Rızada Olmak Neden Önemlidir

 

-11-

Rızada Olmak Niçin Önemlidir?

İnsan bir şeyi eğer sırf Tanrı’nın hoşuna gitmek, kendince rızasına ermek için, O öyle emretti diye farkındalığında ve bilincinde olmadan yapıyorsa onun bilgiye ve getireceği değerlere karşı içten bir anlayış ve gerçek kabul içinde olduğu söylenemez. O yani insan bazı bilgilerin inançlar ve şartlanmışlıklarıyla otomatizmaya bağladığı robotsu bir varlıktır sadece. Bu insan ilişkilerinde de biraz farklı bir biçimde böyledir. Biri istedi diye bir şeyi yapmak, ya da kendiliğinden bir şey yaparken karşılığında da her hangi biçimde bir menfaat veya kolaylık elde edeceğini açıkça düşünmese de, gönlünde ve bilincinde rızalı olmak yer etmemişse o insan hâlâ ikilik boyutunda yaşamadadır. Rızada olmak Tanrının tüm insanlar için bilinçli olarak tüm incelikleriyle hayatlarına geçirmeleri gereken bir değer olarak ortaya konmuş olsa da.

Yaratıcı isteği ve isteğinin biçimlendirdiği yasalarıyla insanlık boyutuna alması gereken durumu, zamanın ve ihtiyaçların gereği olarak seçtiği özel insanlar kanalıyla bildirir. Böylece insanın seyir defterindeki kazanması gereken yeni değerler devreye girer. Anlaşılması pek çok bilginin ve yasanın birleştirilerek bir bütün halinde kalbe indirilmesiyle mümkün olur ki, bu da bilinçlenmekle mümkündür.

Şimdi konumuza yeniden dönelim. Öncelikle söyleyenlerin bile yerine getirmekte zorlandığı, hatta çoğunlukla da yerine getirmek için hiçbir çaba göstermediği büyük büyük sözlerden kaçarak, sıradan insanın günlük yaşamında bu bilginin nasıl kullanıldığına, ya da nasıl kullanılmadığına bir göz atalım.

İnsan yaşamını büyük ölçüde ego düzeyinde geçirir. Çevreyi gözleyen, ihtiyaçları belirleyen, kendinde olmayana karşı değişik biçimlerde içsel tepkiler gösteren ki, burada kıskançlık vardır, ikiyüzlülük vardır, aldatmaca vardır, büyüklenme vardır, ilgisizlik vardır, insanın insanı ezmesi ve daha pek çok rıza dışı olan şey vardır. Yaşananlar bu konuda uzun listeler meydana getirebilir. Hayatına gerçekten dürüstçe bakabilen insan gün boyu ne kadar çok O’nun rızası dışında düşünce ürettiğine, hal ve eylem içinde olduğuna şaşırabilir. Düşündükleri onun için doğrudur, istekleri, yaptıkları her şey doğrudur. Hakkıdır çünkü. Ama hak kavramının düşünceye hakim olduğu yerde rızada olmaktan bahsedilemez. Dualarında kendisi, ailesi veya yakınları, sevdikleri için talepleri olur O’dan, ihtiyaçları yönünde maddi veya manevi. Öylesine çok çeşitlidir bu istekler listelense sonu gelmez. Diğerleri umurunda bile değildir. Onların hakkını mı yemek istiyordur kendini öne çıkarmakla, onlar aç mı, eziliyor mu, yalnız ve umutsuzlar mı, bir yudum su, bir lokma ekmek için birbirlerini mi boğazlıyorlar umurlarında değildir. Dar bir şuurda, egosal şartlanmışlıklar içinde isterler kendilerinde olmasını istedikleri şeyi durmadan ve elde etmek içinde ellerinden geleni yaparlar. Yardımlaşmaya kapalıdırlar isteklerinin pek çoğunun başka insanların rızası dışında olmasına rağmen. Onlar Tanrının Rızasını kazanmak için hangi hayırları yok ettiklerinin bilincinde değillerdir gerçek hayrın ve Tanrısal rızanın nerede olduğunun farkında olmadıkları için.

Rızada olmak O’nun adaletini görmek, o adaletin temelinde yatan insanlığın eşitlik ilkesini benimsemek ve “kendine istemediğini başkalarına da isteme” bilgisinin gizlediği yasaları görmektir. Bu rızada olmak, rızada oldurtmaktır.

Rızada olmaya çalışmak tek yönlü bir işleyişte boşadır. O karşılıklı olmalıdır ki yasa yerini bulsun. Denge böyle sağlanır. Şimdi düşünün bir bakalım küçücük bir örnek olması için, en yakınlarınız üzerinden, çevrenizde herkes her yaptığınızdan memnun rızalı mı ve siz çevrenizin size her yaptığından rızalı mısınız? Eksikler, yanlışlar var değil mi? Çünkü herkes eksikli herkes yanlışta bir biçimde. Yanlışlar egonun sizi sürekli rahatsız eden duygu çalkantılarının eseridir. Çünkü siz rızada olmaktan uzaksınız tüm insanlık gibi, istisnalar hariç. Rıza gerçek sevgi değerlerini anlamak, onda yaşamaktır kısaca. İnsan olarak hayatında çok şeyi değiştirmek, çok şeyi kazanmak ve yaşamaktır. O’nun adaletinin parçası olmaktır ki, bu gün kullanılan sıradan “rızalıyım” anlamının çok ötesinde kolay kolay başarılamayacak bir haldir. Rızalıyım diye düşünmeyin, kaç kişinin sizden rızalı oluğuna bakın, onlar size sizi gösteriyorlardır çünkü, siz de onlara kendilerini.

İnsan gerçek anlamda birbirinden rızalı olamazsa Yaratan da yarattıklarından rızalı değildir kuşkusuz. İnsan duygu ve düşünce dünyasında sürekli gelgitler içindedir. Bu gün rızalı olduğu her hangi bir şeyden yarın vazgeçebilir. Ya da rıza kelime olarak kalır dudaklarda içsel dürtü gizlenerek. Kim kimi aldatmadadır acaba bu sahte görüntülerle? Neye rızalıdır bu günün insanı, hiçbir şeye. Çünkü haktan uzak, adaletten uzak, sevgiden uzaktır, kendini öyle görmeyecek kadar gaflet içinde olsa da…

Aysel Ongun 2009

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap