Aldatmak ve Adatılmak Aldanmaktır

 


ALDATMAK ve ALDATILMAK
ALDANMAKTIR
 

Aldatma nedir ve insan buna neden ihtiyaç duyar. 

İlk bakışta hiçbir insanın kabul etmeye yanaşmayacağı bir betimlemedir aldatmak. Doğru olunamadığının ifadesidir. Oysaki insan hayatı neredeyse tümüyle bu aldatma senaryosunun içinde geçer. Aldatır, aldatılır. İkisi aynı şeydir ve sonuçta tüm yaşamı boyunca aldatsa da, aldatılsa da gerçek önünde aldanandır. Hal böyle ise insanın bilinçsel, ruhsal gelişkinliğinden ve vicdanından ne kadar söz edilebilir. İnsan böyle bir yaşam seyri içinde gerçeğin önünde her yönüyle üstün bir varlık olduğunu düşünerek ne kadar aldandığının acaba farkında mıdır? Elbet ki diğer dünyasal varlıklara göre üstün olan pek çok yönü vardır farklı bir akıl, gönül ve düşünme yetisi yönünden ama, aldatma duygusunu sürekli yaşayan insan pek çok yönden de rafine bir şuurdan yoksun, o yoksunluğun bilinçsizliğini taşıyan bir varlıktır gerçek önünde. İnsan kendi kendini aldatma ihtiyacını duymadan bunu kabul edip aşmaya çalıştığında, ne kadar aldatıcı olduğunu görüp, gerçek insan olmanın ne olduğunu anlayacaktır elbet ki.

Şöyle kendimize bir bakalım bir günde kendimizi hangi düşüncelerle ve eylemlerle ne kadar aldatmadayız. Bu işlemi ego etkisinden uzak gönül gözüyle yapabilirsek eğer, fark ettiklerimizden dehşete düşebiliriz. Dün de, bu gün de yeryüzünde öyle bir aldatma programı devrededir ki, insan her an her şekilde aldanıp aldatılırken, bilinçsizce kendini ve ulaşabildiklerini de aldatmadadır doğru ve iyi olduğunu düşünerek. Aldatma eylemi; aklın, duyguların, niyetlerin, örtülü menfaatlerin büyük ölçüde iyilik, sevgi, hizmet tanımlamalarının ardına gizlenerek gerçekleşir, insanı O’nun murad ettiği gerçek insanlıktan çıkaran acımasız bir devinimle. Aldatma egonun baş görevidir, aldatacaklarının yine egosuna seslenerek yaptığı.

Her hangi bir insan düşünelim, biraz da kendini farklı göstermeye çalışan. Belki aşağılık duygusuyla, belki çevresinde daha üst bir yer edinme hırsıyla, kendini çok üst görme ya da sahip olduklarıyla doyumlanmayan egosuyla, yaptıklarının doğru olmadığını bile bile, kendine bir haklılık biçerek gerçeğini örtbas ederek, hatta yakınlarına da ettirerek kimi aldatmadadır acaba!. Olduğunun dışında görünmek dürüstce bir davranışmıdır? İçi bir başka dışı bir başkayken kimi aldatmaktadır. Önce kendini aldattığının farkında mıdır acaba?

Aldatma her insanda bilinçsizliği oranında yer bulur. En tehlikeli aldatıcılar da akıllı ama bilinçsiz olanlardır. Bunun için kadın veya erkek, cahil ya da kültürlü, zengin ya da fakir hiçbir ayrım yapılamaz. Gelişmişliğin en alt noktasında bu sınıflardan pek çok insan bulunabilir. Ve insanlık bu gün vicdanen yerlerde sürünen bu sözde gelişkin insanların güçlü ego dürtüleriyle tüm insanlığı aldatan projelerinin esiri olmuştur. Teknoloji ise en güçlü silahlarıdır.

Sıradan insanı teknolojinin görünen yüzüyle aldatmak, gelişkin aldatıcılığın en kolay yoludur. Oysaki teknoloji herkesce bilinmeyen yüzüyle aldatıcılığını öyle bir seviyeye çekmiştirki, ortada görünen hiçbir şey yoktur. Bir yerde görünmeyen yüzde dünya kontrol edilmeye çalışılırken, görünen yüzde bunun insanlığın geleceğini kurtarmak için yapıldığı söylenir. Teknoloji sözde insanlığın sağlıklı yaşaması için pek çok şey geliştirirken gerçekte tüm sistemlerin dengesini bozarak insanlığın ve diğer yaşamların katili olmaktadır.

Ve insanlık duygusal yönde kontrol edilerek istenilen yöne çekilen bir varlık haline getirilmektedir. Önceleri bireysel olan bu kontrollar, artık kitlelere yapılmaktadır. HAARP projesi bunu içerir. Haarp projesi Alaska’da çok geniş bir alanda kurulmuş antenler aracılığıyla sabit radyo dalgalarını gelişkin silaha dönüştüren bir projedir. Son zamanlardaki yıkıcı deprem, yanardağ ve elbet ki tusunamileri bu sistemin yarattığı bilim adamlarınca da kabul edilmektedir. İnsanlık için bundan daha da tehlikeli olanı bu projenin artık bir bölgedeki insanların tümünün duygusal durumlarını kontrol edebilmesidir. Bu akıl almaz bir aldatmacadır yapanların insanlığı yönünden. Teknoloji bunun için televizyon, bilgisayar ve cep telefonlarına büyük önem vermektedir. Haarp teknolojisi insanların beyininde “frekans takip tepkisi” yaratarak ulaşmak istediği yerdeki insanların yüzde yetmişinin duygularını kontrol edebiliyor. Sonuçta her elektro-manyetik taşıyıcı, insan beynini kontrol etmek için kullanılabilir başta cep telefonları olmak üzere.

Bu en büyük aldatmaca, küçük aldatmalara ve aldanmalara egoları nedeniyle açık olan insanları yem olarak kullanır. Dünya da pek çok insanın, yöneticiler de dahil olmak üzere, bu şekilde kontrol edildikleri ve büyük aldatıcılara hizmet ettikleri, akıl almaz davranışlarıyla açıkça sergilenmektedir. Yöneticiler ve sözde din adamları onlar için çok önemlidir, çünkü kitlelere hükmetmek onlar kanalıyla kolaylaşır. İnsan bunun için şuurlanmalı, bilinçde genişlemeli ve varlığını koruyabilmelidir. Bunun içinse ruhsal yönden “buna mutlak bilinç yönü de diyebiliriz”gelişime açık olmalı ve önüne çıkan gelişim fırsatlarını kaçırmamalıdır. Küçük aldatmalara veda etme zamanıdır, büyüğün tuzağına düşmeden. Bir gün en büyük aldatıcılar bile elbet ki aldandıklarını anlayacakları bir zamanı yaşayacaklardır.

Aysel Ongun 4 ekim 2011

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap