Renklerle Tedavi 4

 


4. bölüm

 RENK TERAPİSİNDE

 HAVA – SU -  IŞIK - MUM

 KULLANILMASI

 

Dünyamızda yaşamın devam edebilmesi için olmazsa olmaz olanlardan en önemlisi hava ve sudur. Onlarsız yaşam olamaz.  Havamız ve suyumuz dünyasal yaşam seyrinin devamlılığı için en uygun biçimde Yaratıcı tarafından düzenlenmiştir. Ne yazık ki insanoğlu her ikisini de şuursuzca kullanımıyla yaşanamaz hale getirmek için büyük bir çaba göstermededir, sanki yaşayabileceği başka bir dünya kendisini bekliyormuş gibi. İnsanın bu şuursuz ve çıkarcı davranışlarına karşı dünya havası ve suyuyla yine de onlara şifa vermek için devrededir.

 Şifasal nefes

En etkili nefes alma egzersizleri sabahın erken saatlerinde temiz havayla yapılandır. Bu işlem için öncelikle bedensel temizliğinizi yapmış ve kendinizi güçlü bir şifa enerjisiyle karşılaşmak üzere zihnen ve ruhen hazırlamış olmanız, enerjiyi karşılamakta size yardımcı olacaktır. Hava şartları ve olanaklar elveriyorsa dışarıda, yoksa evinizde açık bir pencere önünde gevşemiş ve büyük buluşmaya hazır bir vaziyette oturur durumda olmalısınız. Oturmak ve gevşemek kasların aktif olmasına çok az da olsa engel olup onların süptil enerji kanalları üzerindeki olumsuz etkisini kaldıracaktır. Gevşeyin, olabildiğinizce, huzurla büyük buluşmanın özlemini yaşayarak ve dilinizin ucunu üst sıradaki dişlerinizin hemen ardındaki damak bölgesine hafifçe değdirin. Sonra sakin bir şekilde nefes alın.  İçinize çektiğiniz havayı rahatça dayanabildiğiniz bir süre tuttuktan sonra içsel bir ahenkle dışarıya verin. Siz o andan itibaren havayla ve üzerinde taşıdığı farklı enerjilerle dans etmeye başlayacaksınız. Bu ilahi bir danstır, sıradan bir egzersiz değil.

Tüm nefes alış/veriş sırasında gözlerinizi kapalı tutarak, içinize dolan havanın sizi ve tüm vücut sistemlerinizi nasıl canlandırdığını hissetmeye çalışın. Başta biraz zorlanabilirsiniz ama daha sonra bunu rahatlıkla hissedip dans ettiğiniz güce sımsıkı tutunup onun sizi çektiği yöne dalıp gidersiniz.  Büyük bir coşkuyla hissedeceğiniz soluduğunuz havanın renklerden ve ışıklardan oluşan muhteşem atmosferidir. Bedeniniz ışığın ve rengin hayat veren enerjisiyle dolmadadır, bir ilahi müzik eşliğinde.  Bu çalışmayı her sabah 10-15 dakika uyguladıktan kısa bir zaman sonra ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak ne kadar sağlıklı bir hale geldiğinizi hayretle göreceksiniz ve sizi huzursuz kılan, yıpratan dış etkenler artık çok daha basit gelecektir sizlere, güç etkisini göstermededir çünkü.. Kendinize has müzikal ritminizle nefes alıp verirken, başlangıçta diyaframınızı kullanmaya özen göstermelisiniz. Daha sonra bu kendiliğinden olacaktır.  Bunu yapmak için ellerinizi göbeğinizin üstüne yerleştirin ve derin bir nefes alın. Ellerinizin dışa doğru hareket edip etmediğini kontrol edin, sonra da içinizdeki havayı yavaşça dışarı verin. Bu doğru nefes alıp-vermenin en kolay yoludur.

 Nefesle yapılan renk terapisi

 Böyle nefes-alıp vermede vücuda giren hava, hemen enerjiye dönüşür. Enerjinin frekansı ve gücü ise, düşüncelerimiz yoluyla şekillenir. Kişi renkleri nasıl ve nerede kullanacağını bilmiyorsa kendini beyaza teslim etmelidir. Rahatsızlıklar, renkler ve etkilerinin bilindiği yerde ihtiyaç olan rengin solunmasıyla çok daha etkili şifa sağlar. Burada önemli olan, vücuda asıl gerekli olan renk enerjisinin alınmasıdır. Bu uzun çalışmalar isteyebilir. Her rengin değişik tonları kişinin ihtiyacına göre tahayyül edilmelidir ve her beden farklıdır, farklı tonlarda ışıklıdır.

Burada deneyicinin hangi rengin hangi organları etkilediğini, renk eksikliğini veya fazlalığını hangi belirtilere göre takip edilebileceğini iyi bilmesi gerekir yanlışa geçit vermemek için. Başta elbet ki hatalar olacaktır, bunu fark edebilmek için bedendeki renk fazlalıklarının yaptığı etkileri bilmek ve ona göre yeterliliği tespit önemlidir. Enerji fazlalıkları vücuttaki pek çok dengeyi bozabilir. Renk terapisiyle şifa yapmak dileyenler bu konuda çok hassas olmalıdırlar.

Kişi kendi kendine renk soluması yapmak istiyorsa sessiz bir ortam seçmeli ve yukarıda anlatıldığı gibi rahat bir biçimde dimdik oturarak doğru nefesle ön hazırlığını yapmalı. Daha sonra düşündüğü veya içsel olarak hissettiği havanın rengini tahayyül ederek onun hastalığıyla mücadele ettiğini inanarak düşünmeli.   Eğer bunu tam anlamıyla başaramıyorsa, renkli hava solumaktan vazgeçip, saf beyaz ışık da soluyabilir. Chakra sistemlerini dengeye kavuşturmak için, alt chakradan başlayarak gökkuşağındaki yedi rengi de sırayla soluyabilir. Her bir renk enerjisini doyduğunu hissedinceye kadar içe çekmek faydalı sonuçlar doğurabilir. Çünkü her rengin kendine özgü bir özelliği ve tedavi gücü vardır.  

Çalışmalarınızı bir diğer kişi üzerinde yapıyorsanız, başta beyaz ışıkla devreye girin. Hiç kimsenin bir diğer kişinin dengesini yanlış etkilemeye hakkı yoktur. Eğer kendinizi çalışmalarınız sonucunda daha yetkin hissediyorsanız karşınızdaki kişinin rahatsızlığına en uygun olan rengi belirledikten sonra, onun rahat ve sessiz bir ortamda sırtüstü uzanmasını ve gevşeyerek sakin solumasını sağlayın. Bu sırada kendi enerji akışınızı hızlandırmak amacıyla, dingin soluma işlemini uygulayın. Bir süre sonra, karşınızdaki kişinin ihtiyaç duyduğu renk enerjisinin titreşimleriyle dolup-taştığınızı hissedeceksiniz.

Titreşimlerin en yoğun olduğu anda, nefesinizi hastanın ihtiyaç duyulan bölgesine doğru sakin bir şekilde tüm dikkatiniz ve şifa dileklerinizle yoğun bir konsantrasyon içinde üfleyin. Bu  renk enerjisi titreşimlerini daha fazla harekete geçiren bir katalizör işlevi görür.

Bu yöntem ağrıların azaltılmasında veya tamamen yok edilmesinde oldukça etkilidir. Renk enerjisiyle dolu nefesinizi rahatsız bölge üzerine olduğu kadar direkt olarak chakraya doğru da üfleyebilirsiniz.  Bir büyüğüm  miğren ağrılarımı geçirmek için önce kendince bildiği duaları alnımı sıvazlayarak okur, bittikten sonra yüzüme hafifçe üflerdi. Ağrılar hafifler bir zaman sonrada geçerdi. Üfleme kültürümüzde yaygındır. Özelliklede dualardan sonra ve yerincedir.

Suyla yapılan renk terapisi

İçtiğimiz suları tedavi amaçlı kullanabilmek için birtakım renk frekanslarıyla yüklememiz mümkündür. Suya enerji yollamanın birçok yolu vardır. Bunlardan birincisi, mümkün olduğu kadar taze ve saf su dolu bir bardağı sol elimize alarak diğer elimizi, bardak ağzının üzerine 5-6 cm kadar yaklaştıralım.  Ardından belirli bir renk üzerinde yoğunlaşarak, dingin ve sevgi dolu soluma işlemine başlayıp suya hem sevgi hem de renk yükleme haline geçelim.  Böylece içimize dolan renk enerjisinin bardaktaki suya aktarılmasını sağlamış oluruz. Bu aktarımı 3-5 dakika sürdürdükten sonra, bardaktaki suyu adeta ibadet edercesine enerjiye teşekkürlerinizle yudum yudum içebilir veya ihtiyacı olana aynı hislerle içirebiliriz. Enerjiye teşekkür edebilmek, aynı zamanda onu bize yönlendirene de teşekkür etmek, bir anlamda yerimizi bildiğimizi de ifade etmektir.

Suyu renk enerjisiyle şarj etmenin bir başka yolu da renkli kavanozlar veya bardaklar kullanmaktır. İstediğiniz renkteki kabı suyla doldurarak sabah güneşinin altına koyun. Güneş ışınları, kabın sahip olduğu renk enerjilerini harekete geçirecek ve bunların, içlerinde barındırdıkları suyu etkilemelerini sağlayacaktır.

Bu yöntemde kapları 1-3 saat arasında güneşte bırakmak gerekir.

 

Terapide ışık projeksiyonu

Renkli ışıkları tedavi amacıyla kullanabilmek için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bunların içinde en basit olanı renkli ampullerdir. İstenilen renkte ampullerin aydınlattığı mekânda bulunmak, ondan yayılan ışığın etkisini de almayı sağlar. Renkli ampuller bulunamazsa farklı renklerde jelatin kağıtlarından slaytlar hazırlayarak bunları normal ışık kaynağının önüne koyarak renkli ışıklar elde edebilirsiniz.

Işıkla tedavide hasta dilenen renk karşısında ihtiyacına göre iki/üç  dakikadan  on/onbeş dakikaya kadar ışınların etkisine bırakılır. Kronik durumlarda bu süre onbeş dakikaya kadar zatılabilir. Bu süreyi şifa yapan kişi sezgileriyle ya da hastalığın seyrini iyi bilmekle belirleyebilir. Renkle terapi seansının bitiminde genellikle yeşil renk kullanılır. Ama bu renk kullanımı sadece tümörlü hastalar için geçerli değildir çünkü yeşil gelişimi hızlandırır ki bu da tümör de çok tehlikelidir.

Renkli ışıkları tüm chakralarınızda kullanmayı düşünüyorsanız, alt chakradan başlayıp sırayla üst chakralara doğru yol almalısınız. Yeşili kullanamayacağınız durumlarda pembe veya beyazı kullanabilirsiniz.

Doğu öğretilerinde omurilik boyunca akan süptil bir enerji akışı yer almadadır. Bu akış üzerinde yedi ana chakra yer alır. Bunlar genelde dönen tekerlekler olarak tanımlanır ve her biri bedenimizdeki organlarla bağlantı içindedir. Omuriliğin bitiminde yer alan kırmızı chakra, yaratıcı ve çoğaltıcı sistemin faaliyetini kontrol eder. Bu sistemle ilgili sorunlar için etkilendirilecek nokta bu chakradır. Merkezi dalakta bulunan turuncu chakra, sindirim ve özümleme süreçlerine etki eder. Etki buraya olmalıdır. Sarı chakra, solar pleksüstedir ve böbrek üstü bezleri, pankreas ve karaciğeri etkiler. Yeşil chakra, kalptir. Kalp ve kan dolaşımı hastalıkları buraya etki ederek düzeltilebilir. Mavi chakra, gırtlak ile ilişkilidir. Boynun arkasında yer alır. Boğaz, tiroit ve paratiroitle ilgili hastalıklar buradan tedavi edilir. Çivit mavisi alın chakrasıdır. Kaşların arasında yer alır. Hipofizle ilişki içindedir. Hipofiz tüm iç salgı bezlerini kontrol eden bezdir. Beyin, göz, burun, kulak ve sinir sistemi hastalıklarına bu chakra üzerinden müdahale edilir.

Aşağıda okuyacağınız ışın tedavilerindeki bilgiler Mary Anderson’un  bilgilerinden alınmıştır.

Kırmızı ışın

Ateş unsurudur. Sinirleri ve kanı uyarıp canlandırarak adrenalin salgılanmasına neden olur. Kan dolaşımını hızlandırır ve fiziksel bedene dirilik kazandırır. Güçlü bir uyarıcı olduğundan ihtiyatla kullanılmalıdır. Asla tek başına uygulanmamalı, onu yeşil veya mavi izlemelidir. Bu ışının yararlı etki gösterebileceği hastalıklar, iltihaplara yatkın durumlar ve duygusal sıkıntılardır.

Turuncu ışın

Akciğerleri, pankreas ve dalağı güçlendirir, duygulara canlılık ve iyimserlik verir. Bir mutluluk hissi meydana getirir. Teşvik edici, ısıtıcı bir renktir. Spazm gidericidir ve kırmızı ışın gibi, hayatiyet düşüklüğüne, adale spazmları veya kramplarına karşı kullanılır. Tüm bedene genel olarak yaygın bir ışık yönetilmeli, sonra on ile onbeş dakikalık bir süre için solar pleksüs ve beyin kökü üzerine yoğunlaşmalıdır.  

Sarı ışın

Hareket sinirlerini faaliyete geçirir ve kaslarda enerji oluşumuna sebep olur. Safranın akışını teşvik eder, deriye iyi gelir. Psikolojik bakımdan kişinin depresyondan kurtulmasını sağlayabilir. Bu pozitif bir vibrasyondur ve sinir sistemi üzerinde tesir göstererek zihinsel tavrı ve bedensel canlılığı etkiler. Enerjiyi emici ve diğer chakralara dağıtıcı olarak vazife gördüğünden solar pleksüsü, bedenin hayatiyet kazanması açısından en kritik merkezdir.

Yeşil ışın

Uyum ve denge ışınıdır. Doğanın kuvvet ilacıdır ve kalp ile kan dolaşımı üzerinde önemli etkisi vardır. Yeşil gerginliği giderir, hipofizi faaliyete geçirir, kas ve doku yapar. 

Mavi ışın

Nitelik itibariyle soğuk ve sıkıştırıcı, büzücü bir ışındır. Antiseptik özelliğe sahiptir. Gırtlak chakrasını kontrol eder ve sakin, huzurlu titreşimler yayar. Kırmızıya karşı panzehir etkisi gösterdiğinden, fazla ateşlenme, enfeksiyon durumlarında gereksinme duyulur. Soğuk algınlıklarında, inme, kronik romatizma ve hipertansiyon vakalarında etkilidir.

Çivit mavisi ışın

Soğukkanlılık kazandırır, damarları büzer, elektriklendirici bir etkisi vardır. Paratiroit bezlerinin faaliyetini körükler, fakat tiroit bezlerinin faaliyetini kısıtlar. Kanamayı azaltır ve heyecansal, spiritüel seviyelere tesir eder. Bu ışın sayesinde obsesyonlardan kurtulmak mümkündür. Kulak, burun ve göz hastalıklarında başvurulur; bazı sinir hastalıklarının ve zihinsel bozuklukların tedavisinde yararlıdır. Akciğerlerle ilgili şikâyetlerin ve mide rahatsızlıklarının tedavisinde de kullanılır.

Menekşe ışın

Hareket sinirleri, lenfatik sistem ve kalbe bağlı sistemin çalışma temposunu düşürücü etki yapar. Kanı temizler ve tümör büyümesini durdurur. Bedendeki potasyum dengesini muhafaza eder. Bunlar resmi tıp tarafından oldukça yaygın kullanılmaktadır; fakat bu güçlü ve süptil bir titreşimdir ve insanın en yüksek seviyeli bedeni üzerinde etkili olduğundan zihinsel gelişimi zayıf kimseler üzerinde aksi tesir yapabilir. Bu ışın hipofizi kontrol eder.

Görülüyor ki renkler bilinen bilinmeyen pek çok şekille yaratılmış olanların devamlılığında şifa ya da şifasızlığında etkin bir rol oynamadadır. Her şeyde olduğu gibi denge bunda da sağlanması gerekendir ve dengeyi sağlayacak pek çok şey bugün bilinmededir.

Uzaktan renk terapisi

Sık kullanılan bir yöntemdir. Burada yapılan, düşünceyi beyin gücüyle başka bir kişiye yönlendirmektir. Terapistin konsantrasyonu ve tahayyül gücü önemlidir. Bilmediği bir kişiyle bağlantı içine girmek istiyorsa ona ait bir şeyi yanında bulundurmasında fayda vardır.  Bu bir resim ya da kullandığı her hangi bir şey olabilir. Renklerin enerjisini hastaya ileten aracı bu sistemde düşünce gücüdür.

Mum terapisi

Mum kullanımı neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Başta karanlıktan kurtulmak için kullanılan ilkel kandiller, daha sonra muma dönüşmüş ışık verme fonksiyonunun yanında zaman içinde dinsel ayinlerin ve bazı ritüellerin değişmez parçası olurken şifada da yerini almıştır önce renksiz sonra renklendirilerek ve daha sonra da renklerle ilgili kokularla zenginleştirilerek. Koku şifada apayrı bir yer tutar. Konumuz renklerle şifa olduğu için burada ona yer vermiyoruz.

Bir mum yandığında sahip olduğu renk gücü ısının etkisiyle çevreye yayılır. Böylece yakın çevresinde bulunan her şey bu enerjiden etkilenmiş olur. Bu renk enerjisi önce aura tarafından algılanır, daha sonra da vücut tarafından emilir. Bu özelliği dikkate alınarak beyaz ve renkli mumların enerjileri ve etkilerine Ted Andrews’in renkli mumlar hakkındaki bilgileriyle bir göz atalım.

Beyaz

Beyaz renkli mum, saflığın ve gücün sembolüdür. Bu mum, birlikte yandığı her türlü mumun etkisini artırır. Başta sağlık ve tedavi olmak üzere, tüm alanlarda enerjik bir temelin atılması ve işe öyle başlanılması, beyaz mumlar yardımıyla olur. Eğer yanan beyaz bir mumdan duman çıkıyorsa, çevredeki negatif düşünceler ve etkiler yok oluyor demektir. Söz konusu duman bir süre sonra kesilirse, o bölge her çeşit olumsuzluktan arınmış sayılır.

Siyah

Siyah mumlar en güçlü ve en koruyucu mumlar sınıfına girerler. Bu çeşit mumlar daha çok dini amaçlı olarak kullanılır. Örneğin bir takım ayinler ve gizli törenlerde siyah muma yer verilir.

Sonsuz bir karanlık içindeki ışığı bulmaya yönelik olarak yapılan meditasyonlarda da en büyük yardımcınız siyah renkli mumlardır. Ancak bu renkteki mumların aşırı kullanımı depresyona yol açabileceği için, beyaz renkli mumlarla bir arada kullanılmaları daha sağlıklı olur.

Kırmızı

Kırmızı mum aşkın, sağlığın ve ihtirasların sembolüdür. Temel hayat gücümüz olan istek, merak ve cinsel arzular bu renkteki mumların özellikleri arasında yer alır.

Pembe

Pembe mumlar, sevginin ve başarının sembolüdürler. Onurlu, bilinçli ve saf bir hayatın özellikleri pembe mumlarda toplanmıştır.

Turuncu

Turuncu mumlar, neşeyi ve yaratıcılığı temsil ederler. İnsanların, hayvanların ve her çeşit varlığın dikkatini bu renkteki mumlarla çekebilirsiniz. Ayrıca meditasyon sırasında ruhsal ihtirasların dengelenmesi açısından da çok faydalı olur.

Sarı ve Altın sarısı

Sarı, meditasyonda kullanılan mum alevinin rengidir. Bu sarı alevin içinde, isteklerimizin nasıl gerçekleşebileceğini görmemiz mümkündür. Alevin kendi içindeki altın sarısı tonlar ise, rüyaların anlaşılmasını kolaylaştırır.

Yeşil

Yeşil mum, büyümenin ve hareketin sembolüdür. Bu mumlar, vücut ve beyin enerjilerini dengeler. İçimizdeki doğaya dönüş arzularını, yeşil mumlarla harekete geçirmemiz mümkündür.

Verimlilik ve doğurganlık, gençlik ve bolluk, yeşil mumların taşıdıkları özelliklerdir.

Mavi

Mavi mumlar, ruhsal olayların anlaşılmasını sembolize ederler. Doğuştan gelen algı yeteneklerimizin uyanmasına ve içsel yeteneklerimizin farkına varmaya bu mumlar yardımcı olurlar. Mavi mum hayatın ve hayata olan inancın temsilcisidir. Eskiden düzenlenen ayinlerde kısa yoldan para kazanmak isteyen birtakım kimseler mavi mumları kullanarak amaçlarına ulaşacaklarını zannederlerdi.

Gri ve gümüş rengi

Bu renkteki mumlar açıklığın ve şeffaflığın sembolüdürler. İçinde gizli kalmış yetenekleri ortaya çıkarmak isteyen kişiler, bu mumları kullanmalıdırlar. Ayrıca bu mumlar, astroloji çalışmalarında da yardımcı olurlar. Çünkü yıldızların üzerimizdeki etkilerini anlamak, bu renkteki mumlardan yararlanınca daha kolaylaşır.

Kahverengi

Kahverengi mumlar tarafsız, yani nötr özellikler taşırlar. Bu renkteki mumlar daha çok kayıp eşyaların bulunması için kullanılır

Mor ve Eflatun

Mor ve eflatun mumlar ruhsallığın, gücün ve yöneticiliğin sembolüdürler. Bu mumlar ayrıca, kişideki başarı ve yükselme arzularını da harekete geçirir.

Mumlardan faydalanmanın en etkili yolu, onları kişinin çevresine geometrik şekiller halinde dizmekle sağlanır. Enerji geometrisinin oldukça yoğun dinamik etkileri vardır. Enerjinin geometrik şekillenmeler sonucu ortaya çıkan etkileri ile insanın elektromanyetik alanları arasındaki ilişkiler bu “tılsım”ın temelini oluşturur. Farklı geometrik şekiller, renklerin etkilerini değiştirir ve artırır.



Üçgen dizim

 

Üçgen şekli tıpkı bir yükseltici gibi hareket eder ve her türlü rengin tedavi gücünü artırır. Ayrıca birlikte kullanıldığı rengin olumsuz etkilerini de tamamen ortadan kaldırır.


Kare dizim

 

Kişinin etrafındaki mumların kare şeklinde dizilmesi, tüm fizyolojik sistemlerin güçlenmesini sağlar. Birlikte kullanıldığı rengin etkisini güçlendirerek, bu etkilerin kişi üzerinde odaklanmasını sağlar.


Çapraz dizim

Mumları kişinin etrafına çapraz olarak dizmek, -baş, ayak, sağ, sol olarak değil de iki nokta arasını kullanarak dizmek- ondaki dört elemanın (ateş, hava, su, toprak) dengelenmesini ve böylelikle uygulanan rengin daha da etkili olmasını sağlar. Bu şekil kalp merkeziyle bağlantılı olduğundan, onunla ilgili tüm rahatsızlıklarda faydalı olur. Çapraz konumun bir başka özelliği ise, fiziksel enerjimizle birleştirmesidir. Ayrıca renklerin kolaylıkla emilmesi amacıyla bedendeki elektromanyetik ışınımların düzenlenmesi de bu şekil vasıtasıyla gerçekleşir.


Beşgen dizim

Beşgen dizim de renklerin etkilerini artırıcı bir nitelik taşır. Bu şekil, insandaki ruhsal enerjileri harekete geçirir ve onları tedavi işlemi süresince devreye sokar. Ayrıca bu şeklin şifa meleklerini kişinin üzerinde topladığına inanılır.


Altılı dizim

Mumların altı kollu bir yıldız şeklinde dizilmesi ( baş, ayak ve ara bölgeye iki olmak üzere) kalp-zihin ve vücut-ruh arasındaki köprüleri güçlendirir ve terapinin tüm sistemleri kapsayarak gelişmesini sağlar. Ayrıca güçlendirici ve koruyucu bir özellik taşır.


Yedili dizim

Yedili dizim, özellikle çocuk sağlığı için elverişli olan bir şekildir. (Baş, iki ayak yanı ve ikişer ara boşlulara aralıkları muntazam şekilde olmak üzere dizilir) Bu şekil tüm chakra sistemini düzenleyerek, renk enerjilerinin daha etkin olarak görev yapmasını sağlar. Ayrıca kişide hastalığa yol açan duygusal ve zihinsel çöküntüler bu şekil vasıtasıyla giderilir. Tüm dizimler gibi bu da renklerin enerjilerini güçlendirir.

Mumlarla tedavide de en önemli konu diğer terapilerde olduğu gibi renklerin doğru seçimidir. Kullanılacak mumlar temiz olmalı, üzerlerindeki olumsuz enerjiler arındırılmalıdır. Mum hangi amaç için alındıysa o amaçta kullanılmalıdır. Şifada kullanılacak mumlar özel bir şekilde saklanmalı diğer yerlerde kullanılmamalıdır. Mumlar terapi sonunda mutlaka bir söndürücü parça yardımıyla, bu mum söndürücü aleti olabilir ya da bir küçük kap söndürülmelidir.

Aynı anda değişik renkte mumlar da terapistin öngörüsüne göre kullanılabilir.

Renk enerjisiyle tedavi bu gün bu yazılanların çok ötesinde de teknik gelişimlerle yerine getirilmededir. Ancak yolun başındaki insan için elde edilmesi daha zor düzenekler olduğu için burada uygulanması en kolay olan sistemler anlatılmıştır. Yoksa konu devam etmek isteyenler için büyük açılımlara açıktır..

Aysel Ongun 23 mayıs 2010

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap