Ölçülü Olmak

 


ÖLÇÜLÜ OLMAK

"Arzu et ama ölçülü olsun. Bir saman çöpü bir dağı kaldıramaz." Mevlana

Ölçülülük, mecazi olarak ılımlılık, dengeli olma, itidal demektir; Aşırılığın karşıtıdır. Ölçülülük bir erdemdir. Davranışlarında ölçülü olanı herkes beğenir. Ölçülülük olgunluğu gösterir. Aşırılığa kaçan etrafını rahatsız eder, kendisi de rahatsız olur. Öyle ki, haklı olduğu bir durumdan haksız çıkabilir. İlişkilerinde ölçü dışına çıkmayan, bütün insanlardan kabul görür. Ölçülü olmak insan için sadece fiziki tutumlarda değil, her şeyde, düşüncelerde, duygularda, isteklerde, hatta çalışmada bile gereklidir. Bir öfke, kızgınlık ya da içerleme halinde ölçüyü kaçırmayan, makul ve soğukkanlı hareket edebilen, sonuçtan kazançlı çıkacaktır. Mevlana'nın yukarıdaki sözünde, "kendini bütün yönlerinle tanı, küçüklüğünü bil, arzuların kendi durumuna uygun olsun." ikazı var. Bu ikaz olgunluk yolundaki bütün insanlar için geçerlidir. Böyle olmayanlar hem dünyalarını hem ahiretlerini kaybetme tehlikesindedirler. Goethe: "Arzularımız, bizden asıl istediğimiz şeyi bile gizlerler." demiştir. Bu doğrudur. Kendilerine gerekli olmayanları dileyenler, dilediklerinin mahkûmu olurlar. Onların akıbeti zincirleme kısır döngülere girmektir. Bu yolun sonu çıkmaz sokaktır.

O zaman insan ölçülülük konusunda ne yapacaktır? Bütün erdemler gibi ölçülülük de insanın hedeflerindendir. Onun için de düşünecek ve çalışacaktır. Çünkü akıl ve düşünce yalnız insana verilmiştir. Hayvanlardan (normalde) ölçülü davranış beklenmez. Fakat ne acıdır ki, karnı doyan hayvan öldürmediği ve zarar vermediği halde, insanlar hesapsız öldürüyor, öldürmeye devam ediyor. Aslında insan başlangıçta saf ışıktan yüksek değerlere haiz olarak yaratılmıştır. Fakat sonra uzayda ışık güçleri ile karanlık güçler arasında bir savaş başladı. Bu savaştan insan da zarar gördü. Ondan bazı üst bulunuş değerleri çalındı. Ve insan ilk yaratılışına göre zayıf bırakıldı. Bugün insan eski yüksek durumunu tekrar kazanmak için yeniden gelişme yolunun başlangıç noktasına geri çekilmiş bulunuyor. Şimdi önünde uzun ve zor mücadele günleri var. Karşısında, üstesinden gelmek zorunda olduğu iç ve dış güçler var. O kendisiyle ve dışındaki karşı güçlerle mücadele ederek gelişecek, sonunda kendisi için takdir edilmiş şerefli konumuna yükseltilecektir. Bütün çabası ve aldığı büyük yardımlar bunun içindir. Varılacak yerin ihtişamı ve büyüklüğü bütün gayretlerin ve fedakârlıkların üzerindedir.

Anlaşılmalı ki, insanın başaracağı pek çok şey var. Ama Andre Malraux'un dediği gibi, "Dünyada hiç bir şey, insanları, yapacakları şey üzerinde düşündürmekten daha zor değil." Bu zorluk sadece bu dünyaya mahsus değil, insanın bedensiz yaşamında da devam ediyor. Dünya koşullarından kurtulan insan, bulunduğu her türlü ortamda da düşüncelerinde, duygularında, hislerinde, arzularında ve davranışlarında aşırı olmamak zorunda. Olgunlaşmak, ölümden sonra da devam eden bir süreç. Bu gerçeğe uymamak insanı dünyada bulunduğundan daha zor durumlara düşürebilir. Bunun için insan, kendisine sunulan bütün deneyim olanaklarından yararlanarak bilgilenmeli, aklını geliştirmeli ve şuurlanarak kendisinden istenilenleri yapmalıdır. O kendisinden neler istendiğini çok iyi bilmektedir. Hiç bir insan bilmiyorum diyemez. Sorumluluktan kaçamaz. Bütün yapacakları kendisine varoluşundan beri çeşitli yollarla bildirilmiştir. Bundan kurtuluş yoktur.

Osman Türkmenler  1 Şubat 2011

Yazının sorumluluğu yazarına aittir

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap