Ruhun İşareti Sadeliktir

 


RUHUN İŞARETİ SADELİKTİR

(Silver Birch)

Ruh: Hep konuşulan hiç bilinmeyen yönetici. O sadelikte aranmalıdır, karmaşıklıkta değil. O her yerde vardır ama o bilinen görünen değildir. Bilimsel yöntemlerle ona erişilemez. O sadece düşünülebilir sezilebilir. Ona dokunulamaz ama o çok şeyin hareket ettiricisi ve devamını sağlayan ilahi kudrettir. O yalındır güzeldir. Bunun için herkese hitap eder. O hem büyük bir bütündür, o hem en büyükten en küçüğe tüm canlılığa nüfuz eden muhteşem güçtür. Ancak bu kadar ifade edilebiliyor. Yine büyük öğretmen Silver Birch'ün ifadesiyle: İnsan, ruh sahibi beden değil beden sahibi ruhtur. Varlıkta ruh efendi beden hizmetkardır. Esas olan yöneten ruh, tabi olan bedendir. Beden geçer ruh kalır, varlık ebedi ifadesini ruhta bulur.

Üç boyutlu dünyada yaşayan insanın ruhsal yönü perdelenmiştir. Perdeleme görevini en başta madde üstlenmiştir. Maddeyi egosal dürtüler ve kalıplaşmış çözülmesi zor toplum bilinci takip eder. Şimdi yaşanılan büyük boyutsal değişim zamanında bunlara bir de dünyayı yöneten maddiyata hakim güçlerin tüm insanlık üzerinde kurmaya çalıştıkları gizli kontrol sistemleri eklenmiştir. İnsanlığın hayrı için çalışan ilahi yönetici sistemler insanlardan, gerek kendilerinden gerek dışlarından gelen bu baskıcı engelleri kırmalarını beklemektedir. Çünkü insanlık ancak bu şekilde ruhsallığını öne çıkaracak ve hemen önündeki aşamayı başarıyla kat edebilecektir. Bunu yapabilecek güç kendisine verilmiştir, o gücü kullanması gerekmektedir. Kullanabilenler kendilerini bekleyen bir üst gelişim düzeyinin sakinleri olacaklar, kullanamayanlar ise şimdiki düzeyin sınavlarıyla karşılaşmaya devam edeceklerdir. Ta ki başarıncaya kadar. Bu süreç sonsuzdur, zamanla sınırlı değildir.

Başarı için insanların kendi düşünce ve duygu dünyalarının hakimi haline gelmeleri gerekiyor. Bu, başta insanların her birinin kendi üzerlerinde çalışmalarını gerektiren çetin bir yolu takip etmeleri demektir. Aynı zamanda yukarda sözü edilen çevresel kitle bilinci baskısı ve gizli kontrol mekanizmalarını fark ederek onlardan mutlaka çıkacaklardır. Bu acildir. Çünkü kaybedilecek zaman kalmamıştır. Ya bir üst boyuta geçilecek, ya da bir dahaki geçiş dönemine kadar bu boyutta kalınacaktır. Tercih kişilere bırakılmıştır. Şimdi ruhsal yönlerini diğer yönlerinin üzerine çıkarmak isteyenler başta sözü edilen "sadelik" ilkesini de kullanabilirler.

Sadelik anlamındaki basitliğin cezbedici bir niteliği vardır. Sadeliği hemen herkes sever. Gösterişten şatafattan uzak sade bir yaşam büyük çoğunluk için hoştur. Sade bir ev, sade eşyalar, sade bir giyim, sadece zaruri ve basit olan maddi gereksinim insanı kendisine asıl gerekli olan mana yönünde serbest bırakır. Tavırlarda sadelik ve tevazu, konuşma ve insan ilişkilerinde tumturaklı olmayan sade bir tutum benimsenmesi insanı aşırılıklardan uzaklaştırır, insanlığına yani özüne yaklaştırır. Ruhsallık da oradadır işte. O öz ki, yalnız ruhsallığı değil, tüm gerçek değerleri bünyesinde bulunduran tek yerdir. Ona yaklaşıldıkça örtüler aralanır, perdeler kalkar. Zaten istenilen budur. Dolambaçlı yollardan hiç bir yere varılamaz. Yürünecek yol çok uzun da olsa sadelik insanın önünü aydınlatan güçlü bir ışıktır. Böyle olmaya devam edecektir. O zaman aklın ve aklı yönetenlerin önerdiği sadelik yolu değiştirilmemelidir. Büyük sistemlerde dahi sadeliğin önemli bir yeri vardır. Öyleyse varlığın sadelik yolunu terk etmemesi bugünkü kritik durumunda ve her zaman kendi yararına olacaktır.

Osman Türkmenler 5 Şubat 2012

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap