Renklerle Tedavi 3

 


3. Bölüm

CHAKRALAR ve RENKLER

Evrenin yaratılışı ve evrende yaratılmış olan her şey enerjinin değişik biçimlendirilişi olduğu için, insan doğasını ve bedenini de bu biçimlendiriliş içinde tanımak, bilmek mümkün olmaktadır. Böyle bakıldığında renklerle tedavide öncelikle insanın chakra sisteminin konumlanış biçimini, doğasını, işleyişi yönünde renklerini ve etkilediği organları ile tanımak renklerle tedavinin temelini teşkil etmektedir.

Chakralar kısaca ifade edildiğinde bedenin olması gibi çalışmasını temin eden enerji girişleri ve çıkışlarını düzenleyen sistemdir. Onlar bedenimizi saran enerji alanlarıyla bağlantı içinde olan kapılardır ve görevleri bedendeki fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal fonksiyonların yerine getirilmesi için enerjiyi emmek ve bedenin hizmetine sunmaktır, bunun için omurga sistemi ve salgı bezleriyle bedene doğrudan doğruya bağlantı içindedirler aynı zamanda. Emilen enerjiler ki, onlar evrensel boyuttaki yaşam enerjileridir, bedene dolaşım ve sinir sistemi kanalıyla yayılırken, ayrıca görünmeyen ama doğu tıbbınca incelikleriyle araştırılmış ve çok uzun zamandır şifalandırmada kullanılan süptil bir sistem sayesinde de görevlerini yerine getirirler. Böylece her bir hücre enerjiden gerektiği kadar faydalanabilir.

İnsanın kendi kendine veya profesyonel yardım alarak üzerinde gerçekleştirmek istediği şifanın pek çok yolu vardır. Günümüzde bunlar kendine has öğretileriyle çok geniş kitlelerce kullanılmaktadır. Tabii ki her hastalık için kesin iyileştirme düşünülemez ama hastalık öncesinde bedeni sağlıklı tutabilmek için, ya da başlangıçta ilerlemesini önlemek için rahatlıkla kullanılabilecek değerlerdir.

Renkler ve renk terapisi bedeni ihtiyacı olan dengeye kavuşturabilmek için yapılan şifalarda önemli yer tutar. Çünkü insanı ayakta tutan tüm sistemler ve organlar belirli renklere karşı duyarlıdırlar. Kişide başlayan şifasızlık ki, bu hem ruhsal hem de fiziksel olabilir, ihtiyacı olan renklerin kullanılmasıyla yeniden düzene sokulup şikâyetlerin çok aza indirilmesine veya tamamen geçmesine yardımcı olabilir.

Renk terapisi yapabilmek için öncelikle bilinmesi gereken ilk şey, renklerin gücü yani titreşim seviyeleri, etkiledikleri organlar, hangi organların veya davranışların düzeltilmesi gerektiği ve hangi yolun kullanılmasıdır ki bunların başında bedenimizin muhteşem renk tablosu auramız ve chakra sistemimizi çok iyi tanımak gelir. İnsan bedeni bilgisiz ve hissedişsiz yerince sağaltılamaz. Zihinsel ve fiziksel görü ise renk seçiminde ve dozunda şifayı yapacak kişiye büyük yardımcıdır. Yapılacak işlemin iyi bilinmesi kadar, ihtiyacı olan kişinin de nasıl bir durumda olduğunun iyi bilinmesi gerekmektedir. Bilinmeden yüzeysel yapılan şifalar ya hiçbir işe yaramaz ya da kişiye yarar yerine zarar verebilir ki, gerçek bir şifacı bu duruma düşmez ve düşürmez. İnsanı bir biçimde etkilediği bilinen her sistem ki, bu nokta çok geniştir, kullanıcısının tekâmül seviyesine, bilgisine, duyu dışı algılamasına göre hayra çok daha yakındır. Bir örnek vermek istersek, en yaygın olarak bilinen düşünceyi söyleyebiliriz. Şifada ne kadar önemli olduğu bilinir ama insanın kendinde geliştirdiği ve sürekli kılabildiği üst değerlerle ancak yerince hizmet edebilir.

Chakralar ana chakra olarak bedende 7 tanedir ve omurga üzerinde yer alır. Bunun dışında bedenin pek çok noktasında sayısız chakra olduğu bilinir. Bunların en önemlileri avuç içi, ayak tabanı, dalak ve boyun arkasında bulunan ikincil chakralardır. Chakralar birbirleriyle bağlantıları yapıldığı takdirde beden üzerinde mucizeler yaratabilir. Beden dışı chakralar ise insan evren bağlantısına yol verirler. İnsan bedenine can veren muhteşem sistemin çalışmasının bir parçasıdır Chakra sistemi olarak adlandırdığımız sistem. Bu nedenle çok önemlidir beden ve ruhsal gelişimimiz için boyutumuzda. Sağlıklı bir beden ve zihin için 7 rengin uyum içinde ve gerektiği şekilde bulunması ne kadar önemliyse, 7 sesin frekansı da o denli önemlidir insan yaşamında. Farkında olmadan insanı etkileyen ses dalgaları ve dinletilmeye çalışılan müziğin etkisinden kurtulabilen insan kendini başarabildiği en uygun sessizliğe sokabildiğinde hiç farkında olmadığı gerçekliklere çok daha kolay adım atabilir. Bu nedenle kırsal alanlar tercih edilmelidir daha sağlıklı bir yaşam için. Gerçi dünyamızda bu gün her yer ses, renk ve manyetik kirlilik içinde olsa da yine de şehirlerin karmaşasından daha sağlıklı kılmadadır insanı.

Bu bölümde Chakralara ve renklere biraz daha geniş bakarak birinci ve ikinci bölümde anlattığımız bilgilere yeni bilgiler katabiliriz.

Chakraların gerçek yerleri eterik bedendedir. Her bir chakra farklı sayıda taç yaprağa sahip, huni şeklinde çiçeğe benzedikleri için onlara doğu ilminde Lotus çiçeği adı verilmiştir. Her chakra çiçeği en dip noktasından omurgaya giden sap şeklindeki bir kanalla, omurgadan başın tepesine kadar uzanan bir ana enerji kanalına bağlıdır. Chakralar sürekli dönme halindedir ve dönüş yönüne göre enerjiyi ya çeker ya da iterler.

Chakralar çinsiyete bağlı olarak erkekte başlangıç olarak kök chakrada saat yönünde sağa, kadında sola doğru döner ve her iki enerji böylece birbirini tamamlar. Diğer chakralarda bir sağ bir sol dönüşlerle aynı karşılamayı yaparak yaşamın her alanında enerjilerinin birbirini tamamlamasını sağlar. Her saat yönüne dönüş eril enerji, tersine dönüş dişil enerjidir. Her chakrada enerjinin yönleri değişirken bir taraftan da enerji bütünlenir teklik kazanır.

Genelde her chakra sıradan insanlarda bedenin 10 cm kadar uzağında hissedilebilir. İnsan geliştikçe chakra açılımı da genişler ve bu bir yerde çeşitli kaynaklardan alabildikleri enerjinin de göstergesidir.

Her chakrada görevine göre uygun bir renk baskınken, enerji merkezi diğer renkleri de içerir. İnsan geliştikçe chakra dönüşleri genişler ve bedenin çok daha uzağından hissedilir. Chakraların boyutları ve titreşim sıklıkları, çeşitli kaynaklardan aldıkları enerjilerin miktarı ve niteliğini gösterir. Bu enerjiler bize evrenden, yıldızlardan, doğadan, çevremizdeki her şeyden ve herkesten, farklı süptil bedenlerimizden ve tüm varlıkların görünmeyen temelinden gelir. Ve burada görüyoruz ki insan dediğimiz varlık pek çok etkinin tesiriyle iç içe varlığını sürdürmededir.

En önemli iki temel enerji insan bedenine kök chakra ve tepe chakra üzerinden gelir ki bunlar kundalini ve Tanrı’nın görünmeyen enerjisidir ve incelenmesi gereken iki önemli konudur.

Sistemimizdeki chakraları ve etkilendikleri renkleri 3 bölümde inceleyebiliriz. İlk 3 chakra Kök-kırmızı- (do), dalak-turuncu-(re) ve mide-sarı-(mi) oluşmak safhasında yer alır. 4. olarak kalp chakrası yeşil, pembe-(fa) uyanış yani aydınlanmaya giriştir. Sonraki 3 chakra, gırtlak mavi (sol), alın lacivert (la) ve tepe mor (si) olmayı getirir. . Renkler ait oldukları chakrada tek bir isimle ifade edilseler de tonlarını bilmek önemlidir.

KÖK CHAKRA

KIRMIZI

Kuyruk sokumunda yer alır ve kök chakrası tarafından emilir. Yaşamı sürdürmede görevlidir. Temel hayat gücümüzün merkezidir. Fiziksel ve içgüdüsel davranışları içerir. Bu safhadaki varlığın ana dürtüsü korkudur; birlik duygusundan tamamiyle uzakta kendini yalnız hisseder ve davranışları buna göredir. Bu chakra dolaşım ve üreme sistemleriyle bağlantılıdır. Ayrıca cinsel organlar, bacaklar, ayaklar ve kalça bölgesini de etkiler. Hayatı sürdürmeye yönelik enerjilerimizi denetleyen bilinç düzeyine bağlı bir merkez olduğu için usulünce uyarıldığında eski hayatlarımızdaki yeteneklerimizin su yüzüne çıkmasına ve geçmişten taşıdığımız korkuların yok olmasına yardımcı olur.

Bu chakra çalışmasında yetersizse terapistin kırmızı renkle takviyesi gerekir. Fazla faaliyetteyse dengelemek için yeşil kullanılır.

Yetersiz çalışmasında kişi birtakım psikolojik ve fiziksel olumsuzluklar yaşayabilir. Kişi tutku halinde oldukça kaba bir yönetme ve hükmetme duygusunu yaşar. Ya da aşırı tutumludur, kendini koruma güdüsüyle. Sürekli onaylanmak ister. Davranışları aşırı temkinli olabilir. Tepkici, saldırgan, kaba davranışlar sergiler. Fiziksel olarak da isteklerini yerine getirebilecek durumda olmayabilir. Hissettiği aşırı bir yorgunluktur.

Chakra eğer yoğun enerji etkisinde fazla çalışıyorsa, fiziksel saldırganlığa, mantıksız bir cesarete, sınır tanımaz bir coşkunluğa sebep olur. Hayatı umursamaz tavırlar sergiler ve takıntı halinde cinsel isteği vardır.

DALAK CHAKRA

TURUNCU

Göbek bölgesinde yer alır. Haz arama duygusunu yönlendirir. Duygusal doyumu arar. Bilinç düzeyi haz / acı / tutku seviyesindedir ama ana duygusu tutkudur. İkilemler içindedir. Duygusallık, çeşitli ihtiraslar, cinsel istekler, heyecanlar bu chakranın düzenli çalışması sonucunda ortaya çıkar. Kişilik fonksiyonu ve yaratıcılık bilinci de Dalak Chakrasının faaliyet biçimine bağlıdır. Doğru renklerle uyarıldığında ki, bu renk turkuaz tonlarıdır, uzay ötesi haberleşme yapmak mümkün olur. Fizik yapımızda böbrek üstü bezleri, üreme, kas sistemi, dalak, safra kesesi, pankreas ve böbrekleri etkiler. Vücuttaki zehirli maddelerin atılmasında ve sistemin arındırılmasında en büyük rolü üstlenmiştir.

Chakranın az çalıştığı durumlarda kişiler içe kapanık, duygularını yerince ifade edemez durumda olur ve her isteklerini toplumun isteklerine göre ayarlar.

Aşırı çalışmasında ise bencillik, yönetme, hükmetme, kendini beğenmişlik, ve aşırı gurur ortaya çıkar.

GÜNEŞ SİNİRAĞI CHAKRA

SARI

Kişide kendini bilme arzusunu yaratır. Hedefi zihinsel doyumdur. Düşüncelerinde analiz ve senteze yer verir. Kıyaslamalar yapar. Kimlik arayışı güce yönelmiştir. Bu safhada şayet chakra yetersiz çalışıyorsa kişiliğinde parçalanmalar görülebilir.

Güneş sinirağı chakrası göbek bölgesi ile göğüs kafesi arasında yer alır. Aynı isimdeki sinir sistemi ile bağlantılı olan bu merkezin, mide, karaciğer, safra kesesi, böbreküstü bezleri ve sindirim sistemi ile ilgili görevleri vardır. Bedene giren gıdaların hazmedilmesinde devrededir. Ayrıca bu Chakranın beynin sol tarafıyla bağlantılı olduğu da bilinmektedir. Birçok felç çeşidi, ülser, bağırsak sorunları ve psiko-somatik sorunlar bu chakranın düzenli çalıştırılmasıyla ortadan kaldırılabilir. Bu chakra doğru kullanıldığında başkalarının iç dünyasını ve duygularını anlayabilme yeteneğini geliştirebilir. Chakra genel psişik etkilerin toplandığı merkezdir. Dengeli biçimde birtakım enerjilere maruz bırakılırsa, gizli kalmış yeteneklerin günışığına çıkmasına ve kişinin kendini doğayla bütün hissetmesine yardımcı olur.

Chakranın az çalışması bireyde zarar verici özelliklerin ortaya çıkmasına neden olur. Kişi kendini toplumdan soyutlanmış ve içine kapanmış olarak bulur. Bu da duygularını başkalarıyla paylaşmamasına ve hep kendi içine atmasına yol açar. Bu kişiler yeniliklere kapalı ve psiko-somatik sorunları olan insanlardır.

Chakranın aşırı çalışması ise yine bazı davranış bozukluklarına yol açar. Kişi bir anlamda karakter değiştirmesiyle hiçbir şeyi beğenmez hale gelir. Her konuya eleştirel açıdan yaklaşır. Kafasında kurduklarını yanlış da olsa büyük bir inatla savunur. Düşündüklerini kolay kolay açığa vurmayan içten pazarlıklı kişiler genelde güneş sinirağının aşırı çalıştığı kişilerdir.

KALP CHAKRA

YEŞİL- PEMBE

Uyanış yani aydınlanma merkezidir. Üst ben ve alt ben uyumu burada başlar. Bilinç düzeyinde çelişkilerle uyuşma hakimdir. Kişi uyum içinde olmaya isteklidir. Yaratıcılık devreye girer. Yoğun olarak timüs bezi ve bağışıklık sistemi üzerinde etkilidir. Ayrıca akciğer faaliyetleriyle birlikte, dolaşım sistemi ve kalp dengesi de bu enerji merkezinin görev alanı içindedir. Doku yenilenmesi işlemi de kalp chakrasının düzenli çalışmasına bağlıdır.

Kalp chakrasının az çalıştığı durumlarda dengeleme yeşille yapılır. Aşırı çalışmasında ise pembe veya yumuşak kırmızıyla birlikte biraz yeşil uygulanır.

Bu chakra diğer chakraları da dengeleyici bir özelliğe sahiptir. Onda gelişen bir denge bozukluğu diğer chakraları da etkiler. Genelde iç dünyamıza bağlıdır. Doğru renk doğru şekilde kullanıldığında, kişinin doğada gizli duran birtakım güçleri görmesini ve onlardan faydalanmasını sağlar. Ayrıca diğer insanların huylarını ve duygularını kalp chakrasının düzenli çalışması sayesinde doğru bir biçimde tahmin etmek mümkündür.

Kalp chakrası az çalışan insanlar hiçbir zaman kendilerinden emin olamazlar. Bu insanlar sürekli kendilerinden şüphe içindedirler ve toplum tarafından sevilmediklerini zannederler. Chakranın aşırı çalışmasında ise sebepsiz kıskançlık, cimrilik, aşırı biçimde kendine güvenme ve başkalarının hakkını umursamaz durumlar görülebilir.

BOĞAZ CHAKRA

MAVİ

Olgunluğun yaşandığı renktir. Gerçekleri kavrama ve kendini ifade olması gerekendir. Bilinç düzeyi geniş düşünceye açık etkin zekâ seviyesindedir. Anlayış bilinen özelliğidir. Yetersiz çalıştığında soyutlanma yaşar. Zihinsel aydınlanmaya açıktır. Beynin sağ tarafını etkileyerek kişinin yaratıcı yönünü açığa çıkarır. Uygun renk enerjileriyle bir araya getirildiğinde, kişinin ileriyi görme yeteneği gelişir ve diğer insanların düşüncelerini kolayca okuyabilme becerisini ortaya çıkarır.

Ağız, dişler, troid ve paratroid bezleri ile ilgili görevleri vardır. Solunum sistemiyle beraber bronşların dengeli çalışmasında ve ses tellerinin güçlenmesinde etkin bir rol oynar.

Chakra az çalıştığında yine mavi ile dengelenir. Aşırı faaliyette kullanılması gereken renk turuncuyla birlikte biraz mavidir.

Chakranın az çalıştığı durumlarda kişi olaylara kolay teslim olan, melankolik bir durum içindedir. Bu kişiler değişimlere ayak uyduramazlar. Dış dünyaya tepki göstermekte biraz gecikirler. Aşırı çalışmasında ise, diğer insanlara üstünlük kurmak ister ve kararlarında katı ve fanatik davranırlar. Bu tip insanlar, her konuda olumsuz fikirleri savunan sivri bir dile sahiptirler. Bunun sonucunda da aşırı aktif bir karakter sergilerler.

ALIN CHAKRA

LACİVERT

İnsanlık sevgisinin rengidir. Kullananlar güçlü sezgiye açıktır. Bilinç düzeyi bilgelik ve yüksek duygular seviyesindedir. Hallerine sevecenlik hâkimdir. İnsanlığın acılarıyla özdeşleşirler ve sınırsız ilhama açıktırlar. Chakra yetersiz çalıştığında dengelemek için kullanılan renk laciverttir. Aşırı çalıştığında ise, açık turuncu ile biraz lacivert kullanılır. Bedenin manyetik ışınımlarını (enerjilerimizin dişil yönlerini) etkileyerek, kişideki geleceği görebilme yeteneğini açığa çıkarır. Ayrıca bu özelliğiyle kişinin bilinçaltını etkiler ve ondaki yaratıcılığı, ileri görüşlülüğü ve sezgi yeteneğini ön plana çıkarır.

Alın ya da üçüncü göz chakrası, hipofiz beziyle birlikte, tüm salgı sistemini kontrol altında tutar. Beyin sinir hücrelerinin birleşme noktalarını etkiler. Beynin iki yarım küresi arasında denge kurulması da, yine bu enerji merkezinin görevidir. Bunlardan başka sinüsler, gözler, kulaklar, yüzün çeşitli bölgeleri ve bağışıklık sistemi de alın chakrasının etkisi altındadır.

Chakranın çok çalıştığı durumlarda aşırı duyarlı bir karakter yapısı görülür. Bu tip insanlar her an korku dolu, heyecanlı hareketlerde bulunurlar. Buna rağmen kendilerini diğer insanlardan üstün görür ve onların davranışlarını her fırsatta küçümserler. Az çalıştığı durumlarda ise şüpheci, kıskanç tavırlar sergilerler. Ayrıca bu tip kişiler unutkan, batıl inançlara açık ve her an anlamsız stres içindedirler.

TAÇ CHAKRA

MOR

Tanrı sevgisinin rengidir. Kişi kendini gerçekleştirmelidir. Bilinç düzeyi mutlak sevgi ve ondaki özgür iradedir. Birlik bilincine sahiptir. Chakra az çalıştığında irade seçimsiz kullanılır. Normalde kişi değişim ve dönüşümü gerçekleştirebilir. Chakra az çalıştığında yine morla dengelenir. Çok çalışıyorsa sarı ile birlikte biraz mora ihtiyaç vardır.

Normal çalışmada ruhsal âlemlerle kurduğu köprüler sayesinde, iç dünyamızla irtibatlı kalmamız kolaylaşır. Bu enerji merkezi bilinç dışımızı etkileyerek, gizli enerjilerimizin arınmasını ve onların şimdiki hayatımıza uyarlanmasını sağlar.

İskelet yapısını ve sinir sistemini dengede tutan bir merkezdir. Epifiz bezini, tüm siniryollarını etkiler. Beyincik faaliyetlerinin düzenli ve dengeli yürümesi yine taç chakranın işleyişine bağlıdır.

Chakra az çalıştığında bireyin kendine güveni kalmaz ve kendini toplumdan soyutlanmış hisseder. Bu tip insanlar kendileri hakkında hiçbir olumlu düşünceye sahip değillerdir. Kendilerini adeta inkâr ederler ve hep utanç, yanlış anlaşılma ve duyarlılıktan yoksunluk içinde kıvranırlar.

Aşırı çalışmasında ise toplum içinde ilgilenilmeye her zaman ihtiyaç duyarlar. Davranışlarla ve sözlerle popülarite sağlama isteği, dengesiz çalışan bu chakranın sonucudur. Bu kişiler çevrelerine fiziksel açıdan da mükemmel görünerek, aşırı seksi bir imaj yaratmak isterler.

Sistemimizde 7 üzerinden yapılan açılımlar insan varlığı için önemlidir. 7 ses, 7 renk ve 7 bilinç açılımı öncelikle bilinmesi gerekenlerdir. Bilgiler insanın doğal gelişim seyrini kesintisiz yaşayabildiğinde birbirini takip eden her 7 yılın önemli bir atlama yılı olduğundan bahseder. Yani 49 yıllık bir yaşamda insanın (kırmızı) da ve (do) da başlayan serüveninin (mor) a ve (si) ye ulaştığında gerçek insan olabileceğinden. Bu gün insanlık si bemol’ün eleğinden geçmededir (si) de yerini almak, (mor) ötesine atlayabilmek için.

Aysel Ongun 23 mayıs 2010

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap