Dünyanın Başına Gelenler

 

 

DÜNYANIN BAŞINA GELENLER 

"Dünya gömlek değiştireceği zamanlarda, olaylar sakınılmaz
kader halini alırlar." Albert Sorel

'Gömlek Değiştirme' kavramı bazı sürüngenlerin yaşamlarının belli dönemlerinde deri değiştirmelerinden alınma dilimize yerleşmiş bir deyiştir. Esaslı değişiklikleri ve yenilenmeleri ifade eder. Albert Sorel'in yukardaki sözü muhtemelen Dünya tarihinin bilinen çağ değişiklikleri ile ilgilidir. Gerçekten, tarih öncesi çağlardan, uzak, yakın, ilk, orta, yeni ve modern çağlara geçişler hep büyük olaylarla, önüne geçilemez sosyal, siyasal ve kültürel hareketlerle gerçekleşmiştir. Çağ geçişlerinde Dünyanın belli bölgelerinde başlayan akışlar süratle her yana yayılmıştır.

Gömlek değiştirme'den esinlenilerek bu yazıda dile getirilmek istenen şey, Dünyanın var edilişinden bu yana geçirdiği büyük değişimlerdir. Oluşumundan sonra iskâna elverişli hale geldiğinde Dünya, bilinemeyecek çeşitte ve sayıda varlığa ev sahipliği yapmıştır. Bilinen ölçülere göre çok uzun süren bu dönemler esnasında Dünya, kozmik nedenlerle ve üzerindeki varlıkların aşamaları gereği olarak on üç defa "yık, yeniden yap" olayı yaşamıştır. Yaşamıştır, çünkü Dünya da her var edilen gibi canlı bir varlıktır. Kendi hayatını yaşamaktadır. Bu yaşamda, üzerinde barındırdığı insanlar dahil, her şey onun doğal parçalarıdır.

Büyük bilgilere göre on üç defa yinelenen bu "sil baştan" operasyonları şöyle olmuştur. Yüce Yaratan'ın OL demesi, her şeyin O'nun istediği gibi olması için yeterlidir. Nitekim DUR dediğinde de her şey olduğu gibi kalır. O', şimdi üzerinde dolaştığımız ARZ'a üzerinde yaşayanların hayrı için on üç defa OL dedi. Bugün Dünyada bulunanlar, işte bu onüçüncü yapılanmadan gelenlerdir. Şimdi Dünyada yaşamakta olanların atası, onikinci yıkılışın ardından sağ kalan, onikinci yaşam kuşağından geri kalmış bir tek kişidir. Bu her yıkım-yapımın arkasından böyle olmuştur. O kalan bir tekden nesli devam edecek ikinciler gelmiş ve çoğalarak devam etmişlerdir. Bu, onüç kere değişmeden tekrarlanmış ve bugünlere gelinmiştir. Adem ve Havva gerçeğinin aslı budur. Ve kutsal metinlerde bahsedilen "Nuh Tufanı" olayı on üç yıkımdan birine aittir. Bozulmalar ve yeniden yapılmalar evrensel bir yasadır, evrensel bir düzendir. Dünyanın ondördüncü, onbeşinci ve onaltıncı oluşları da aynen öncekiler gibi gerçekleşecek, öyle devam edecektir. Ve her defasında arkada bir tek kalan olacaktır. Yalnız o, önceki artakalanlardan daha fazla çok bilen, daha önce gelişen, zamanı anlayan ve ona değer veren olacaktır, öncekiler gibi. Geride kalan tekler arasındaki tek fark budur. Bütün bu oluşlarda Dünyanın ağırlığı, yedi renk ve yedi ses esası değişmemiştir, bundan sonra da değişmeyecektir.

Dünya, bir eğitim gezegenidir. Bugün üzerinde insan eğitiminin öne çıktığı bu gezegen, daha önceleri insandan başka sayısız varlık türlerine de okul görevi yapmıştır. Ayrıca, maddesindeki ve doğasındaki bütün varlıkları sürekli eğitmiş, eğitmektedir. Bir benzetme yapılacak olursa, Dünyanın eğitim misyonuna "ilk okul" düzeyi denilebilir. Dünya, gerek otomatizmayla gerek şuurlanarak gelişmekte olan varlıklara ilk okul hizmeti vermektedir. Varlıklar, bebeklikten sonraki ilk çocukluk yaşamlarını Dünyada geçirmektedirler. Çocukluk dönemi bazı varlıklarda kısa, bazılarında normal, bazılarında biraz daha uzundur. Bu süreler reenkarnasyonlarla düzenlenir. Çocukluktan gençliğe geçenler, Yönetim Sistemlerinin planlarına göre Dünyadan başka ortamlarda gelişim yolculuklarına devam ederler. Bu sonsuz bir yolculuktur.

Şimdi insan için bilinecek olan, Dünyanın bir son değil, başlangıçlarda bir yer olduğudur. Ve burada öğrendikleri ve bildiklerinin henüz öğrenecekleri ve bileceklerine göre hiç seviyesinde bulunduğudur. Bu gerçek bir bilgidir. Bu gerçeğin yanında kendilerine büyüklük, bilgiçlik vehmedenlerin acınacak durumda oldukları açıktır. Onlar daha işin başında çok şey kaybedenlerdir.

Osman Türkmenler     27 Aralık 2010

Yazının sorumluluğu yazarına aittir

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap