Haştemoğlu 23 Aralık 2011

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap