Biliyor musun Hayatın Senden Ne İsterdiğini

 

-13-

BİLİYOR MUSUN HAYATIN SENDEN NE İSTEDİĞİNİ?

Yaşamak kolay değildir, gerçekten yaşamanın inceliklerini bilmezsen. Bir o yana savrulursun bir bu yana, duygularında ruhsal tatminsizliğinin derin isteğiyle. Durağan olduğun zamanlarda bile içinde ta derinlerinde zaman zaman sızıyla karışık bir eksiklik, bir huzursuzluk, aşılamayan bir sıkıntı vardır nedeni belli olmayan; para pul, mevki, şöhret sahibi hatta dünyaya hükmeden olsan da kendinle ruhun arasına kalın bir perde çekmişsen eğer. Bir gün mutlu başarılı hissedersin kendini, gülücükler açar yanaklarında, sonra bir de bakmışsın ki karamsarlığın içinde yuvarlanıyorsun, ne işinde mutlu ne de özel hayatında. Gücün azalmış, yorgun ve keyifsizsin. Kendini güçlü hissetmeni sağlayacak egosal çareler ararsın, içinde bulunduğun şartlar elverdiğince, doğru veya eğri. Yeter ki kurtulasın bu içsel yalnızlıktan, boşluktan.

İnsan böyle durumlarda destek bekler, güvendiği birilerinin el uzatmasını, sözle, bakışla, maddi olanaklarla, sıcak bir kucaklamayla, sorunlara yardımla, ya da yanlışına yanlış katarak uyaranlarla ve daha pek çok destek olabilecek doğru veya eğriyle. Gerçekte ise “Ben düştüğüm yerden kendi kendime de kalkmasını bilirim” diyenlerin bile arkalarında onlara farkettirmeden destek veren kişileri alet eden İlahi sistemler vardır, bunun hiç bilgisinde olmasalar da. Ya da sistem doğrudan doğruya devreye girerek, kişiyi içine düştüğü yanlıştan, yalnızlık duygusundan kurtarmak için ona yeni bir açılım imkânıyla birlikte güç takviyesinde bulunur.

Kişi değişiverir kısa bir zamanda, o güne kadar ürettiği olumsuz düşüncelerden uzaklaşır, çoktandır yapması gerekenleri fark eder ve ilginç olan onları hep düşünüyormuş, yapıyormuş görüntüsüne girerek bir de öğüt vermeye başlar karakterinin baskınlığıyla. Herkesin etrafında rahatlıkla görebileceği böyle insanlar vardır. Hayret edilir sözlerindeki değişime, davranışlarında pek bir şey değişmemiş olsa da. Bu takviye değerlendirilir ve doğru olanlar ruha kazandırılabilirse insan da varlıksal olarak kazanç içine girdiğinden daha huzurlu ve daha doğrudur.

Yardımı bilgiden ve fazladan verilen güçten sonra doğru davranışa sokmak işin en hassas ve önemli kısmıdır. Karakter olarak kısaca adlandırabileceğimiz bulunuş halinin değişmesi için insanın olağanüstü bir çaba göstermesi gerekir. Bazen bu çaba olur, bazen de kişi yeni bilgi açılımları içinde mutlu, tadına varmak istediği yepyeni gücüyle yanlışına yanlış katmaya devam eder, kendisini biraz daha beğenerek. Bir gün gelir, yalnızlık ve tatminsizlik hissi yeniden ortaya çıkar. Yardım ve güç akışı yanlışa kullanılan değerler nedeniyle kısıtlanmıştır. Karakterin sivri uçları hükümler bazında devreye girer yeniden. Kişi eski hayatına döner. Kullandığı enerji farklılaşmıştır. Yardım yine vardır yasa gereği, vardır da...

Hayat her insanın kendine has yolunu yürümesi için ona sunulan muhteşem bir armağandır. Ne yazık ki değerlendirilemez çoğunlukla. Dünya cazibesi, şartlanmışlığı ve yarışı insanın doğruyu yaşamasına engeldir çoğu zaman. Ve insan doğru yaşayamadığını içine itildiği sınavlardan anlayabilmelidir. Yaşamını tarafsız gözleyebilen insan doğru ve eğriyi bir zaman sonra anlayacak, hayatına yeni bir yön verecektir.

Bütün bunları başarıyla yapabilmek şuursal açılımla mümkündür. Sıradanlıktan kurtulmak, toplum şuurundan uzaklaşmak, düşüncede özgürleşmek ve varlıksal gücüne erişmek. İnsan o zaman hayatın kendisinden ne beklediğini net bir biçimde fark edecektir. Her yaşamın varlıksal bir amacı vardır çünkü yerine getirilmesi şart olan.

Aysel Ongun 28 eylül 2008

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap