Sistemli Düşünce

 

-9-

SİSTEMLİ DÜŞÜNCE NEDİR

Çok hoş ve bilgi dolu bir site var dikkatle takip ettiğim ve hazırlayanları beğeniyle kutladığım. (www.ruhsalboyut .com) Her hafta bir anlamı sayfasına taşıyarak ilgilenenlerin yazılarıyla açılımını sağlıyor. Bu haftaki konu (Sistemli düşünce nedir) di. Önemli bir konu, zamanını, bilgisini boşa harcamayı istemeyenler ve ufuklarını daha da aydınlatmak isteyenler için. Zaten bu güne kadar önerdiği hangi konu önemsizdi ki! İstedim ki aynı konu üzerinde ben de görüşlerimi yazayım sitemde farklı bir açılım oluşturarak. Aşağıdaki yazı bu amaçla yazılmıştır.

Düşünmek zihnin aktivitesi olduğu kadar farkındalıktır da aynı zamanda. Farkında olunamayan şey gerçek düşünce edimine giremez. İnsanın her hangi bir konuda her hangi bir şekilde aklına gelen, onun üzerine üretilen, çeşitli duygu ve bilgi katmanlarının meydana getirdiği açılımlara düşünce denemediği gibi, çağrışımlarla ortaya çıkan anımsamaların, bağlantıların birbirine yol vererek bir gelişim göstermesi de sistemli bir akış değildir.

Bir örnekleme yaparsak, sistemli düşüncenin çok farklı bir gelişim gösterdiğini görebiliriz. Diyelim ki kişi kendine bir konu seçti üzerinde düşünmek için. Bu konu onun gerçekten bilmek istediği ve çok da bilgisinin olmadığı bir konu. Bilmek için ne yapar? Önce imkânları kadar o konuyla ilgili bilgileri toplar. Bunlar bulabildikleridir. Onları tasnifler başlangıç noktasının üzerine gelişim sırasına göre. Ve gerçekten düşünmeye başlar. Her farklı bilgide yeni bir şeylerin eksikliğini hisseder, onları aramaya koyulur. Konuyu dağıtmadan bulduklarıyla birleştirmeler yaparak onun geliştiğini fark eder. Fark etmek önemlidir. Fark edilmeyen bir anlamda anlaşılmadan sadece kalıp olarak kullanılan bilgiler sistemli düşünceyi gerçekleştiremez. Bir yerde uzaklaşır düşünce gitmesi gereken yönden ve çalışma sonlanır.

Gerçek çalışma yazıyla tespitlendiğinde kurulan sistemi devam ettirmek daha kolay olur. Zihin dağınıktır, unutkandır. O sıradan şeyleri kısa bir zaman için yürütebilse de zaman içinde unutmalar ve karıştırmalarla değişikliğe uğratıp istenilen yolun dışına çıkarabilir. Yazmak en emin yoldur, unutması çok olan insan için.

Bilgiler birleştirilerek bir yapı oluşturur. Diyelim ki bir ev oluşturuyoruz düşüncelerimizde. Önce hangi malzemelere ihtiyacımız olduğunu listeleriz. Yine diyelim ki bu evde o güne kadar hiç denenmemiş bir yapı tarzını denemek istiyoruz ama elimizde o sistemi kuracak bilgi yok. Ne yaparız? Önce eski sistemlerden isteğimize uygun bir yeni sistem yaratmaya çalışırız. Olmadığını gördüğümüzde işi bırakmadan yenilikler yaratmaya koyuluruz deneme yanılma metoduyla. Ve bu arada aklımıza hiç gelmeyen, o güne kadar düşünmediğimiz şeylerin aklımıza geldiğini hatta gittikçe netleşen görüntüler oluşturduğunu fark ederiz. İsteğimiz, sebatımız, araştırmamız ve vazgeçmeyi aklımıza bile getirmeyişimiz bize sezgi-ilham boyutunun kapılarını açar. Ve bir gün bakarız ki bizim gibi düşünen birileri isteğimiz yönünde bir şeyleri ortaya çıkarmışlar veya imkânı varsa kişinin kendisi bunu başarmış. Yola devam ederiz. Bina için gerekli olan malzemeler hazırdır artık. Önce nereden başlanır, tabii ki temelden. Düşünmek istenilen konunun da bir temeli olmalıdır ve o çok sağlam atılmalıdır. Gereken malzemeler yerince kullanılarak.

Düşüncenin de malzemeleri yerince kullanılmalıdır. Üzerine inşa edilecek binayı sağlam kılabilmek için. Derme çatma malzemelerle yapılan bina kısa zamanda çöker, derme çatma bilgilerle yola çıkılan düşünce de yarım kalır. Öyleyse sistemli düşüncenin temelini ne oluşturmalıdır. Gerçek isteyiş, yerince kullanılan doğru bilgi, zorluklar karşısında vazgeçmeyiş, arayış, içsel talebi yardımcı sistemlere iletiş ve geleni yerine oturtabilmeyi başarış. Bu vazgeçmeden çalışmaktır konudan sapmadan. Sağlam malzeme ve sağlam iş. Bazı insanlar için denir ki “bir atımlık barutu var”, “bazılarınaysa derya gibi” sistemli düşünme deryayı fark etmek ve ondan beslenmektir. Hani bir atımlık bilgide kalmamak.

Evimiz çatıya doğru yükselirken bir de bakarız ki malzemelerimizin kalitesi gittikçe incelmede, zarifleşmede, çünkü en iyi malzemeyi nereden bulacağımızı artık biliyoruzdur. Düşüncemizde de böyle olur gelişim. Gittikçe incelir çünkü deryadan almanın yolunu bulmuştur, bir zarafet kazanır, baştan sona bütünlük içinde. Kişiyi ulaşmak istediği noktaya hatta onunda ötesine taşır. Ve bir gün bakar ki o bir ev yapmak isterken bir kâşane meydana getirmiş. Sistemli düşünce böyledir. Sizi ummadığınız yerlere taşır, güzellikleri ve hayrı içinde barındırarak.

Aysel Ongun 2009

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap