Tutarlılık İlkesi

 


TUTARLILIK İLKESİ

Eski dilde anlamı "tutarlılık" demek olan i n s i c a m, varlıkta, doğada ve evrende çelişki yani tutarsızlık bulunmadığını gösterir. Tutarlılık esastır. Temelde her şey uyumludur, tutarlıdır. Tutarsızlık, çelişki varlıktan kaynaklanır. Yanlış düşünceler, yanlış görüşler ve yanlış değerlendirmeler insanı tutarsızlık noktasına getirir. Çoğu zaman yetersiz bilgi ve yetersiz gelişmenin neden olduğu yersiz, gereksiz, doğru olmayan davranış ve eylemler tutarsızlık olarak ortaya çıkar. Tutarsızlık insanları şaşırtır, sistemleri bozar. Çünkü tutarsızlıkta amaç kaybedilir. Örneğin bir yazının başı, açılımı ve sonuç bölümü arasında birbirine uymayan durumlar yani tutarsızlık varsa o yazı yazana da okuyana da sadece zaman kaybettirir. İnsanların düşünceleri ile davranışları, söyledikleri ile yaptıkları arasındaki zıtlıklar, hatta sadece söylediklerinin başı ile sonu arasındaki çelişkiler o insanların hamlıklarını ortaya koyar. Olgun insanların düşünceleri, davranışları ile sözleri arasında fark yoktur. Onlar "özü ile sözü bir" olanlardır. Böyleleri her yerde kabul görür, dinlenir ve ciddiye alınırlar. Tutarsızlık, gözden kaçmayan, hemen dikkati çeken olumsuz bir özelliktir.

Uzun vadede insanlar hep aynı düşünce, aynı görüş, aynı davranış doğrultusunda kalmazlar. Zamanla ve olaylarla değişirler. Değişim, evrenin yasasıdır. Her şey değişerek ilerler. Ve bu değişim gelişme yönünde seyreder. Tekamül denilen yasanın gereği budur. İnsanlar içinde bulundukları gelişim dönemine bazı değişimleri geçirerek gelmişlerdir. Bir sonraki döneme de değişerek geçeceklerdir. Değişimlerin genel karakteri olgunlaşma biçimindedir. Fakat her kişinin gelişmişlik ve şuur dereceleri, dolayısıyla ihtiyaçları diğerlerinden farklı olduğu için, değişimlerinde farklı olaylar ve sınavlarla karşılaşırlar. Çünkü kişilerin her biri için her dönemin farklı bir gerçeği vardır. Zira şuur her bireyde farklı tezahür eder. Birey için bir dönemin gerçeği öncekinden ve sonrakinden başkadır. Bunun sonucu olarak fertlerin itibar ettikleri gerçekler, görüşler, düşünce ve davranışlar bir dönemden diğerine değişerek geçer. Bir dönemde doğru kabul edilen, sonraki dönemde yanlış olabilir. Bu nedenle tutarlılık - tutarsızlık kavramları da değişecektir. Ve bu normaldir. Böyle bir dönem geçişine dışarıdan şahit olan birisi, söz konusu kişi için tutarsızlık hükmü verebilir ki, bu yanlış bir hüküm olur. Bu, tutarsızlık ilkesini bozan bir durum değildir. Tersine, "evrensel hareket prensibinin" sonsuzluk bahis konusu olduğu zaman dahi geçerli olduğunu gösteren bir gerçektir.

Yaratılış ilkelerine göre her şey bir düzen dahilinde cereyan eder. Kıt ve eksik görüşler nedeniyle düzensizlik ve karmaşa gibi görünen olayların temelinde de fark edilemeyen bir düzenlilik vardır. Şimdilerde, en küçükten en büyüğe kadar kaos gibi görünen oluşumların bile baştan beri kendine özgü bir nizam içerisinde vücut bulmuş ve bulmakta olduğu, karşıt nazariyelere konu olmuştur. Uyumsuzluk evrende değildir, doğada değildir, insanın yanlışındadır. İnsanın aklını yanlış kullanmasındadır ve geçicidir. "Her şey aslına rücu eder" gerçeğince, bir zaman gelecek, insanın var oluş alanında bulunan her şeyin bir tutarlılığın eseri olduğu bilinecektir.

Osman Türkmenler 14 haziran 2011

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap