Gafletten Basirete

 


GAFLETTEN BASİRETE

"İnsanların çoğu kör olarak doğar, bir gerçek gözlerine batıncaya kadar da bunun farkına varmazlar." (Jean Cocteau)

Günlük konuşmada gaflet, gafillik denilince: insanların habersizlik, uyurgezere benzerlik, algı yetersizliği, çevreyi tam görememek halleri anlaşılır. Bunun aksi basiret ise: beden gözünün yanında insanın manevi iç gözünün de açık olması ve beş duyunun dışında kalan bazı hassasiyetlere duyarlı bulunmasıdır. Birinci durum körlüğe ya da uykuya, ikinci durum görmeye ya da uyanmaya eşdeğerdir. Dünya'ya gelen varlıkların öncelerinden gelen deneyim düzeyleri farklı farklıdır. Yaşlı ruhların deneyimleri çok, genç ruhların deneyimleri daha azdır. Ruhsal olgunluk, varlığın sadece akılsal deneyimleri ile ruha kazandırdıklarından ibaret değildir. Elbette ruhsal olgunluğu etkileyen çoğunu bilmediğimiz başka faktörler de vardır. Ama maddi yaşamda akıl yoluyla edinilen deneyimlerin ruhsal büyümedeki rolü inkar edilemez. İnsan, hangisinin tesirinin daha önemli olduğunu bilecek durumda değildir. Ancak, bu konuda bugün için, içinde bulunduğu, yaşadığı Dünya koşullarının etkisini incelemek ve değerlendirmek varlık için daha akıllıcadır.

Olgunluk, ruhta, geçmiş olayların hatırlanması şeklinde değil, sonradan karşılaştıklarına daha bir üst seviyeden bakabilmek, onları daha rasyonel ve gerçeğe daha yakın değerlendirmek biçiminde kendini gösterir. Böylece deneyimli bir ruhun durum ve olaylara yaklaşımı, deneyimsiz bir ruha göre çok değişik olacaktır. Olgunluktaki her seviye -ki sonsuzdur- bakış açısı ve yaklaşımlarda da büyük farklılıklar demektir. Bundan şu sonuç çıkar: Her insanın benzer durumlar karşısındaki görüş ve düşünceleri bile az çok farklı olacaktır. Bu duruma neden olan değişik bir öge de, şuurun her varlıktaki tezahür şeklinin ayrı ayrı oluşudur.

Önemli bir konu da şudur: Gerçek Bir'dir. Fakat aynı zamanda kişilerin ve seviyelerin gerçekleri farklı farklıdır. Bütün mesele Tek Gerçek'e ulaşabilmek ya da yaklaşabilmektir. Varlığın her türlü bulunuşunda var olan olgunluk düzeyi, aynı zamanda gerçek Gerçek'e erişim kapasitesidir. Olgunluk düzeyi yükseldiği oranda kişinin Gerçek'e erişimi kolaylaşacaktır. Örneğin Dünya'da insanlar rahat, huzurlu, sağlıklı, zengin, yorulmadan yaşamak isterler. Bu istekler, yazının alt başlığındaki "İnsanların çoğu kör olarak doğar." ifadesinin devamı arzusundan başka bir şey değildir. Yani: kısmi ve alt gerçeklerde kalmak, gelişmemek, değişmemek ve seviye kaybetmekte ısrar etmektir. Oysa ki insan, önce gerçek insan olmak, sonra insan-üstüne yükselmek sorumluluğundadır. Ancak o zaman görevini yapmış olacaktır. Önündeki bilmesi gereken gerçek Gerçek'lerden sadece biri budur. Bu gerçek Büyük Gerçek'in bir parçasıdır. Varlık, bu genişlikte bakmayı öğrenmek zorundadır. Bunu o'na öğreten her şey uyanması, görmesi için "gözüne batan bir gerçektir." İnsan bunun için vardır. O'ndan bunu başarması beklenmektedir. Başarma yolunda mesafe aldığı sürece işi kolaylaşacak, başarısızlığı ölçüsünde zorlanacaktır.

Osman Türkmenler 29 Mayıs 2011

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap