İnsan Aslında Bir Hiçtir

 

İNSAN aslında bir HİÇtir

HİÇLİK’ten gelip yine ona dönecek olan.

Bu yazıda düşünceyi zorlamak istiyorum. Çünkü yeni bir şeyler düşünmek, düşünebilmek için çabalamak, bilinenlerin ötesine çıkabilmek, tasavvur gücünü zorlayabilmek, günümüz insanının büyük ihtiyacıdır. Pek çok yönden dar ve insan gelişimine yararsız kalıplar içine hapsedilmeye çalışılan, aslında insana insanı ve gücünü öğretecek olan düşünce, bu zorlamalarla ancak sıkıştığı dar alandan çıkartılabilir. Onun için düşünmek, tasavvur etmek, tasavvuru canlandıracak enerjiyi üretecek iç gücünü geliştirmek insan için çok önemlidir. Düşündükleriniz başta bir şey ifade etmiyor gibi görünse de, şayet doğru bir başlangıçla ve hayır için üretiliyorsa, İlahi sistemlerden yardım alması seyrin doğal işleyişini getirecektir. Onun için düşünün, insanlığın, doğanın, var olan her yaratımın hayrına olan her şeyi. Işık sizinle olacaktır.

Şimdi hiç olmak ve Hiçlik üzerine düşünmeye başlayalım geniş bir anlatım olmasa da. Çünkü siz okuyanlar da elbet bir şeyler düşüneceksiniz, kabulde ya da redde hiçlik üzerine.

Değişime uğrayan her şey hiçbir şeydir. Bu gün var olan, yarın yok olan; varlığı kalıcı olmayan. Çözülüp dağılan ve parçalarından yeni hiçler meydana getiren. Hiç olan Hiçliğin devinimini sağlayan değerdir. Ve tüm yaratılış, Hiçliğin deviniminden başka bir şey değildir.

Yaratılışa farklı bir anlamla yaklaşmak istediğimizde onun “Hiç” anlamıyla olan yakın bağlantısını da açıkça görebiliriz. Hani “ yalan dünya” anlamının çok daha genişletilmiş bir anlamı olarak. Ve bu bize devinen her şeyin aslında bir hiç olduğunu gösterir.

Madde boyutunda her şeyin sürekli bir devinim içinde olduğunu biliyoruz. Devinimin olmadığı yerde madde oluşamaz, devinimin olmadığı yerde çekim gücü de yoktur. Peki diğer boyutlar, onlar devinimden ari mi? Ruh devinmez mi? Yaratılışın nedeni olan Öz devinmez mi? Deviniyorlarsa eğer onlarda hiç’tir. Devinmiyorlarsa varlıklarını nasıl muhafaza edebiliyorlar? Bir bilinmeyenin varlığını devam ettirebilmesi için bir başka bilinmeyen mi devrededir.? Hiç’lik ifadesi insanın gerçeği düşündükçe daha iyi kavrayabilmesi için betimlenmiş bir anlatım mıdır?

Hiç olmak genelde yok olma durumunun ifadesidir. Ya da hiç varolmamış olmak. Yokluk. İnsan gelişimindeyse hiç olmak, bir yerde nefsi devreden çıkartarak, saf halde Yaratıcının önünde küçüklüğü kabul edip, O’nun büyüklüğüne biat etmektir. Diğer bir şekilde anlatmaya çalışırsak, yaratılışın yasalarına uygun hale gelip yasayla bütünleşmektir.

Hiç olmak” bir tekâmül aşaması olarak kabul edilir. Zaten “hiç olanın” farklı bir boyutta hiçliğine devam edebilmesi için. Varlığın önce kendini bir hiç olarak kabul edip sonrada diğer hiçleri bilip, en sonunda da yaratılışın tümüyle bir hiç olduğunu anlaması kaç bin yıl sürecektir acaba? Ve insan seyrini bu gün bilemediğimiz hangi yapıda devam ettirirse ettirsin sonunda her şeyin bir hiçlik gösterisi olduğunu anlatımların ötesinde anlayınca, Yaratıcının ne muhteşem bir güç olduğunu gerçekten anlayacaktır ve sonra ne olacaktır bilinmez. Şimdi bir zerresini bile anlayıp, o değerlerde yaşayamayan insan bu yolculuğu elbet ki başaracaktır eninde sonunda; Hiçlik devinimini yitirmedikçe.

O’ durağan gibi olan, kendini kendi ateşiyle yakan, Gerçekten Var Olan, hiçliğin sahibi, hiçlikte yarattığı tüm hiçleri elbet ki planındaki yolculuğunu tamamlatıp Hiçliğine geri döndürecektir. Bilgiler öyle der, “Dönüş yine O’nadır”. Ve ona dönüş yapan, Hiçlik de hiçliği deneyimleyen hiçler bu dönüşün sonunda ne olacaklardır.

Bilinmezler elbet ki hak edilinceye kadar bilinemez olarak kalacaklardır. Yine de varlığımıza açık olan kozmik bilgi hazinesine ulaşmaya çalışarak, kurgumuzu derinleştirmeye devam edebiliriz, düşünerek, hissederek ve o safhada belki hak edilen mucizeleri de yaşayarak.

Düşünce derinleşmeye başlayıp kişi hiçliğin içinde kaybolmaya başladığında, ulaştığı seviyelerden bilgi kırıntılarıyla karşılaşabilir. Hani o güne kadar düşünmediklerini düşünebilir. Bu düşünce edimini gerçekten istekle ve yerli yerince yapana evrenin bir hediyesidir. Hiçlik büyüklüğünü hissettirir bir şeyler bulmaya istekli küçük hiç’e.

Küçük hiç ise farklı bir güç hisseder kafatasının içinde; çekilip gittiği yönün gücünün etkisiyle. Hiçliğe daha farklı tanımlar getirmek ister. Bilinenlerden farklı. Çünkü bildiklerinden farklı şeyler yaşamadadır.

Hiç’in Hiçlikteki yolculuğu böylesine devam eder. Hiç büyür, Hiçlik de büyür. Akıl devreden çıkar, gönül yoldaş olur. Hiçliğin yasaları farklılaşır. Böylelerine dünyamızda “Abdal” denir. Sıradan insanların aksine Hiçliğin içinde hiç olduklarını fark ettikleri için.

O’nun dışında varolan her şey Hiç’tir. Ve insanlar henüz kendi hiçliklerini fark edemeyenler olarak O’nun yolunda O’nun adına neler yapmadalar!. Hiç’ler hiç olduklarını anlayana kadar da bu böyle devam edecektir elbet.

Hiç olmak güzeldir. Hiç dünyasında yaşamaksa farklı bir boyutun hiçliğini deneyimlemektir. Gelişmektir. Ve bu arada kalıp düşüncelere saplanıp kalmışların da tepkisini çekmektir…

O’ tüm insanlığa “Düşünün” dedi. “Düşünün”.

Aysel Ongun 16 Mayıs 2011

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap