Bir Yaşam Kuralı

 


BİR YAŞAM KURALI

"Sen sana ne sanırsan,
Ayruğa da anı san.
Dört kitabınmanası
Budur eğer var ise."
Yunus Emre

İnsanların birbirlerine yaptıkları kötülükleri büyük ölçüde azaltacak bir altın kural vardır: "Sana yapılmasını istemediğini başkalarına yapma." Yaşamın eyleme dönük yanına hitap eden bu yalın ve pratik kural çok önemlidir. Uygulandığında, örnek olma yoluyla genişleyerek harika sonuçlar verir. Fakat bir koşulu vardır: insanın bu basit gerçeği idrak edecek kadar düşünce seviyesini yükseltebilmiş olması ve bunu uygulamaya geçecek kararlılığı bulundurması. Aslında bu düzey bugünkü dünya insanından beklenenin altındadır. Ona verilmiş ve yapılmış yardımlara göre daha üst dereceleri kazanmış olması gerekirdi. Fakat gel gör ki, kendini maddeciliğe ve inançsızlığa kaptırmış olan insan bu çok yalın gerçeği bile görmezden gelerek çevresine ve kendisine de büyük zarar vermektedir. Davranışının yanlışlığını gösterenlere ise duyarsızdır. Halen dünyanın da içinde bulunduğu bu hızlı kozmik değişim döneminde insanın bu inatçı vurdumduymazlığı, zaten ağır ve ıstıraplı olan geçiş sendromunu daha ağırlaştırmakta, sıkıntılarnı artırmaktadır.

Altın kural, insanın kendisini olumsuz bir hareketten men etmesidir. Nefis kontroluyla eylemsiz kalmasıdr. Oysa aynı sonucu içermekle beraber Yunus'un en baştaki dizeleri çok daha geniş kapsamlı aktif bir durumu ifade etmektedir. Yunus: "kendine istediğini başkalarına da iste. Eğer dört kitabın bir manası varsa, o da budur." demektedir. Bundan daha büyük bir anlam düşünülebilir mi? Daha açık olarak: "sana hak olan başkalarına da haktır." diyor o Türkmen kocası. Ve görülüyor ki, Yunus bunu hiç ayırım gözetmeden, kim olursa olsun, iyi kötü demeden herkes için istiyor. "Kendin için istediğin bir başkasının olabilir ancak." anlamı var bu sözde. Çünkü bizim başkaları hakkındaki hükümlerimiz, indi değerlendirmelerimiz her zaman yanlış olabilir. Hatta komiktir, kendisini değerlendiremeyen insanın başkalarını değerlendirmeye kalkması. Konu bu genişlikte alındığında insanın ilk yapacağı işin kendini bilmesi olduğu burada da ortaya çıkıyor.

Başta, bugünkü insandan bu kuralın gerektirdiğinden daha üst seviyeler beklendiği söylendi. Bu doğrudur. İnsan varediliş zincirinde nisbeten yeni bir tür olmakla beraber, bizim zaman ölçülerimizle hesaplanamayacak kadar yaşlı bir varlıktır. İnsan var olalı beri "ne kayalar balçık, ne balçıklar kaya olmuştur." Ona ilk var edilişinde verilen akıl gücüyle düşünerek çok şeyi öğrenmiş ve kendisine yapılan yardımlarla yöneticiliğe aday bir konuma gelmiştir. İlahi Yönetim Sistemlerinin gözündeki yeri budur. Fakat kendisine Yaratan tarafından verilmiş büyük akıl nimetini zaman zaman yerince kullanamaması nedeniyle düştüğü önemli yanlışlar yanında, kozmik bir mücadelenin ortasında kalmasından kaynaklanan kayıplarını henüz telafi edemediğinden bugün zor durumdadır. Şimdi insan ilk yaratılışındaki güçlü ve saf durumunu yeniden kazanmanın mücadelesini vermektedir. Aklını gerektiği gibi kullanıp, muhteşem şuur gücünden yararlanabilmesi kendisinden beklenmektedir. Girişteki eylemsizlik kuralını uygulaması şimdiki aşamada kendi hayrı için yapacaklarından biridir. İnsan, onun için takdir edilmiş yere elbette varacaktır. Çünkü işleyen Yaratan'ın planı, olacak Yaratan'ın dileğidir.

Osman Türkmenler 6 şubat 2011

Yazının sorumluluğu yazarına aittir

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap