Şuur

 

ŞUUR

Dilimizde bolca kullanılan şuur kelimesinin öz türkçe karşılığı bilinç'tir. Fakat her iki kelime için de çok net bir anlam bulunamamaktadır. Bu iki kelimeye ilgili başka kavramlarla ilişki kurdurulduğunda yine sonuç aynı olmakta, karşımıza hep birbirine atıf yapan kelimeler çıkmaktadır. Ayrıca, şuur ve bilinç kelimelerine yanlış olarak farklı anlamlar yüklendiği sık sık görülüyor. Bu karışıklığın nedeni şuurun gerçek anlamının bilinmemesidir. Bu yazıda varlık için çok büyük önem taşıyan bu devasa konunun can alıcı yönlerinden sadece birkaçına değinilecektir, son bilgilerimize göre. Çünkü şuur konusu tekâmül konusu gibi sonsuz bir konudur.

Bir bilgi: "İnsana toplanan bilgilerin barındığı şuurlar teslim edilir. Sahip olunan bu yerler sizde bilmediğiniz şekillerde korunur." der. Burada insana yine yardım söz konusudur. Ama şuur açılımı için varlığın talibiyeti ve uğraş vermesi de gerekli şarttır. Zira hedef kendiliğinden yaklaşmayacaktır. İnsan kendi üzerine düşeni mutlaka yapmalıdır.

Evrendeki bütün varlıklara yasalar yol gösterir. Bu yol gösteriş bazı varlıklarda otomatizmaya bağlı olarak, bazılarında özgün şuursal açılımlarıyla olur. İnsanlar şuursal gelişimleriyle yol alacak olanlardandır. Bugünün insanı da şuurlanma yolundadır. İnsanın insana hizmeti bu yolda olacaktır.

Şuur, yaratılışın başlarında ilk var edilenlerden biridir. Kısaca özetlenecek olursa: Yaratan başlangıçta sadece öz'ü var etmiştir. O, varlık olarak adlandırılabilecek ana yapısal güçtür. Sonsuzluğu kapsayan tek ve bütünsel bir oluşumdur. Bir, Tek ve Değişmez Olan bilgisini ve yasalarını öz'de yürürlüğe koymuştur. Öz ilk varlığını zaman ve mekân olarak gerçekleştirmek suretiyle yepyeni bir buut içinde form olarak açılıma başlamıştır. Böylece varlık-zaman-mekân üçlüsü hazır olmuştur. Sonra canlılığın özsel akışı olarak ruh devreye girmiştir. Varlık kendi içinde yansımalar yaratarak (Teksir Kanunu) bir'likten çokluğu, sonsuz çeşitliliği meydana getirmiştir. O'nun yasaları gereği yaratılanlardan bir bölümü için şuursal açılım öngörüldüğünden, zaman-ruh-varlık bütünlüğüne şuur eklenmiştir. Her şeyi öz meydana getirmiştir. Var edilen her şey gibi şuur da özsel enerjinin eseridir.

İki türlü şuur vardır: Bireysel (dünyevi) şuur, Gerçek (Kozmik) şuur. Gerçek şuurlanma bugün bilinen değildir. İnsanlar, görüş açılarında kalan, kabul ve onayladıkları olumlu bulunuşlarına "şuurlu bulunuş" diyorlar. Bu, şuurlanma yolunun sadece başlangıcıdır. ASLINDA GERÇEK ŞUUR BİR VARLIKTIR VE MUKADDESTİR. Hizmet edilmesi gerekli şuur bu kozmik şuurdur. Bireysel şuur ise, insanın bilgi ve tekâmül derecesine göre edindiği dünyevi hamuledir. Dünya görüşündeki bu şuurla, Gerçek şuur karıştırılmamalıdır. Kozmik ya da Gerçek şuur ve o şuuru taşıyan Mukaddes varlık insanda vardır. Fakat yeri ve ne demek olduğu bilinmemektedir. O, yaşanmayla nasip olacaktır.

İnsan sonsuz şuurlanma yolunda kişisel şuurunu kozmik şuura doğru yaklaştırmak, sürekli bunun üzerinde bulunmak durumundadır. Bunun için o, şuur esası üzerinden davranışını bilecek ve yine aynı esas üzerinden görecekleriyle devamını mümkün edecek bir akıbet planındadır. Yani insan, varlığını üst edebilmek için şuurlanmak zorundadır. Şuurlarını kullanamayanlar, sadece canlılıklarını sürdürüp varlıklarını ortada olanlara göre bulunduranlardır. Bunlar tabi olanlardır ve toplum şuurunu meydana getirenlerdir. Onlar statükoyu koruyanlar, sabit bulunuşu tercih edenler, gelişimi olmayan bir ortama razı bulunanlardır. Bu, şuurlanmadan uzak kalmaktır.

Önemli bir konu da şuur-zaman ilişkisidir. Zaman, şuur gibi ilk hatta ondan önce var edilenlerdendir. Zaman, var ediş ilkelerinin temelidir. Kozmik şuurda zaman yoktur. O zamansızlıktadır. Her şey her anda, her yerde vardır. Hudutsuzdur, devinimsizdir sadece vardır. İnsan şuursal olarak onda (zamanda) ulaştığı noktada devinimi (hareketi, akışı) başlatır ve bilgi canlanır bir anlamda. Açar kendini talebi çıkarana doğru. Zamansızlıktan zamana akar. İnsana gelişimi için açık edilen kapı şuurdur. Şuur her yaratılanda kendini başka bir biçimde ifade eder. Şuurun sonsuz çeşitlemeleri vardır; zamanın da sonsuz varsayıldığı gibi. İkisi birbirini tetikler. Şuurlandığınız kadar zaman farklılaşır. Zamanı harekete geçirebildiğiniz kadar şuurlanırsınız.

Görüldüğü gibi şuur, insan için anlaşılması en zor konulardan biridir. O da tekâmül gibi sonsuzdur. "Şuur O'ndan bir kullanımdır." İnsanın şuur konusunda kapsamlı bir anlayış sahibi olması mümkün değildir. Bunun için her bilgi kaynağı şuuru kendine göre farklı yaklaşımlarla anlatmaya çalışmıştır. İnsan bir şuur mahlûkudur. Dolayısıyla şuuru doğruya en yakın şekliyle öğrenmek görevindedir. Bu nedenle şuur, şuurlanma her zaman insanın gündeminde olacaktır.

Osman Türkmenler 15 Aralık 2010

Yazının sorumluluğu yazarına aittir

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap