Hamdı Yaratan Unsurlar Nelerdir?

 

-13-

Hamdı Yaratan Unsurlar Nelerdir?

Hamd etmek; insanın gerçek anlamıyla Yaratıcısını tanıması ve O’nun verdiklerini bilinçli olarak kabullenmesiyle ortaya çıkan, eşiz bir şuursal kavrayış coşkusunun, kalp den dile dökülen evrensel yönünün kelimesel ifadesidir. O’ yaratmıştır var olan her şeyi, birbirine hizmetle görevli kılarak. Ve bunun bilincinde ya da otomatizmasında olan her yaratılmış da bu hizmeti yapmadadır emrin ötesinde en küçük bir sapmaya uğratmadan. Tüm varoluş sisteminin işleyişi bu bilince dayanır, bildiğimiz kadarıyla insan hariç. O bir türlü kontrol edemediği egosuyla hamd’ın çok uzağındadır, kimilerinin dilinden eksik olmasa da kalbinde, gönlünde eksik olduğu için.

İnsan eksiklidir ve bu bilinen bir gerçektir. Tüm çabası tüm öğreti değerleri de, gerçeğinden sapmamışsa eğer, bu eksiği en doğru şekilde tamamlama yönünden verilen bilgileri içermededir. Bunlar da bilinen ama bir türlü uygulanamayan bilgilerdir. İnsan değişmedikçe, zamanın öngördüğü değerleri düşüncelerinde, duygularında zihninde yükseltip onu halin gerçeğine çevirememişse Hamd’dan uzaktır. Hamd, hiçbir dilde ve öğretide karşılığı olmayan ve sadece O’na yöneltilmiş çok özel bir anlamdır. İçinde O’na yönelik şükür vardır; yarattıklarını, yaşattıklarını kabul vardır, onların sevinçle yaşanmasını karşılayabilmek vardır, bizce iyi veya hoşumuza gitmeyen olsa da her şeyin onun hayrından olduğunu bilerek yasalarına itaat vardır. Üzerimize akan her türlü nimetin O’ndan olduğunu bilmek, verdiğine rıza göstermek, affettiğini bilmek ve yaşanan gücü için şükretmek varken, isteklerimize uymuyor diye isyan seviyesine düşmemek vardır ve daha pek çok O’nunla insan arasında işleyen mekanizmaların inceliklerinde gizlenen değerler vardır.

İnsan hamd etmekle geçmişe olan kabulünü Yaratan’a iletirken, geleceğine de o adanmışlığının gücüyle kabul içinde olur. Aklı, gönlü ruhu O’na yöneliktir. Ve o, hamd etmeyi bilen, yaşama gülümser her daim, gerçeğin mutluluğuyla ruhu zenginleştiği için.

Hamd etmekten uzak kişi, sözcük olarak değil, gönülce, O’nun sistemini anlamaktan uzaktır. Sistemini anlamaktan uzaklıksa, O’nun da anlaşılmasını ve duygu bazında yaşanmasını da zorlaştırır. Bu bilgisizliğinden, cehaletinden olabilir ama bir de bilenler ve hamd etmekten uzak olanlar vardır ki, onlar neyi ne kadar bildiklerini, içlerine neyi sindirdiklerini, neyin kabulü içinde olup neyin olmadıklarını çok iyi anlamak zorunda olan, bildiğini zanneden cahillerdir. Bu gün insan hamd’ın da içini boşaltmıştır, pek çok değerde olduğu gibi. Hamd, “hamdolsun bu gün de karnım doydum, ya da hamdolsun işler iyi” gibi dünyasal şükür derecelerinde kullanılacak bir kelime değildir. Daha doğrusu hamd bir kelime değil, ulaşılması zor bir seviyenin yüksek duygu aktarımıdır kişiden Yaratıcısına…

Aysel Ongun 2008

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap