Alçakgönüllülük

 


ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

"Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar."

Alçakgönüllülük tevazudur, mütevazi olmaktır. Olgun insana en çok gerekli hasletlerden biridir alçakgönüllülük. Alçakgönüllülükle gönüller feth edilir, zorlar kolay edilir, olmazlar oldurulur. Alçakgönüllülük güler yüz - tatlı dilden ibaret değildir. Çok daha fazlasını içerir. Nezaket, anlayış, ilgi, saygı ve araya gerekli mesafeyi koyabilmek... bunlardan bazılarıdır. Alçakgönüllülük daimi ve samimi bir davranış biçimi olmuşsa değerlidir, kişiyi yüceltir. Gelip geçici hele yapay bir alçakgönüllülük kişiyi değersiz kılar. Kendinde böyle bir zaafı gören, işine geldiği zaman alçakgönüllülük maskesi takan bilsin ki o maske bugün olmazsa yarın düşürülecektir. Yararı için alçakgönüllü görünmek isteyen yalan söyleyendir, ikilikte olandır. Bu yola tevessül eden sonunda olan itibarını da kaybedeceğini bilmelidir. Bu gerçeklere rağmen insanlar arasında gururlarını gizlemek, tepeden bakışlarını perdelemek, kendilerini diğerlerinden üstün gördüklerini fark ettirmemek için alçakgönüllü görünümüne girme çabasında olanlar çoktur. Onlar rol yaparlar. Fakat bu durumdan en çok rahatsız olanlar ve sonunda zararını görenler kendileri olurlar. Çünkü aradıkları yakınlık ve sıcak ilişkiden hep mahrum kalırlar. Zaman kaybederler. Sıkılırlar. Oysa alçakgönüllülükle kendini samimi olarak ortama sunanlar sevilirler, takdir görürler, çevrelerine yardımcı olurlar. Bu arada kendileri de öğrenir, eksiklerini tamamlama imkanı bulabilirler. Açık, samimi ve dürüst ilişkiler tarafların kazancınadır. Bu şekilde bilgiler ve dostluklar paylaşılır, büyültülür. Gerçek değerler dağıtıldığı, bölüşüldüğü halde azalmaz, çoğalırlar. Onların özelliği budur.

Bilgisizler, cahiller ve bilgili cahiller alçakgönüllü olamazlar. Özenti ile veya çevrelerinde kabul görmek hevesiyle mütevazi görünmek isteyenler bunun hiç de kolay olmadığını, kendi foyalarını kendileri ortaya çıkararak görürler. Gerçek tevazu bir olgunluğun, bir bilgeliğin mahsulüdür. Pek çok yönlüdür. Kendini ve insanı bilmeye dayanır. Bu, kişinin güçleri yanında kendi noksanlarını ve zayıf taraflarını bilmeyi gerektirir. Aynı zamanda o karşısındakileri doğru değerlendirebilecek bilgi ve olgunlukta bulunmalıdır. Bu sayılanların hiç biri cahil ve ham bir kişinin harcı değildir.

Görülüyor ki gerçek tevazu basit bir şey değildir. Büyük bir şeydir. Tevazu ölçüsüz değildir. Çok hassas bir ölçüyü gerektirir. Tevazu sahibi kişi çevresini çok iyi tartmak durumundadır. Ölçüyü karşısındakilere göre tutturmak mütevazi kişinin doğal becerisidir. Bunda yapılacak yanlışlık ya dışlanmasına, ya kaale alınmamasına yol açar, saygınlığı zedelenir. Gerçekten olgun kişi bütün doğallığıyla, hiç gayret sarfetmeden tam bir alçakgönüllülük sergiler. O bu durumda kendi yerinde bulunmaktadır.

Osman Türkmenler  22 Ağustos 2011

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap