Özgünlük

 


ÖZGÜNLÜK

Özgün: birine, bir şeye has, ona mahsus olan demek. Tersinden gidilirse, taklit olmayan, benzerlerinden ayrı olan, değişik ve orijinal anlamlarına gelir. Bu sitenin ana sayfası iki bölümden oluşuyor: Özgün düşünce ve Özgün yaşam; sitedeki yazıların kendine has olması amaçlandığından. İnsan, gelişiminde yaşayarak, görerek ve öğrenerek tekamül ediyor. Bu üç yol da insanın kendi müktesebatını (birikimini) artırması için gayret etmesini içeriyor. Tabir yerindeyse, bir ot gibi yaşayan, aklını kullanmadan geldiği gibi gidenlerin dışındaki her insan, yaşamını gözleri açık olarak yaşayacak, çevresine olanları değerlendirecek ve her yoldan öğrenecektir. Kendi kültüründen ve hatta başka kültürlerden bilgi edinecektir. Bunların hepsi onun ihtiyacıdır. Bütün edindiklerini mutlaka kendi akıl - mantık süzgecinden geçirecektir. Bunlardan benimsedikleri, benimsemedikleri olacaktır. Bu sürecin istenen verimlilikte olması için birey hem kendi düşünce ve davranışlarına, hem dışardan aldıklarına dikkatle ve eleştirel bir şekilde yaklaşmak durumundadır. Bireyde ancak bu suretle dışardan empoze edilenleri olduğu gibi kabul etmeyen, kendi anlayışına uymayanları reddeden özgün bir birikim teessüs edecektir. Bu birikim, bu oluşum sonsuz olan her şey gibi yavaş yavaş, tuğla üstüne tuğla koyarak olacaktır. Şurası açıktır ki, özgünlük kendini dışa kapatarak kazanılamaz. Çevreden soyutlanmak, bir gelişme sağlanmadan olduğu gibi kalmak demektir. Değerli ve önemli olan, tüm yaşama açıkken özgünleşebilmektir. Bu, şu anlama da gelir: kişinin kendini yetiştirmesinden daha büyük bir erdem olamaz.

Özgünlük şuurlanmakla yakından bağlantılıdır. Çünkü her varlığın şuuru da özgündür, yani kendisine mahsustur. Şuurlanmak, kendisine akıl ve düşünce özgürlüğü verilmiş bulunan insandan istenilen tek şeydir. İnsanın gerçek yönünde büyümesi şuurunu büyüterek olur. Bu değişmez. İnsanın kendisine çizilen yolda ilerlemesi ve bugün bilmediği yüksekliklere erişmesi ancak şuurlanması yoluyla mümkün olacaktır. Tekamül, en başta şuurlanmayı getirir. Varlık, gelinen şuur seviyesinden daha aşağı düşemez. Bu, müktesep (kazanılmış) bir haktır. Ne var ki insan özgürlüğünü kendi aleyhine de kullanarak gelişmesini ve şuurlanmasını durdurabilir. Tekrar harekete geçmesi yine kendisine ve planına bağlıdır.

Bu noktada bu yazının konusu olan "özgünlüğe" dönülecek olursa özgünlük, kişinin mensubu bulunduğu "Büyük Bütün" içerisindeki sadece kendisine mahsus olan orijinal yerini bulması ve yine kendisinden başkasının yapamayacağı fonksiyonunu yerine getirebilmesidir. Başarısı, o rolün gerektirdiği özgünlüğü elde edebilmiş olmasıyla mümkündür. Yoksa, zihni dolduran özümsenmemiş bilgi yükü varlığa hizmet etmez, aksine onu engeller. Varlığa gerekli olan, gerçek kimliğinin ayrılmaz parçası olan özgünlüğüdür. Demek ki özgünlük mutlaka varılması gereken bir menzildir. Şu da anlaşılmalıdır ki, ulaşılan her aşamanın kendi özgün kişiliği vardır. Fakat gidilecek yol nihayetsiz olduğuna ve varlığın önünde yolculuktan başka bir şey olmadığına göre, biraz soluklanmak anlamındaki her yol menzilinin de ayrı bir tekamül seviyesi, ayrı bir şuuru, ayrı bir kişiliği ve dolayısıyla farklı bir özgünlüğü bulunacaktır. Sonsuzluğun parçası olmak bu demektir.

Osman Türkmenler

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap