Işık ve Sevgi

 

-3-

IŞIK ve SEVGİ

“Işık sevginiz olacaktır. Işık ayırım yapmaz, her ne olursa olsun aydınlatır. Aydınlatmaktan, gücünü iletmekten hiç vazgeçmez.

Işığınız gücünüzdür. Gücün sizden yansıyan enerjisidir. Onu gittikçe parlatın. Bunun için düşünceleriniz ışıklı olmalıdır. Gölge düşürmeyiniz onlara. Umut ışığın bir nevi yansımasıdır.”

 

                        Işık ya arkada bırakılmışsa!

Sevgi ve onun ortaya çıkaracağı muhteşem güç her canlının özünde bulunan kutsal bir emanettir ve onda hak edenlerce o kadar çok şey yaşanmış, üzerine o kadar çok şey yazılıp söylenmiştir ki bu güne kadar, tüm insanlar onu bildiklerini ve yaşadıklarını zannederler hiç tereddütsüz. Duygusal devinimlerini, egosal ve güdüsel isteklerini, bedenlerini titreştiren, gönüllerini hoş eden her şeyi ve fedakârlık olarak adlandırdıkları vazgeçişlerini sevgi zannederler ve böylece gerçek sevgiyi, gücünü hiç yaşamadan, tadına varmadan yok ederler hayatlarından bilinçsizce; öylesine sıradan hissettikleri, istekleriyle sınırladıkları gibi yaşayarak doyumlandıkları ya da nefrete dönüşen boyutlarda yaşadıkları hastalıklı duygularını yaşamlarına geçirerek..

Oysa ki Gerçek Sevgi, hani O Bilinmez Yaratıcının gerçek sevgisi, insansal sevgi algısının dışında, ama insan da yer bulabilirse ona da açık olan, muhteşem bir farklılığın çok az da olsa hissedilebilen sevgisi; tüm yaradılışı içine alan kalbin atışıyla, varolan her şeyin canlılığını ve sürekliliğini sağlayan, O bilinmeyen ve asla da bilinemeyecek Olan’ın kalbinden ışımıştır, ışığına mekân yaratarak. Bu nedenle evrende ne varsa sevginin eseridir ve yine bu nedenle kalp evrensel bir semboldür sevgiyi işaretleyen.

İnsan bir gün bunu hissedecek ve yaşayacaktır elbet. Buna göre yol çizmiştir Yaratıcısı ona, her adımında gerçeği biraz daha kavraması, ona göre yaşamayı başarması ve üçüncü boyut gerçekliğinin son sınavlarını da verip bir üst boyutta deneyimlerine başlaması için.

Bu gün insanlık böyle bir geçişin sınavını vermededir tüm Dünya deneyimleriyle, daha önceleri de yaşandığı gibi. Sistemsel Güneş ışığımız aydınlatmadadır yeryüzünü, bambaşka değerleriyle de onu besleyerek. Teknolojik ışık da gecelerimizi aydınlatır; ya içimizi, benliğimizi aydınlatan ışık!. O nereden beslenir, nereden akseder, neleri etkiler?

Bilgi diyor ki, “Işık sevginiz olacaktır”. Hangi sevgi? Yozlaşmış ya da sevgi zannedilen zanlar ışık verebilir mi? Sevgiyle hiç tanışmamış yürekler, sevgisi şartlı olanlar, yakın bulduğu üç-beş varlığı sevip kalan her şeyi dışlayanlar, doğayı değil sevmek yok etmek için elinden geleni yapanlar, servet ve tahakküm gücü elde etmek için onu yaralayıp, zehirleyip umursamadan katledenler. İnsanları çıkarları uğruna birbirine düşürenler gerçek sevgiyle tanışmış olabilirler mi ve onlar ışık saçabilirler mi? Ya da geçmişin saptırılmış öz bilgilerine, yeniden daha farklı bir şuurla bakmaya ihtiyaç duymayan zihinlerin O’nun Işığına kapalı yürekleri gerçek sevgiyi yaşayabilirler mi?

Işıksız kalmak, karanlıklarda farkına bile varmadan yok olmak kokuşmaktır, fizik olarak da ruhsal olarak da. İnsanın kendi kendini yok etmesidir çevresine ve tüm dünyaya da zarar vererek. Evrensel Yönetici Sistemler önlemeseler evrene de zararları olacaktır şüphesiz ama yine evrensel yasalar onun evrene zarar vermesini engeller. İnsanın henüz gelişim sürecinde emekleme çağını yaşamasındandır bütün bunlar ve güçlü egolarını kontrol edememelerinden.

Hani insanlık kendini evrenin en mütekâmil varlığı olarak görse de boş bir büyüklükten öte değildir bu akıl almaz kendini beğenmişliği, hırsı, tamahkârlığı. Hani dünyayı tümüyle alsa, hatta güneş sistemine sahip olsa gözü doymaz bazılarının ve onlar bu günleri yaşatmadadırlar insanlığa ellerine geçirebildikleri her olanakla. Kimi küçük, kimi büyük, kimi çok büyük ve insanlık için tehlikeli işler, ama hepsinin altında yatan gerçek aynıdır, olanaklar farklı olsa da. Sevgisizliğin karanlığının gücüdür bu.

Işık gerçek sevgiyle ortaya çıkar ve var olan her şeyi aydınlatır. Bu aydınlanma bildiğimiz ve yaşadığımız ışığın aydınlatması değildir. O ışık bilmediğimiz ama kendini bir biçimde fark ettiren gerçek sevginin ışığıdır. O düşüncelerden, duygulardan, sözcüklerden, hal ve eylemden yansır. O sınır tanımaz, onun şartları geri dönüşüm beklentileri yoktur. O sadece verir, Mutlak sahibi gibi ve bundan hiç vazgeçmez. O’nun aydınlattığı yer yüreklerdir, oradan akseder gönüllere, ruhlara ve insan bilmediği bir gücü yaşar verirken ve bu aynı zamanda onun sevgiyle daha da parlayarak ışıklanmasını sağlar. . Işık gerçek sevginin evrensel enerjiye dönüşen halidir. Ve yaşanan her şeye rağmen hayra dönük bir umut varsa içinizde Tanrısal ışık size o yönde çaba içinde olmanızı işaretlemededir.

Gerçek sevgi her hangi bir insanda yer tutmak için onun birtakım değişimler geçirmesini ister. Bu değişimler bir bilgide şöyle sıralanmıştır. “İyilik-doğruluk- çalışma- bilgi- sevgi” Hepsi de gerçek anlamlarına inilerek tam anlaşılabilir, çünkü farklı yorumlarla çok kısır anlamlar çıkartılabilir bu kısacık tanımlamayla. Bilinir, kimse kendini iyilikten doğruluktan uzak görmez. Herkes çalışkan, bilgili olduğunu zanneder ve herkesi sevdiğini. Bir anlamda doğrudur da bu zan ama Gerçek, zannın ötesindeki geniş içerikli ve bilinçli hali bekler insanlıktan. Bu o değerlerin tüm varlıklara akseden boyutunu yaşamaktır.

Her şey düşünceyle başlayacaktır. Hem de hiç vakit kaybetmeden. Gerçekten hükümsüz, sınırlarımızı aşarak düşünmeye başladığımızda düşüncelerimiz de hükümlerimizin, şartlanmışlıklarımızın karanlığından kurtularak ışıklanacak ve insanlığı gerçek sevgiye taşıyacaktır. Bu gün yaşanan ve çok acımasız olan karanlık böylece aydınlanacak, insanlık ruhsal gelişimiyle yolculuğuna devam edecektir. Ve gerçek sevgi O’nun izin verdiği seviyede yeni zamanda yaşanacaktır. İnsan ışığın gücünü yaşayacaktır ki bu Gerçeğin gücüdür.

O tahakkümde değil, sonsuz hizmettedir ve insan bunu anlayıp kabul edip yaşamına geçirdiğinde ışık aksedecektir tüm varlığından. Gerçek sevgi ve onun ışığı el eledir varlığında bir daha kaybolmamak üzere…

Aysel Ongun 27 Nisan 2009

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap