Ödenecek Borçlar

 



ÖDENECEK BORÇLAR

İnsanlar borçludur. Bütün insanlık borçludur. Onlara binlerce yıldan beri verilen bir eğitim programı yeni tamamlanmıştır. İnsan, aldıklarının karşılığını vermek durumundadır. Onun için borçludur. Ve bu borç er veya geç ama mutlaka ödenecektir. Büyük öğreti sisteminin sözcüsü şöyle sesleniyor: "Var edildiniz. Yaşıyorsunuz. Elbette borçlusunuz. Herşeyinizle." Ve ilave ediyor: "Sevinin. Size borcunuzdan haber veriliyor... Aldıklarınızın karşılığını iyi verdiklerinizle ve iyi yaptıklarınızla ödersiniz."

Her şeyin Haliki Olan O' Tek Var Edici, yaratıkların bir bölümünü sevgisinden, bir bölümünü de hayrından var etmiştir. İnsanlar, sevgisinden var ettiği bölüme dahildir. Hayrından var ettikleri içinde ise evrenin Yüce Hiyerarşisini teşkil eden yönetici varlıklar da bulunmaktadır. Ancak bu kadarı biliniyor. Bu iki bölümde başka ne tür varlıkların bulunduğu, bu iki bölümden başka hangi alemlerde nasıl varlıkların var olduğu insan bilgisinin dışındadır. Bilinen tek şey, O'nun düzenlerinin ve var ettiklerinin sonsuz olduğudur.

İnsanın bu sonsuzluğun parçası olduğuna ve borçlarına dönülecek olursa, onun ilk sorumluluğunun ve borcunun Var Edenin kendisine verdiği aklı kullanarak şuurlanmasını tamamlamak olduğu söylenebilir. Bu şekilde iyiyi kötüden, doğruyu eğriden ayırt edebilecek hale gelen insan binlerce yıllık eğitiminde çeşitli yollardan aldığı bilgilerden saptırılmamış olanları diğerlerinden tefrik ederek önündeki büyük boyut değiştirme aşamasını kendi idrakiyle ve kendi seçtiği yolla başarmak zorundadır. Bu, her şeyden önce insanın kendi kendisine olan borcudur. Başarmak içi ona yapılan yardımları değerlendiremezse uzun yolu tercih edenlerden ve sonuçta gecikenlerden olacaktır. Bütün insanlık bu büyük değişim programının içinde yer almakta ve onu gerçekleştirmek zorundadır. Bu, Tek Var Eden'in programıdır. Ancak bazı insanlar için, tercihleri nedeniyle, değişim daha uzun sürecek, daha zor olacaktır. İşte bu değişimin nihayetinde bu aşamanın borçları ödenmiş olacaktır. Borcun nasıl ödeneceği prensibi giriş paragrafının son cümlesinde gösterilmiştir.

Bireysel insan varlığı aslında çok sayıda bütünlüklerin hepsinin de ayrı birer parçasıdır. Kendisi bilmese de varlığının maddi ve manevi yönlerinin her biri ayrı ayrı bütünlüklere hizmet eder. Ve yine bu bütünlüklerin hepsi birden ayrı bir bütünlüğün içindedir. Şu anda yönetici sistemler tarafından başka sistemlerin gelişiminde -bilgisi dışında- fonksiyon yaptırılan insan, bir yandan da ardından gelenlerin gelişimine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, her bir insan evrensel bir varlık olarak ayrı bir evrensel öncüye hizmet etmektedir, yine bilgisinde olmayarak. Bunlar verilen büyük bilgilerdendir. İnsanların yapmaları gerekenlerin hepsi de ödenecek borçlar meyanındadır. Bu gün bilgisi dahilinde olmasa bile insan, muhtemelen sonsuzluk boyunca uzanan varlığı ile başka borç ve mükellefiyetlerin de altında olabilir. Bilinenler yoluyla bilinmeyenlerin bilinmesine açılmak, insanın tabi tutulduğu eğitim programının bir yöntemidir. İnsan bu yöntemle bilmesi gerekenlere ulaşacak, böylece yarınki borçlarını da bilecek ve ödiyecektir.

Anlatılanlardan şu sonuç çıkartılabilir. Gerçekte insanın tek bulunuş sebebi, mensubu olduğu en büyük bütüne hizmettir. İnsanın yaratılışında "sahip olmak" diye bir şey yoktur. Sahip olmak, sonradan edinilen yanlış duygulardan biridir. Mülkün Tek Sahibi Tek Var Eden'dir. İnsan sadece vermek için vardır. Aldıklarının hepsi vermek, ya da vermeye vesile olmak içindir. İnsanın tek serveti borçlarıdır. Borçtan "ödeyerek - vererek" kurtulunur. Verme'nin bu günkü insan varlığının bildiği - bilmediği pek çok şekilleri vardır. Önemli olan verme işleminin bilinçli olarak yapılmasıdır. Bu nedenle insan yalnızca "şuurlanmaya" mecbur kılınmış, diğer konularda serbest bırakılmıştır. Çünkü şuurlanmak, bir anlamda, insanın yapmakla mükellef olduğu her şeyi içinde bulundurmaktadır.

Osman Türkmenler 4 Ekim 2011

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap