Çocuklara Masallar 2. Bölüm

 


Çocuklara Masalar - 2

Anlattık daha önce, evrenleri, güneş sistemini ve Dünyamızı kısacık masalsı da olsa dilimiz döndüğünce, sizler de bir şeyler katın üzerine düşüncelerinizden diye. Düşünceler düşüncelerle büyür birbirlerine yerince ve doğru eklenirlerse eğer. Sizlerin düşündükleri benim, benim düşündüklerim sizlerin düşüncelerine yeni kapılar açabilir ve bir gün bakarız ki ilk ortaya konan düşünce büyümüş, değişmiş, başlangıç noktasından çok farklı bir noktada, anlatmak istediği gerçeğe daha yakın pırıl pırıl parlamakta, büyümek, daha büyümek hayra yoldaş olmak için. Eş frekansta olan her şey birbirine yakın olur, iyi kötü nasıl olursa olsun. Ve her fırsatta da birleşmeye çalışır benzeriyle. Bunun için evrensel iletişime açık zihinsel üretim atmosferimiz, Dünya Planının elverdiği genişlikte zengin bir iletişim ağına sahiptir, insanların hiç bilmediklerinin bile düşüncelerinden faydalanabilmeleri için. Ama yaratıcı ister ki hayra ve güzele açık olan düşünceler büyüsün, O’nun ışığıyla sarılıp sarmalansın, yücelmelerine yol açsın. Hayırsız düşünceler gittikçe büyüyen karanlıktan başka bir şey getirmez tüm yaratılmışlara, başta insan olmak üzere.

Düşünce öylesine canlı öylesine hızlı harekettedir ki, ışık hızını bile arkasında bırakır. Ve düşünce hızından da öte hızda şeyler vardır yaratılış planında. Ona artık hız denemez, farklı bir ifadeye ihtiyacı vardır ki, biz onu tanımlamaktan aciziz bu günkü şuursal seviyemizde. Sadece hissederiz bir gün hislerimizin anlatmak istediğini anlayabilmek umuduyla. O’Bilinmeyenin nefesi asla bilinmeyecek olandır. Güçtür, bilgidir, programdır, düzendir yaratılışın sesidir,“Ol” dediği anda olması gerekeni tüm mükemmelliğiyle olduracak kadar hazırdır eyleme. İnsan farkındalığında ise ışık hızıdır en yüksek hız bilimsel olarak. Atmosferde ve daha sonrada evrende yol alan düşünce hızı henüz tespit edilememiştir; beyindeki düşünce oluşum şekli, sürati anlaşılmış olsa da, hatta insanların birbirlerinin düşüncelerini kontrol edip yönlendirebilme teknolojisine sahip olsalar da. Bu insanın yeniden köleleştirilmesini sağlamak için karanlık varlıkların karanlık emellerine, karanlık insanları kullanarak devreye sokmak istedikleri hayırdan uzak bir teknolojidir. Yaratılış masal gibidir, istediğin, düşünebildiğin yerden gir anlat, çünkü her masalda gerçeklik payı vardır anlatılar değişik olsa da. Var olmayan bir şey hiçbir zaman ne tahayyül edilebilir ne de anlatılabilir, çünkü her şey o nefeste vardı.

Bazı düşünceler doğası gereği daha ince bir frekansa doğru yönlenir ki, dünya frekansı artık dar gelir ona. Açılmak ister uzaya, başka başka alanlara. Yönetici sistem bunu engellemez aksine açılıp daha daha büyümesi için ona destek olur. Gerçekten düşünmeye pek fazla önem vermeyen insana kapalı olan bilgi kapıları ona açılır, öğrensin ve öğretsin diye. Böylece insanlar yeni şeyler öğrenirler, çalıştıkça, çalıştıkça, çalıştıkça mucize gibi açılımlara ulaşan.

Hiçbir şey çalışmadan, emek verilmeden öğrenilmez. Yani çalışmanın çekim gücüyle bilgi isteyene ulaşır bir biçimde, aynı yönde diğer çalışanların bilgileriyle de beslenerek. Onun için ben buldum dediğimiz şeyler sadece bizim bulduğumuz değildir. Onda bilmediğimiz çok düşüncenin ilhamı ve düşünceye yol veren sistemlerin yardımı vardır. Gelişmiş her düşünce anonimdir, kabul etmek zor da olsa. İnsan ben buldum diye övünmeyi çok sever çünkü.

Şimdi biliyoruz ki yeryüzünde her şey birbiriyle ilintili, birbirini etkileyen ve yine birbirini sönümleyen veya tetikleyen bir özgür sisteme sahip. Bunun için Dünya, üzerinde var olan her şeyle ayrılmaz bir bütün işleyen ne olursa olsun. Çünkü o, yani Dünya, O’ bilinmeyenin Samanyolu Galaksisi’nin kıyısına yolladığı O Tek Nefesiyle yaratıldı. . Yaratılış O’nun her nefes verişiyle yeni bir yaratılışa yol verir, her alışıyla yaratılmış bir şey karadeliklerin akıl almaz çekim gücüyle görünüşte yok olur, başka bir evrende yeniden kim bilir hangi biçimde yaratılmak için. Böylece evren sürekli yeniler kendini, bizim için milyarlarca yılda oluyormuş gibi görünse de. Tıpkı bedenimiz gibi. Hani onda da hücreler belli program çerçevesinde ölür, beden onu kendi karadeliklerinden geçirip dışarı atar ve onlar başka bir biçimde var olurlar ya toprakta, havada, suda, onların gidişiyle yerlerini yenileri alır ya, bilimsel bilgidir bu, aynen öyle. Bütün kendini böyle ayakta tutar, O’ Bilinmeyen’in son vermek istediği zamana kadar, ama onda bildiğimiz ölüm yoktur, çünkü gerçekte ölüm diye bir şey yoktur, değişim vardır sadece. Karadelikler evrenin değişim atölyeleridir, bir gün açıkça bilineceği gibi. Hücre hücreye terk eder yerini, güneş sistemleri güneş sistemlerine, galaksiler galaksilere, evren evrene. Şimdi O’nun ve O’nun izniyle yaratanların büyüklüğünü biraz daha iyi anlayabilmek için düşüncelerinizde kurgu yapabiliyor musunuz, ezberletilen kalıpsal bilgilerin ötesinde sevgili çocuklar. Bilginizi sevgiyle bezediğiniz kurguyla canlandırın sizin ve insanlığın ve dünyanın ve güneş sisteminin hayrına olması için. Canlanmayan bilgi bir zaman sonra devrini tamamlayıp işe yaramaz olur. Şimdi canlı olmanın zamanı, şimdi yeni bir şeyler keşfetmenin zamanı, keşfedilmişleri basamak yapıp yükselmek, insanlığın geleceğine güzel günler katmak için; acıdan, öfkeden, mutsuzluktan uzak; bu günlere hiç benzemeyen.

Bizim masallarımız bitmeyecek insanlık tümüyle masal oluncaya kadar çünkü birilerinin daima masala ihtiyacı olacak, birileri de onlara anlatacak. Sonra insanın masalı anlatılacak, baştan beri yazıldığı şekilde, kim bilir hangi boyutta, hangi varlıklara “bir zamanlar” diye başlanarak.

Aysel Ongun  2008

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap