Renklerle Tedavi 1

 

1. Bölüm

Yaratılış ilksel maddenin ki biz ona enerji diyoruz, titreşmeye başlamasıyla meydana gelmiş ve öyle de devam edecektir. Bu nedenle hiçbir şey titreşmeden var olamaz. Bu titreşime frekans diyoruz ve sonsuz sayıda frekans yaratılış programının işlemesinde yer alır. Ruhumuz, bedenimiz, duygularımız, düşüncelerimiz ve öz dediğimiz, o her şeyi başlatan tanrısal oluşum noktamıza bizi bağlayan bilgi yüklü ana merkezimiz, farkında olmasak da hiç durmadan titreşmededir. Nasıl ki inci istiridyenin içinde o sarılım noktası olmadan meydana gelemezse ki, bu genelde minicik bir kum parçacığıdır, var olan her şey de öz dediğimiz o başlangıç noktası bağına sahip olmadan meydana gelemez. Her şey özdedir, onun programında ve bilgisinde. Özüne gerçekten ulaşabilmiş insan için onun programında olan her türlü bilgi açıklık kazanır ve o farklıdır artık. Farklı titreşir, bu nedenle de farklı düşünür, farklı duygular yaşar, farklı üretimler içinde, farklı yaşam biçimindedir. İnsanın sahip olduğu en yüksek frekans özdedir. İnsan onun frekansına ne kadar yakın titreşmeyi başarabilirse o kadar sağlıklıdır ruh, beden ve zihin olarak. Ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar seviye kaybeden, gereksiz yere çoğalan veya azalan frekans yapımızın bozuluşundandır. Onlar dengelenip, yanlış etkileyici enerji akışlarından arındırıldıklarında veya eksikler tamamlandığında ya da fazlalıklar uzaklaştırıldığında kişi şifalanmaya başlar.

Bu yazı serisinde bedende olumsuz değişimlere uğramış enerji akışlarını yeniden düzene sokabilecek bazı sistemleri tanıtmaya çalışacağım. İnsan bu gün öylesine şifaya muhtaç bir haldeki, her türlü destekleyici sistem doğru ellerde doğru kullanımlarla yardımda bulunabilir. Bu yazı “renk terapisi” üzerine olan tanıtıcı bilgilere ayrılmıştır. Bilgi kullandıkça açılır büyür. Bir yerde sonsuzdur. Bu nedenle de hiçbir zaman son noktası konulamaz ve hiç kimsenin de malı değildir. Bilgi O’nun bilgisidir insan ise sadece çalışmalarıyla onu ortaya çıkarıp hizmete sunan hayır yolcusudur.

Renkler sistemimizde güneş ışığından dünyamıza yansıyan zenginliktir. Işık en sade tanımıyla, şekli ve rengi oluşturan bir tür elektro manyetik enerjidir. Güneş tarafından çeşitli dalga boylarında üretilen bu enerji, nesnelerden yansıyıp gözümüz tarafından algılandığında ışığı görmüş oluruz. Aslında çevremizde bulunan ve görebildiğimiz her şey ışığın yansımasıdır. Düşük dalga boyundaki ışık kırmızı, yüksek dalga boyundaki ışık mor olarak tanımlanır. Bu dünya insanının fiziksel yapısına göre algısına açılmış evrensel spektrumun küçük bir parçasıdır. Öncesi sonrası görüşümüz dışındadır. Cisimler ışığın bir cisme çarpıp yansıma yapmasına kadar hiç görünmez. Daha doğrusu insan gözü göremez. Çünkü ışık her yerde vardır bize simsiyah gelen şeylerde bile. Işığı gündüzün aydınlığı, ışıksızlığı gecenin karanlığı olarak düşündüğümüzde ışığı sınırlamış oluruz. Gecenin ışıksızmış gibi gelen karanlığı algılayamadığımız farklı dalga boylarındaki ışıkların dans ettiği muhteşem aydınlıklardır başka boyut varlıkları için. Renk ışığın ayrılmaz bir parçasıdır. Işık, değişik dalga boylarına dönüştüğünde, emildiğinde veya kırıldığında değişik renkler ortaya çıkar. Değişik dalga boyundaki renkler bedenin çeşitli bölgelerindeki organ enerjileriyle iletişim içindedirler. Örneklemek istersek beynimizi yüksek frekanslara sahip enerjiler daha çabuk ve kolay etkilerken, bedenin daha düşük frekanslarda çalışan organlarını o seviyedeki enerjiler daha kolay etkiler. İşte bu noktada renk terapisi tüm incelikleriyle devreye girebilir.

İnsan bedeni çok değişik enerji alanlarından meydana gelmiştir. Bedeni saran bu enerji alanları onun işleyişi için gereklidir. Bunlar manyetik ve elektromanyetik etkiler, elektrik, ısı ses ve renktir. Şifalandırma seanslarında bunlardan her hangi biri kullanılabilir. Bu etkilerdeki her hangi bir sapma bedende fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal açıdan çeşitli olumsuz değişimler yaratabilir. O zaman onları yeniden dengeye getirecek bir frekans düzenleyici yardım devreye girer. Doğru enerji, doğru frekansta kullanıldığında ihtiyacı olana gerçekten yardımcı olabilir. Renk terapisinde diğer terapilerden de yardım alınabilir. Sesler, aromalar, kristaller, değerli taşlar, güçlü düşünce ve imajinasyonlar gibi.

Renkler bildiğimiz ana renklerin ötesinde, birbirleriyle karıştırılmaları sonucu çok değişik tonlarda renkler meydana getirebilirler. Onların ana renkler gibi tek tek isimleri yoktur, olamaz da öylesine çokturlar ki bu imkânsızdır. İnsanlar ve şifasızlıkları da çok çeşitlidir, neredeyse sayılamayacak kadar çok. Bu nedenle bir insana belli bir hastalıkta uygulanan renk terapisi hastalığı geriletmeye ya da tamamen ortadan kaldırmaya yetebilirken bir diğer insanda aynı hastalıkta hiç etkili olmadığı gibi ters etkide yaratabilir, tıpkı ilaçlarımızda da olduğu gibi; çünkü her insanda enerji dağılımı ve akış farklılıklar gösterir. Bu nedenle renk terapistinin renklerin özelliklerini çok iyi anlaması, gerektiğinde onları karışımlar olarak kullanabilmesi ve onlara karşı duyarlı olması gerektir. Renk duyarlılığı önemlidir ve bu duyarlılığı geliştirecek teknikler mevcuttur. Ayrıca eterik bedeni görme, hissetme ve okuma özelliğine de sahipse işi daha da kolaylaşmış olur. Böyle bir özelliğe sahip olmayan meraklılarda deneme yanılma metodu devreye girer ki bu da farklı bir dikkati gerektirir, karşısındaki kişiye zarar vermemesi için.

Şimdi renklere, taşıdıkları anlamlara ve enerjilerine bir göz atalım. Aklımıza ilk gelen renkler siyah ve beyazdır. İki ucu temsil ederler, görüneni ve görünmeyeni, ışığı yansıtanı ve emeni. . Beyaz ve siyah bir madalyonun iki yüzü gibidir. Her ikisi de tüm renkleri içinde toplar. Buna rağmen siyah şifada çok kullanılmaz, çünkü anlaşılamamıştır. Bazı terapistler onu olaylar karşısında aşırı duygusal tepkiler gösteren kişilerin sakinleştirilmeleri için kullanırlar ve yine bazıları kadın bedenlerinde güçlü bir manyetik enerji alan yarattığını fark etmişlerdir. Yine de siyah çok kullanıldığında depresyona ve duygusal karmaşaya yol açabilir. Bu tüm renkler için geçerlidir, dozunda kullanabilmek. Siyah beyazla dengelenir. Dengelenmiş renk ise olumsuz yanları ortadan kaldırır. Siyah başka renklerle de dengelenebilir ve böyle olduğunda bireyin bilinç dışını etkileyerek, hayatını ve aşırılıklarını mantıklı bir kalıba sokar.

Beyaz kişinin enerji sistemini temizler ve dengeye sokup canlandırır. Her bünyeye uygun bir renktir. Bu nedenle şifa seansları genelde beyazla açılıp yine beyazla kapatılır. Beyaz başka renklerle kullanıldığında da o rengin etki gücünü artırır.

Kırmızı canlandırıcıdır. Frekans olarak alt karın şakralarına yakın olduğundan onları harekete geçirir. Kırmızı aşırı uygulandığında duygusal düzensizliklere ve depresyonlara yol açabilir. İntikam, kin, mantıksız cesaret, aşk ve seks duygularını harekete geçirdiğinden çok dikkatli kullanılmalıdır.

Bu renk üşütmelerde, dolaşım bozukluklarında ve tükürük bezi rahatsızlıklarında rahatlıkla kullanılabilir. Vücut sıcaklığını artırmak ve kan dolaşımını hızlandırmak için çok uygun bir renktir. Eğer yüksek tansiyona sahipseniz bu renk sizde yoğun olarak vardır ve dengelenmesi gerekir. Onu dengeleyecek renk mavidir.

Turuncu yoğun olarak ikinci şakrayı etkiler. Bu renk neşenin ve bilgeliğin rengidir. İnsanlardaki sosyalleşme duyguları turuncuyla gelişir. Ve turuncu adale sistemimiz üzerinde en çok etkili olan renktir. Turuncunun aşırı kullanımı sinir sistemini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle o yeşil ve maviyle dengelenmelidir. Depresyon, duygusal dengesizlikler ve sindirim sistemi rahatsızlıklarında turuncunun farklı tonlarından yararlanılabilir.

Sarı tahtını güneş sinirağı şakrasına kurmuştur. Sarı insanı her yönden harekete geçirir. Kişinin zihinsel faaliyetleri artar, morali düzelir, yeni bir yaşam sevinci ve gücü kazandırır. İyimserlik duyguları ve kendine güveni artar. Özellikle sarının altın tonları hem beden hem de zihin fonksiyonları üzerinde olumlu etkiler yaratır. Sindirim, mide, bağırsak ve mesane rahatsızlıkları sarı renk enerjisiyle gerileyebilir veya yok olur.

Yeşil, sakinleştiricidir, bu nedenle enerjimizi dengeler kalbimizde yumuşaklık sağlar. Sinir sistemini rahatlatır. Fiziksel olarak ateş düşürücü etkisi vardır. Maviye çalan yeşil de (camgöbeği) terapide sıkça kullanılır. Barış duygularının geliştirilmesinde yeşilin enerjisi etkilidir ki bu da dostlukları, ümitleri besler.

Yeşilin en fazla etkili olduğu yer, kalp şakrasının etkin olduğu organlar üzerinedir. Bu nedenle kalp hastalıklarında, yüksek tansiyonda, baş ağrısı ve bitkinlikde rahatlıkla kullanılabilir. Kullanılmasında büyük sakınca olan hastalıklarsa kanser ve tümörlerdir çünkü yeşil her türlü büyümeyi ve ilerlemeyi hızlandırır.

Mavi, enerji sistemini serinletici ve dinlendirici bir özellik taşır. Beden enerjisini dengeler, antiseptik görevi yapar. Solunum sisteminin güçlendirilip düzene sokulmasında mavinin enerjisi yardımcıdır. Yüksek tansiyonun düşürülmesinde ve çeşitli boğaz hastalıklarının giderilmesinde de mavinin enerjisinden faydalanılır. Sezgilerin güçlendirilmesi, üzüntünün giderilmesinde de mavi kullanılabilecek en uygun renklerden biridir. Maviden daha güçlü yararlar sağlamak için onu sıcak renklerle kullanmakta yarar vardır. (kırmızı- turuncu tonları gibi) Sanatsal duyguların ve ilham kaynaklarının geliştirilmesi de büyük ölçüde mavi enerjisinin kullanımına bağlıdır.

Lacivert (Çivit rengi) mavinin diğer koyu tonları gibi ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların giderilmesinde etkin bir yere sahiptir. Bu rengin en önemli etki alanı alın şakrasının etkilediği bölgelerdir. Lenf ve salgı bezleriyle birlikte, vücuttaki bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Çok iyi bir kan temizleyicidir bu nedenle bedenin toksinlerden arınmasını kolaylaştırır. Beynin her iki yarımküresi arasındaki uyumu sağlar. Yüzle ilgili (göz, kulak, burun, ağız, sinüsler gibi) tüm hastalıkların tedavisinde rahatça kullanılabilir.

Laciverdin koyu bir tonu bilinçaltı duyguları ve sezgiyi güçlendirici etkiye sahiptir. Onu gereğinden fazla kullanmaksa kişide depresyon ve toplumdan soyutlanmışlık hali yaratır.

Mor bütün renklerden farklı olarak iskelet yapısını etkiler. Fiziksel ve ruhsal dünyamız enerjileri arasında denge kurulmasını sağlar. Çeşitli kanser türleri tedavisinde başarıyla kullanılabilir. Maviye yakın mor renkli ışıkla eklem hastalıklarını tedavi edilebilir. Bazı sindirim sistemi sorunları ve çeşitli minerallerin vücut tarafından kullanımı da bu renkle düzene sokulabilir. Diğer renklere göre çok farklı bir yanı da geçmiş hayatları hatırlatmakta kolaylık sağlamasıdır.

Pembe sahip olduğu enerji ile timüs bezini etkiler, bu da vücudun bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Aşk, şefkat, duygusal yumuşaklık gibi hallerin yaşanmasını kolaylaştırır. Kişinin sinirlerinin yatışması ve duygusal enerjilerinin dengelenmesinde çok önemli yeri vardır.

Limon sarısı beyin faaliyetlerini canlandırıcı ve hızlandırıcı özelliktedir. Bileşiminde bulunan az miktardaki yeşil, onun vücudu toksinlerden arındırmasına da yardımcı olması sağlar. Bu renk enerjisi, dokuların ve kemiklerin sağlıklı gelişimine de yardımcıdır.

Altın sarısı vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirmek için vazgeçilmez bir renktir. Vücut fonksiyonları arasındaki dengeyi ve devamlılığı sağlamak, en sağlıklı biçimde altın sarısı ile olur. Kırmızı gibi insanda büyük heyecanlar uyandırır.

Kraliyet mavisi bedenin oksijen tüketimiyle ilgilidir ve ayrıca antiseptik bir özellikte taşır. Bu renk enerjisiyle zihin bulanıklıkları ve depresyon hali ortadan kaldırılabilir. Beyni olumsuz yönde etkileyen tüm şartlar, kraliyet mavisiyle ortadan kaldırılabilir.

Deniz mavisi, bedeni ayakta tutan tüm sistemleri sakinleştirir. Ateşli hastalıklarda, beden sıcaklığının düşürülmesi ve gereken dengenin sağlanmasında en uygun renklerden biridir.

Turkuaz, yeşille mavinin bir araya gelmesinden meydana geldiği için her iki rengin de olumlu özelliklerini taşır. Kişiyi canlandırır, bedeni toksinlerden arındırır, cilt sağlığı sağlar. Bedensel yorgunluklar ve kulak ağrılarına karşı turkuaz kullanmak oldukça faydalıdır.

Eflatun (leylak) bedeni ayakta tutan fizyolojik sistem için vazgeçilmez bir önem taşımasına rağmen, çok dikkatli ve idareli kullanılması gereken yoğun bir enerjiye sahiptir. Aşırı kullanılması kişide ruhsal çöküntü yaratır. Kırmızıya çalan tonları baş ağrılarında ve beden dengesizliklerinin giderilmesinde kullanılır.

Gümüş rengi beyazla aynı değere sahiptir. Yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirir. Kişideki sezgi gücünün etkin biçimde ortaya çıkmasını sağlar.

Kahverengi de terapide kullanılan bir renktir. Kişiyi özellikle zihinsel ve duygusal açıdan etkiler. Taşıdığı enerjinin özelliklerine bağlı olarak insanların sosyal yönüne denge getirir. Başka deyişle kişinin “ayaklarını yere basmasını” sağlar.

Renkler önemlidir ve insanlık görünen ve görünmeyen bir renk dansının enerjisi içinde yaşamadadır. Hatta diyebiliriz ki insanın evrimi renk çeşitliliğinin meydana getirdiği zengin bir enerji ağı içinde gerçekleşen olağanüstü bir gelişimdir. Yaratıcı onu Dünyada yedi ses, yedi renk, yedi gelişim safhası içinde programlamakla yaratılışın matematiksel vurgusunu da gözler önüne sermektedir.

Aysel Ongun 22 Mart 2010

Devamı var

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap