Yalnız Değiliz

 

-9-

YALNIZ DEĞİLİZ

Dünya sadece bizlerin değil.

Dünya sadece görünen değil çünkü.

Sıradan bir kelime olarak algılanan "sadece"nin arkasında tam anlamıyla neler olduğunu bilmek her zaman mümkün değil. Düşüncelerimizi birleştirmelerle zorlarsak, orada kendimizce yatan gerçeği biraz olsun hissedebiliriz.

Dünya bize göre titreştiği boyutun yanında daha pek çok farklı boyut taşır. Biz alıcılarımızla tespit edebildiklerimizi ancak biliriz. Bu demek değildir ki diğerleri yok. Bilim sağlamasını yapabildiklerini kabul eder. Ayaklarını yere sağlam basmak ister. Ama zaman zaman o da doğru bildiğinin nihai doğru olmadığını, eksik veya tamamen değiştiğini görür bir zaman sonra. Bilgi derinleştikçe doğrulara yeni doğrular eklenerek, bilinen doğrunun sadece bir adım olduğu anlaşılır. Bir zamanlar en küçük parçacığın "atom" olduğu gerçeği öğretilirdi insanlara. Atom altından bahsedenlere inanılmazdı henüz ispat edilemediği için, hatta yadırganır, deli damgası yer, dışlanabilirdi de. Bilim insanları ispat arar çünkü. Oysa ki şimdi!..

Biz bilim insanı değiliz. Biz gönül insanıyız ve yüzümüz o yöne dönük olduğu için düşüncelerimizde o yönden açılır.

Yalnız değiliz diyoruz çünkü inandığımız budur. Beynin henüz kullanılamayan kısmının adım adım kullanım safhasına geçmesi sıradan insanda belki yüzlerce yılı alacaktır ama, gerçek düşünce edimine sahip olanlarda ve yeni zaman titreşimlerine ulaşanlarda, üst şuur enerjisiyle bu zaman kısalacak, duygusal ve zihinsel kabule göre bilinmeyenler bilinecek, görünmeyenler görülecek, yaşanmayanlar yaşanacaktır. O zaman yalnız olmadığımız, söylenenlerin hayal mahsulü olmadığı açıkça görülecektir önceden inanmayanlarca da.

Varlıkları bir kısım insanlarca bilinen ama genelde bilinmeyen ve bazılarınca da bilindiği halde kabul görmeyen pek çok varlık vardır, bizlerle bir arada yaşayan, Dünya dışı yaşamlar da dahil olmak üzere. Bunların bir bölümüne değineceğiz bu yazıda.

Bilenler Elementallerden, Devalardan, Dünya ruhlarından bahseder. Bunlar da içlerinde o kadar geniş açılımlar gösterirler ki, bir kısmı bilinir belki şimdilik ve toplum şuur ortamı bazı açıklıkları kaldıramayacağı için hiç söylenmez. Bilenlerin arasında yer bulur sadece. Veya okült ya da mesajsal bilgiler içinde kalır, ya da atalarımızın bilgileri içinde.

Her bir öğreti, öğretisi içinde bunların bazılarının gerçekliğinden bahseder. Temel öğretimizdeki "cin" ifadesi gibi.

Burada bir zamanlar çok iyi bilinen ama insanın doğadan uzaklaşmasıyla kaybolan ve unutulan bilinmeyenlerden çok kısa bahsedeceğiz, bilmeyenleri haberdar etmek, ilgilerini çekmek için.

Devalar doğanın yöneticileridir. Emirlerinde olan deva melekleri kanalıyla "dört anasır olarak bilinen" doğa güçlerini yönetirler. Yani hava, su, ateş, toprak gibi. Buna eter yapı da dahildir.

Elementaller ağaçlar, bitkiler, kayalar için güneş ışığı vasıtasıyla yaşam gücü enerjisini yansıtır. Kayalar canlıdır. Kristal enerjisiyle yüklüdürler ve bir yerde Dünya'nın tüm geçmişini kristal zihinde barındırırlar.

Dünyadaki her şey ya bir ruha, ya bir deva meleğine, ya da bir elementale sahiptir. Birlikte sürdürürler yaşamlarını. Bu böyle olagelmiştir başından beri. Ve insanlar ilk zamanlarında tüm bu doğa güçleri ile uyum içinde yaşamayı ve onların yardımlarından faydalanmayı biliyorlardı. Sonraları kaybettiler bu uyumu. Şimdiyse hiç yok neredeyse.

İnsan kişisel güç alanını zamanın gereken enerjisiyle dengeler ve onu doğaya uyumlayabilirse kendine başından beri yardımcı olmuş bu elemanlarla uyum içinde sağlıklı yol almayı başarabilir. Çünkü onlar her zaman insanın ve dünyanın iyileşme ve yükselme sürecine yardım etmişlerdir. İnsan doğanın sesini duymalıdır. Bunun için elementalleri ve doğa ruhlarını öğrenmek, bu sesi duymasına yardımcı olacaktır. Burada atalarımızın ve ilkel olarak kabul ettiğimiz toplumların yöntemlerini öğrenmek işimizi kolaylaştıracaktır. Bu güçlerle iletişim kurmayı başarabilen her insan iyi niyetiyle dünyanın, bu günkü insan tarafından hırpalanmış halinden bir an önce kurtulup saf güzelliğine dönmesi için yardımcı olacaktır. Onlar vardır, onlar sevilen her şey gibi, sevgiye sevgiyle karşılık verenlerdir.

Aysel Ongun 20 Eylül 2008

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap