Az Laf Çok İş

 


AZ LAF ÇOK İŞ

Başlangıçta saf ışıktan mükemmel olarak yaratılmış olan insan, her şey gibi kendisinin de bir BÜTÜN'ün parçası olduğunu biliyordu. Bu yüzden iletişim için sözcüklere ihtiyacı yoktu; gerekeni sözsüz olarak anlıyor ve anlatıyordu. Maddi bir bedene de sahip değildi. Zamanlar geçti, insanın da içinde yer aldığı evrende İlahi Yasalar uyarınca gerçekleşen değişimlerde insanın başlangıç konumundaki yeri değişti, aşağılara düştü. İçinde bulunduğu akışta insan yok edilmek istendi ve başta sahibi bulunduğu yüksek değerler kendisinden çalındı. Şimdi insan kendisinden zorla alınan yüksek nitelikleri ve kaybettiği zamanı yeniden kazanmak için mücadele veriyor. Bunun için önünde zor ve ıstıraplarla geçecek uzun ve sıkıntılı bir vernal devre var. Başarılı olması için ona çeşitli yardımlar yapılmaktadır. Değerlendirebilenler bir üst boyuta yükselecek, değerlendiremeyenler geri kalacaklardır. Şu anda tüm insanlık bir yol ayırımındadır. Ya başlangıcındaki saflığına ve mükemmeliyete dönüşü başarma yolanda mesafe alacak, ya da düşüşüne devam edecektir. Bu ona bağlıdır.

Kaybettiklerinden sonra bu gün bulunduğu seviyede Dünya insanına, düştüğü ayrılıktan kurtulması için 4000 yıldır tek kaynaktan tek olarak indirilen Tek Yaratan'ın öğretisi ile hayırlı ve doğru olanlara davette bulunulmaktadır. Bu davet insanın durumu icabı söz ve yazı ile yapılagelmektedir. Tevrat "önce söz vardı" der. Kur'an'ın ilk ayetinin ilk kelimesi "oku" emridir. Söz ve yazı konuşulan dilin sembolleridir. Halihazırdaki insan için başka türlü ifade ve anlama olanağı yoktur. Yine de biliniyor ki söz (ve yazı) iki tarafı keskin kılıçtır; söz hem hayra vesile olur, hem şerre araç. Bunu en iyi Yunus Emre söyler:

"Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.

Söz ola ağulu aşı,yağ ile bal ede bir söz."

Bu gün için söz bir yere kadar belli şuurlar için önemini koruyacaktır. Çünkü bilmenin bu ilk adımlarında söz hayrı taşıyacaktır, hayırsızlığı da taşıdığı kadar. Bilen çoğaldıkça söz azalacak, eylem çoğalacaktır. Bilenler, gerçeğin sözünü, sessizlikte içlerinden daha çok duyacaklardır. İnsanlık şimdi hayır ve hayırsızlığın harmanlandığı söz karmaşasında hayrı bulma sınavındadır. Başarısı, şuurlanmasına bağlıdır. Aslında her şey insanın şuurlanması içindir. Olaylara böyle bakanlar kazançlı çıkacaklardır.

İnsana iyiyi kötüden, hayırlıyı hayırsızdan ayırabilmesi için yeterli bigi verilmiştir. Şimdi her insandan rüştünü isbat etmiş fertler olarak sahip oldukları bilgiyi akıllıca kullanması bek lenmektedir. Zamanında kullanılmayan, istif edilen bilgi yarar yerine zarar verir. Bu, insana verilen en önemli bir imkanın, zamanın zamanında değerlendirilmesi gereğidir. Hayırlının tercih edilmesidir. Bu ayırımı yapabilen ve selameti hayırda bulanlar, eylemi söze tercih edenler olacaklardır. Böylece, bilgiyi kullanıma sokanlar maddeyi kalıbının dışındaki hüviyeti ile görecek, maddenin maddesini enerji boyutunda yaşayacaklardır. Onlar, yolları açık edilenlerden olacaktır.

Osman Türkmenler 19 temmuz 2011

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap