Gerçek Zaman Zamansızlıktır

 

-15-

GERÇEK ZAMAN ZAMANSIZLIKTIR

 

Gerçek zamanı kısacık bir yaşam için uçurmayalım elimizden

Bir paradoks gibi görünen bu ifade elbette yerincedir. Doğrudur ve işleyendir insanlığın algılayabildiği zaman denilen ve sınırlayıcı fonksiyonuyla maddenin oluşmasına, biçimlenmesine yol açan akışın içinde. O, O’dan bir oluşum olduğu için, Bütün’ün varlık nedeninin de O’nca bilinen sırrını taşır. O da Varoluşu meydana getiren Özsel bir oluşumdur ve Hiçliğin varedişde devrede olan aksediş programının temel ilkelerinden biridir. Bu nedenle onun gerçekliği “zamansızlık zaman”, maddeye aksedişi “zamandır”.

Yaradılış, bu aksediş de ki zaman programı üzerine maddeleşmesini gerçekleştirirken, zaman dışı olan şuursallıkta aynı zaman formülü işleyişinde değildir. Yani kozmik şuurda zaman yoktur. Her şey her yerde her anda vardır. Hudutsuzdur, devinimsizdir, sadece vardır. İnsan şuursal olarak onda ulaştığı noktada devinimi başlatır ve bilgi canlanır bir anlamda. Açar kendini talebi çıkarana doğru. Zamansızlıktan zamana akar ve o andan itibaren de sadece kullanılmak için vardır. Bu nedenle zamansızlık insanın sorumluluğu dışı olmasına rağmen zamandan akseden bilgi yerine getirilmesi gereken baştaki sorumluluğudur.

Varlık özünde zamanın zamansızlığı içinden varedilmişse de, yaratılış boyutuna indiğinde doğal olarak zaman dediğimiz fenomenle var olmak durumundadır. Kendisine gelişimi için açık edilen kapı ise şuurdur, ki şuur da her yaratılanda kendini başka bir biçimde ifade eder. Bu demektir ki şuurun sonsuz çeşitlemeleri kadar, zamanda da çeşitlemeler vardır. İkisi birbirini tetikler. Şuurlandığınız kadar zaman farklılaşır, zamanı harekete geçirebildiğiniz kadar şuurlanırsınız.

Zaman varediş ilkelerinin temeli olurken, buna eşlik eden daha pek çok, içinde yaşandığı halde fark edilmeyen ilkeleri de beraberinde taşımıştır. İnsan bu ilkelerin bu gün bilincinde olmasa da bunları şuursal açılımlarıyla, yaşadıklarıyla, hissettikleriyle kullanır. Bunları betimleyebilmek, zamansızlıkta zaman olmakla ancak mümkün olabilir. Bu ifade zamanı daha iyi bilmekle anlam kazanacağından, insanın bu gün çok az şey bildiği gerçeği de ortaya çıkar.

Zamansızlıkta zaman olmak, yüksek bir bulunuşun ifadesidir. Varoluşun tüm amacını izahlar, varolan her şey için. Bu gün insanlığa yön veren İlahi sistemler, zamansızlıkta zaman olmayı başarabilmiş ya da o görevle baştan taçlandırılmış oluşumlardır insanlığın anlaması gereken.

Bu gün insanlık, çok azı hariç, yaşanan güneş zamanının bile değerini bilmeden gelip gitmededir, maddeye sımsıkı tutunarak. Ve bozulan denge acıları da birlikte getirmededir, gereksiz arzuların, hırsların, öfkelerin arkasında. Teknoloji ve onun gücüyle beslenen hükmetme isteği ruhsal gelişimle birlikte açılımını dengeleyemezse bu felâketleri de birbiri ardına çekip getirecektir. İnsanlık defalarca bu yüzden batıp çıkmıştır dünya üzerinde. Denge önemlidir. Yolda paralellik gerçek başarıdır.

Zaman bunu getirmededir, istese de istemese de. Çünkü zaman bir yerde İlahi dilek gereği zamansızlıkla olan randevusunu gerçekleştirmek zorundadır. Zaman bulunduğu planın konik gelişiminde tepe noktası enerjisine ulaşmak ve oradan yeni bir akışa geçmek durumunda olduğu için bu mutlak gerçekleşecektir. Bu arada insan bilmediği pek çok şeyi bilgisi ve algısıyla kazandığından, zamansızlığı da daha farklı düşünecek, hissedecektir. Sonuçta “O” bilinmezliğinden belki de çok küçük bir açıklığı bekleyen yüreklere yaşatacaktır. O’ zamansızlıkta daha kolay bilinecektir. Uzun bir zaman evveli Yüce dostlarımız şöyle seslenmişlerdi.

“Zamanın olmadığı yerde biz varız dostlar,

Bunun farkında mısınız?”

Gönülden gönüle akar dururuz da

Tutunacak el bulamaz boşa akarız.

Renktir eylemimiz,

Sestir gücümüz.

Biz var ederken yok olan,

Bilinmez gücüz.”

Zamansızlığa yolculuk insanlığın kaderidir, zamansızlıktaki yol göstericilerin büyük yardım ve desteğiyle. Oradan bize ulaşan dostlarımız, çok zor zamanlarımızda şunu söylerler sık sık “O’nun yardımı üzerlerinize olsun” şimdi bu söylenmede yine bir türlü anlamak istemeyen zihinlere, anlasalar diye bekleyen gönüllerin çığlığıyla. O’nun yardımı insanlığın üzerinedir yeter ki insanlık o yardımı algılayıp kullanma gücüne erişebilse. Zaman bunun için bilgiler ve acımasız gibi gelen hayır deneyimleri sunmadadır insanlığa kurtuluş yolunu aydınlatabilmek için. Olan hiçbir şey nedensiz değildir, nedenleri anlaşılamasa da!...

Aysel Ongun 31 Mart 2009

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap