O’ndan Gelenler 1

 

 

1

Aysel Ongun

 28 Aralık 2009

O Dedi ki: Hayırda olmak ya da onun zıddında bulunmak insanın elindedir. İnsan yeterince bilgilendirilmiştir doğru ve eğri hakkında. Şimdi yapması gereken doğruda yer almak ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemektir. Umutta olan en küçük bir çatlak zıddı olanın sızmasına yol açar ve bu da insanı doğru olandan uzaklaştırır. Umut ve doğruluk arasında büyük bir bağ vardır. Yanlışlar bir biçimde umudu zedelenmiş insanlar arasında daha çoktur. Sizler umudunuzu kaybetmeyenlerden olunuz. Öylesine geniştir ki umut, bu gün çok dar bir alanını hissetmede ve onun üzerinde düşünmede, konuşmadasınız. Her zaman geniş düşünün istendi insandan. Bildiklerinizin ötesinde derinleşin dendi, anlamın gerçekliği üzerinde. Anlamlar perde perde açılır çünkü,…

24 aralık 2009

O Dedi ki: Sevgi her şeye kadirdir. Sevgi O’nun aksinin sizlerde tezahür eden en büyük ve en etkili yeridir. Böylesine bir büyüklüğü göz ardı etmeniz, böylesine bir büyüklüğü umursamamanız ve kendinizce yeterli gördüğünüz şekilde gerçek sevgiden uzak yaşamanız, bizleri hem hayrete düşürmede hem de üzmededir. Bunu gerçek sevgiyi bir nebze de tatmış olanlarınızın yapması ise daha da düşündürücüdür.

Hizmetiniz insanlığadır. Hizmetiniz insanlık üzerinden çok daha büyük bir alana yayılacaktır. Bu tüm insanlık için geçerli olan bir yasadır. Hiçbir insan yoktur ki bundan ayrı olsun. Her biri O’nun yolunda farklı bir öncüye hizmet etmededir. Evrensel öncülerden bahsediyoruz, dünyasal olanlarından değil; çekip götüren, etkileyen öncülerden. Bu farklı aynı zamanda büyük bir bilgidir. Sizleri kimlerin yönlendirdiğini daha geniş, daha iyi düşünebilmeniz için.

Anlam veremeyeceğiniz, çözemeyeceğiniz olaylar yaşayacaksınız. Zordur önünüzdeki zamanlar Tüm insanlığın güzel günler için vereceği mücadele oldukça uzun ve ağır geçecektir. Zaman vermiyoruz bunun için. Nedendir bilir misiniz? Bilinçlenen her kul bu zamanı değiştirecektir de ondan. Bunun için, bunun için yalvarınız, yalvarınız gerçek bilincin ne denli önemli olduğunu bir parça olsun anlayanları kurtarınız; aydınlatınız görebildiğiniz, uzanabildiğiniz her varlığı; sevginin, saygının ve gerçek insan olmanın ışığıyla aydınlatınız.

Zamanı doğru kullanınız; Hiçbir olumsuz düşünce üretmemeye çalışarak. Bilirsiniz ki her bir düşünce sahip olduğu enerji ve güçle ait planında yerini almadadır. Bilir misiniz şu anda yaşadığınız karmaşa sizlerin eseridir. O’nun sizlere biçtiği değil. Bu dönemi çok farklı geçirmekte vardı, o olacaktı ama böyle olmayabilirdi.

18 Aralık 2009

 O Dedi ki: Hayırlar üzerinizedir. O hayırlar ki bu gün tüm insanlığın üzerine daha farklı bir biçimde yağmadadır ve onların gerçeği görmelerine yardımcı olmadadır. Gerçek her zaman sizlerle beraberdi. Siz Gerçeksiniz aslında. Ayrı gördüğünüzde zorluklar ve sınavlar başlar. Bunu anlamak için eğitilmedesiniz ve bunu yaşamınızda elde edeceksiniz. Gerçek sizde yaşayacak, siz gerçekte. Ne güzeldir öyle olmak, öyle yaşamak.

 Açın gönüllerinizi. Yüreğinizin o en sıcak yerinde titrerken içiniz, bizi bulacaksınız; Gerçeğin içinizde hâlâ yanan ve sizi ısıtan ateşini. Bu öyle bir ateştir ki, yanmaya başladığınızda sonsuza dek yanarsınız öylesine, öylesine güzel.

 Bazen ışık deriz buna, bazen güç, bazen sevgi. Gerçeğin değişik tarifleridir bunlar, adım adım ulaşacağınız.

 İçinizde yanan bu ateşi asla söndürmeyiniz

 

8 Aralık 2009

O Dedi ki: Hayrı tutmak, hayırda olmakla mümkündür. Hayırda olmak, üzerlerinizde gerçekleştireceğiniz pek çok istenmeyenin def’i kabul yönünde çalışmalar içinde bulunmak, onları gerçekten kendinizden uzak edip yerine hayır için gerekenleri koymakla mümkün olacaktır. Buna değişmek diyorsunuz, buna arınmak diyorsunuz. Bizde ise bu sadece akışla hemahenk olabilecek durumu almaktır. Zaman değişmiştir bildiğiniz gibi. Frekans farklılaşmış zaman tahmin edemeyeceğiniz şekilde hızlanmıştır. Buna uymanız lazım. Her şey bunun için. Arınma dediğiniz olay sonsuza kadar devam edecektir, çünkü sizler gittikçe incelecek farklı boyutlarda, farklı deneyimlerle bu işlemi üzerlerinizde gerçekleştirecek olanlarsınız değişik bedenlerde; bu günkü gibi kaba bir madde ortamında yaşamıyor olsanız da.

Bunu bu gün için tahayyül edemezsiniz. Belki birazcık olurunu kabul edip o noktada tevazu içinde olabilirsiniz. Ama şu anda, şu safhada tahayyülünüzün dışındadır, her ne kadar bilgiye sahip olsanız da. Bilgi açıldıkça, bilgi kullanıldıkça sizde şekil ve düşünce gücü kazanır. Bu olmadığında bilgi hiçbir şeydir sizler için, ağırlık sadece ağırlık.

Yalvarınız, dileyiniz O’ndan her zaman ve uygulamaya çalışınız kendinizi sıkı bir kontrol altına alarak.

 7 Aralık 2009

O Dedi ki: En zor mücadele insanın kendiyle yaptığıdır. Bunun yanında dünyasal mücadelelerin hiçbir önemi yoktur. Onlar kendi kendiyle cenge giren insanın mücadelesinden çok daha kolaydır. İnsan değişime direnir. Bu yüzden zordur işi. Zordur, zordur da bu çarkı aşmak ve özgürlüğünü yeniden elde etmek zorundadır. Bunun için de mücadele şarttır.

 

Ego sizi daima haklı gösterir. Ego görüş alanınızı daraltır. Ve ego hiç ummadığınız şekilde sizi kendi mekanizmasına göre öyle bir destekler ki gerçeğin çok uzağına düşersiniz. Size egonuzu kontrol edin, onu incitmeden çok daha ince değerlerde görev yapmaya bir yerde mecbur edin dediğimizde, bu cenkten sizi galip çıkarmak için yol göstermekteydik. Siz mutlaka bunu başarmalısınız. Tüm insanların buna her şeyden çok ihtiyacı vardır. Bilgi bunun için önemlidir size. Işık olmanız için. Yoksa sizler bildikçe, bilgiyi yığdıkça tekâmülde ileri gidenler olamazsınız ve O’nun gözünde yeriniz olduğu gibi kalır büyümez; çünkü böyledir yasa; bunu bekler sizden. Zaman daralmıştır. Darlık sizleri boğmadan siz onun dışına çıkmayı başarınız. Böyle istedi O, bilginiz olsun.

6 Aralık 2009

O Dedi ki: Işığı uzaklarda aramayınız. O ihtiyacınız olduğu kadarıyla sizde saklıdır, O’nun olduğu yerde, derinlerinizde. Siz o ışığa giden yolu dışınızda değil içinizde aramalısınız. İçiniz derken madde yapınızdan ve maddi dünyanızdan süptile akışı ve akışın sonundaki ulaşmanız gereken o yeri işaretlemedeyiz. Bizler size bu değişimin yolunu gösterenleriz. Kendinizi bedenle ve beden fonksiyonlarıyla sınırladığınızda bu yolculuğu başaramazsınız. Beden sizin dünya aracınızdır, bilemediğiniz gerçekliğinizin kazancı için. Akış gerçekliğinize olmalıdır, ışık ordadır çünkü.

4 Aralık 2009

O Dedi ki: Sizler kendinizi çevrenizde olup bitenlere kaptırmayın. Güçsüzlük uğramasın yanınıza. Her ne yaşarsanız güçle atlatmaya bakın. İnsanoğlu karanlık günlerin eşiğindedir. Çok şeyler görecek, çok şeyler yaşayacaksınız. Birbirinizden ve doğadan gelecek olan bu ikazlar sizleri asla güçsüz bırakmamalı. Sizler birbirinize yaptıklarınızla, doğanın size zarar veriyormuş gibi gördüğünüz tüm yenilenme olaylarından çok daha acılarını, çok daha gereksizlerini meydana getireceksiniz. İnsanlar yapacaklar bunu birbirlerine acımadan.

Şimdi sizler kendi anlayışınızla ve bulunuşunuzla almanız gereken yolu seçecek, ona göre yürüyeceksiniz. İnsanlığın kaderi budur. Böyle yazmıştır O. Büyük elek çalışmadadır.

 

 

30 kasım 2009

O Dedi ki: O’ yarattıkları için en güzelini istedi. O’ sizleri mutsuz görmek değil, mutlu görmek diledi. O’nun yolu ebedi mutluluk yoludur. Siz, sizi korkutanlara değil, siz sizi mutlu edecek olana yönlenin. Böylece güzeli bulur, böylece hayrı tutar ve böylece ait olduğunuz güç mekânına ulaşırsınız sevdiklerinizle birlikte. Vazgeçmeyiniz. Karanlık korkutmasın sizi. Uzak tutun, uzak tutun. Birbirinizin elini sevgiyle tuttuğunuz müddetçe alanınız büyüyecek ve sizler ışık bölgesinin ışık fenerleri olarak yolunuza devam edeceksiniz. Hiçbir zaman unutmayın bunu. Korkuda değil, sevgide beklenensiniz çünkü.

26 Kasım 2009

O Dedi ki: Biz her zaman sizlerleyiz. Uzak değiliz, aksine düşünemediğiniz kadar yakınınızdayız. Siz baş edemediğiniz sınavlarla bizden uzağa düşmedesiniz bir parçanızla. Eliniz her zaman tutulmada. Her zaman gözlenmede, gözetilmedesiniz. Yalnız bilin ki kapandığınızda size ulaşmamız zordur. Alamazsınız verdiklerimizi. Göremezsiniz ışığımızı, hissedemezsiniz gerçekte olmanız gereken noktayı. Böyle olur kapanma ve dönemezsiniz ışığa gittikçe kararıp solarak. Bu tüm insanlar için böyledir. Onun için deriz ki tuttuğunuz eli bırakmayınız. Onun için deriz ki size çizilen yoldan ayrılmayınız. Onun için deriz ki birbirinize, var olan her şeye sevgiyle bakınız. Sınavlar güç vermelidir size, güçsüzlük değil. Bizler sizleri korkutmak dileyenler değil, sizleri ışığa açmak dileyenleriz. Bu yüzden fark edemezseniz ışığı zordur işiniz; yolunuz budur çünkü.

24 Kasım 2009

O Dedi ki: Denge sizlere güç, hizmet ve bilgiyle olan bağlantıda sağlam bir devamlılık getirecektir. Dengede alacaksınız ihtiyacınız olan her şeyi. Gidip gelirken tutamazsınız bilginin gerçeğini üzerinizde. Yaşayamazsınız ziyan olur, ziyandan da öte ağırlık olur sizlere. Ağırlık karanlıktır. Sizlerde yoğunlaştıkça kıpırdayamazsınız.

Bilgi akışı siz hafifleyip genişledikçe büyüyecektir. Denge size bu genişliği, alanınızda yarattığınız noktadan küreselliğe geçişi getirecektir. Şimdi içinde bulunduğunuz dar, gölgeli ve oturmamış alanınızda Dünya oyunundaki rolünüzü başarıyla oynayamazsınız. Kendinizi dengeyle O’nun gerçeğine sabitleyiniz.

22 kasım 2009

O Dedi ki: İncelikler yerince tutulmadığında kabanın içinde savrulur durursunuz. Tüm insanlar bir boyut atlaması içinde; bu yüzden de incelmelidir gittikçe düşüncelerinde, duygularında, hallerinde. Ancak o şekilde terk edenin terk ederken yaptığı harabiyetten zarar almadan kurtulabilirsiniz. Ancak öyle geçtiğiniz yeni boyutta yer bulup, güçle bulunuşunuzu doğru biçimde gerçekleştirebilirsiniz.

Zor bir dönemdesiniz oldukça uzun sürecek. Ve tüm insanlık zengin-fakir demeden bunu yaşayacak. Maddi hiçbir olanak sizleri kurtaramayacaktır. Kurtulacağınız tek yol yıllardır işaretlemeye çalıştığımız ve bilgilerini aktardığımız sevgi-sevinç yoludur.

Birbirinize kenetleniniz ancak öyle karşı koyabilir ayakta kalabilirsiniz. Yoksa rüzgâr daha fırtınaya dönüşmeden savurur hepinizi bir başka yöne, bir daha buluşamamak üzere.

Büyük kaos yaşanmadan güzelliğe adım atılamayacaktır. Bunu bilenler, şimdiden kendini yüceltenler kârlı olanlardır varlıkları adına, gelişimleri adına. Bunu başarınız. Her birinizin içindeki düğümler çözülsün artık. Onlar zincirlerinizdir sizi olduğunuz yere bağlayan. Her birinizin düğümü farklı olsa da sonuç aynıdır değişmez. Sevilenler böyle olmamalı, insanlık layık olduğu yeri bulmalı.

18 kasım 2009

O Dedi ki: Işığı dilemek, onun yol göstericiliğinde açılmak, bilgiyi yine ondan aktarmak ve varoluşa sevgiyle bakmak bütün insanlardan beklenendir ve bir gün, bir zaman sonra bu gerçekleşecektir. Bakışlar farklılaşacak, kullanım değişecek ve ışık layık olduğu yere ulaşacaktır tüm benlikleri sararak ve dünyanız, o güzel oluşum, evrene ışık veren muhteşem bir yaratılışa dönecektir. Bu olacaktır, olmalıdır. Sizler bu geçiş döneminin fedakâr öncüleri olarak hizmette bulunanlarsınız. Zaman karıştıracaktır bazı şeyleri, mecburdur buna, yasa bunu gerektirir ve bu karışıklık içinde dimdik ayakta kalabilenler, sevgiyle birbirine tutunup onun ışığında yol alanlar sonsuza dek farklı bir gelişimin yolcusu olacaklardır. Böyledir bu böyledir. Bir yol ayrımındasınız tüm insanlık. Sizler ışığı seçenlerden olunuz. Onun gereğini yerine getirenlerden. Böylece hizmetiniz tamamlansın.

 

11 Kasım 2009

O Dedi ki. Kurtuluşunuz sizden başlar. Bunu gerçekleştirebilmeniz için evrensel yasalar size ihtiyacınız olan her türlü olanağı verir. Öncelikle kurtulmanız gerekenler olaylar içinde anlatılır. Olayların anlatımı sadece sözcüklere değil, deneyimlere de dayandığı için anlatmak istediklerini gerçekten anlamak önemlidir. Bunun için insan bilgilendirilir. O’nun yasalarından haberdar edilir çeşitli öğretilerle. İnsanın kendince anladım dediği seviye gerçekten anladığı bir durum değildir. Bilginin, kelimelerin ve olayların ifadesi zaman içinde ortadan kaybolduğunda yeniden başa döner hiçbir şey yaşamamış bilmemiş gibi. Bu hal neredeyse tüm yaşam boyunca devam eder. Gerçekten anlaşıldığında o enerji artık varlıksal enerji boyutunda yer bulacağından aynı hatayı veya eksikliği tekrarlaması mümkün değildir. Sizler anladıklarınızı böyle anlamalısınız. İçselleştirilemeyen hiçbir anlayış gerçek anlayış değildir ve sizler ancak gerçek anlayışla kurtuluşunuzu gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda bir daha geri dönüş olmaz. Bireysel varlığın üst edildiği durumlarda birliksel ve kütlesel kurtuluşlar başlar. Lütfen bu güne kadar düşündüklerinizi, yaptıklarınızı kontrol edin; kaç kere başa dönüp yeniden başladınız ve kaç değişmeyen kazancınız oldu?

 

8 Kasım 2009

O dedi ki: Hayra gitmek dileyen gönüllere, ona giden kapılar her zaman açılır. Yeter ki sizler onu gönlünüzden dileyiniz ve bulduğunuz, size değer olan her şeyi yerince kullanarak hayra hizmet ediniz. Bilgiyi almak değil, bilgiyi kullanmak önemlidir. Sevgiyi istemek değil, sevgiyi vermek önemlidir. Sizler için almak ne kadar önemliyse, bizler için vermeniz o denli önemlidir. Bizim gözümüzle bakmaya çalışınız, kendi gözünüzle değil.

 

5 Kasım 2009

O dedi ki: Kalp gözü, gönül gözü, akıl gözü, ruh gözü hepsi bir tek şey görmelidir artık. Bir tek şey dostlar. Her biri farklı bir yöne bakarsa; kimi açık kimi kapalı olursa, sizler kendi bütünlüğünüz içinde parça parça olmaya devam edersiniz. Hani benliğiniz de bütünlüğünü kaybetmiştir, bir ondan bakar, bir diğerinden denge yoktur. Enerjiler çarpışır birbiriyle. Kiminde biri kazanır kiminde diğeri. Ve siz bütünlükten yoksun ne yapacağını bilmez halde çarpılır durursunuz bir o yana bir bu yana. Dengeyi sağlayınız. Dengeyi sağlayınız ki O’na gidişiniz sağlam adımlarla olsun. Siz bastığınız yer üzerinde yuvarlanır durursunuz, hayrınız olmaz ne kendinize ne de başka birine. Denge şarttır. Denge mükemmelliğe giden ilk adımın dayandığı büyük dayanaktır. Bunu böyle biliniz. Bu gün insanlığa yapılmasına çalışılan var olan dengeyi de alt-üst etmek üzerinedir tüm olumsuz zihinlerce. Oysaki bizler sizi dengeye, sizi bir bakışa davet edenleriz. Hayrınıza olan budur. Dimdik ayakta kalabilmek sallanıp yuvarlanmadan.

 

3 Kasım 2009

O dedi ki: Gerçeğiniz hayra attığınız her bir adımla sizlere biraz daha yakın olacaktır. O bizde bellidir, isteğinize göre sizlere inmededir adım adım. Bir gün içinde olduğunuzda, şu anda yaşadığınız gerçekliğin ne denli bir vazifeyi yerine getirici olduğunu da anlayacak olansınız. Gerçekliğiniz ve gerçek karşılaşacaktır bir gün. İşte o günden korkunuz. O gün zorlukların, acı ve ıstırabın doruğa çıktığı zaman olacaktır. Tüm dünya yaşayacaktır bunu. Ve değişen gerçeklik orada o zamanda kaplayacaktır yeryüzünü. Büyük felaketler olarak düşünmeyiniz. Öyle değildir, hissedeceğiniz bambaşka bir şeydir. Bu gün bazılarının küçükten de olsa hissettiği gibi.

Sizler yaşanan ve yaşanacak olan iki gerçeklik arasında hayrı, doğruyu ve güzeli bilmeyenlere de bildirecek olanlarsınız. Bu bilenin insanlığa sorumluluğudur. Mutlaka yerine gelmeli başarılmalıdır.

 

29 Ekim 2009

O dedi ki: Siz hayır isteklerinizi “gerçek sizden” yapınız. Siz kalpten istedim ve oldu dersiniz ama onun çok daha ötesindeki istek gerçek sizden yönlenen istektir. Hayır için, hizmet için sevgiyle dilenen istekler ışığını evrenin her köşesine yansıtır ve onları yerine getirmek isteyen tüm varlıklar hizmetinize koşar. Tek değilsinizdir artık. Öylesine zenginsinizdir ki etrafınızı görebilseniz inanamazsınız. Büyük bir huzur ve mutluluk yaşarsınız. Bir mucizedir sanki yaşadıklarınız size göre, çünkü gerçeği bilmeden yaşamadasınızdır. Biz isteriz ki her insan böylesine istemeli, böylesine yaşamalı. O zaman ışık ağınız genişleyecek birbiriyle birleşecek ve hizmetiniz büyüyecektir varlık âlemine. O sevgisiyle hizmetini sunarken tüm yaratılmışlara, sizler birbirinizi sevmekten, birbirinize hizmetten uzak mı kalacaksınız?

 

27 Ekim 2009

O dedi ki: Zihni boşaltmak birçok insanın düşündüğü gibi, aslında ne düşündüğünü de tam bilmeden, sadece kelime üzerinde odaklanarak yapmaya çalıştığı “bir şey düşünmeme” anlamı değildir. Zihin bu anlam üzerinden gidildiğinde boşalma diye bir şey söz konusu olamaz. O an için sadece düşünmemeye çalışma eylemi içinde olursunuz başarabildiğiniz kadar. Zihni boşaltmak derin çalışmalar isteyen önemli bir durumdur ve şu anda anlayabileceğiniz bir şey değildir. . İhtiyacınızdan kısaca bahsetmek gerekirse sizler için şu anda, şu zamanda olması gereken her ne ise, bilmeniz gereken her ne ise onları ön plana çıkarıp diğerlerini ait oldukları depolarda muhafaza edebilmektir. Ve bu ön plana çıkan düşünceler sizdeki miras ne kadar değerli ise o denli işinize yarayacaktır. Zihin boş olduğunda siz yok olursunuz. Bu bakımdan onu boşaltmak diye bir şeyi asla düşünmeyiniz. Sadece neleri istifleyeceğinizi ve nasıl kullanacağınızı çok iyi biliniz. Varolduğunuzdan bu güne kadar her şey oradadır. Özgün akışı orada arayınız. Zihniniz bedeninizin bir parçası değil, evrenin bir parçasıdır. İşte boşalamamasını imkânsız kılan da budur. Bunun üzerinde düşününüz.

Çok az şey biliyor insanlar. Kolaya kaçmak, kelimeye bindirilen zayıf anlamları üretmek her zaman yaptığıdır. Oysaki zihin önemlidir hem de çok önemli, onun nasıl kullanılacağı ve nasıl değerlendirileceği yönünde.

22 Ekim 2009

O dedi ki: Hayır zamanıdır, hayrı karşılamak ve kullanmak ihtiyacında olanlara dağıtmak için. Sizler, hayır için yola çıkmış olanlar bu fırsatı onun için değerlendirmekte geç kalmayınız. İçlerinize dönün o size söyleyecektir neyi tutmanız gerektiğini. Benliklerinizi öne çıkarmadan sadece onun sesini dinleyerek hayırda olabilirsiniz. Benlik yanıltır her birinizi. Henüz onu ince değerlere ulaştırmış ve bir yerde gönlünüzün sesiyle ahenk içinde bulundurma durumuna erişmemiş olduğunuzdan sadece hissetmeye bakınız onun size sözsüz söylediklerini. Sözlerle sınırlanmayan hissedişler önemlidir. Onları fark etmek ve onları uygulamak sizi sözlerin ötesindeki bulunuşa taşıyacaktır. Bu gerçekten yüksek bir bulunuştur ve gerçek hissediş böyle bir hissediştir.. Bunu anlamaya çalışınız.

18 Ekim 2009

O dedi ki: İnsan saf ışıktan akıllı ve güçlü yaratıldı başta, düşündüğünüz evrimle meydana gelmeden. Bunu kabul etmek zor gelse de çoğunuza şartlanmış düşüncelerinizle, bu böyledir gerçekte. Sizler bir zamandır, yaratılışınızdaki mükemmelliğin bilincinde olamayanlar olarak, İlahi yönetim sisteminin isteğiyle ele alındınız yeni baştan sistemsel bir hayır programının Dünyasal safhasını gerçekleştirmek için. İhtiyacınız olan her şey verildi alıp kullanasınız diye. Bir tohum ne ister yeşermek için, büyümek çiçek açmak ve meyve vermeye yönelik, hepsi size verildi. Özünüzde gizlendi bozulmadan kullanabilmeniz için. Şimdi çatlatın kabuğunuzu ve soluyun özgürlüğün havasını derin derin. Düşüncede, algıda; yaşamda karanlığa rağmen değişebilenler, aşınca karanlık kuşağı güneşin gücüyle boy verecekler gerçek insan olmanın onurunu ve hizmetini dünyaya aksettirerek.

Öğretiler başka türlü anlayamadığınız için kelimelere dökülür. Oysaki ilk insanın buna ihtiyacı yoktu. O, var olduğu ortamla bütünlük içinde olduğunu bilen ve bunu tereddütsüz yaşayan bir varlık olduğundan doğanın sistemsel ritmi içinde yerini almış olandı.

Doğa şuurludur yaratılmış her varlık gibi. Bilmediğiniz şekilde akıllıdır da sürekliliğini devam ettirebilmek için. O ve üzerindeki sizden başka tüm yaşam sizce düşünemez ama buna ihtiyacı da yoktur yaratılış amacı gereği. İnsanla arasındaki tek fark sizce bu olduğundan onu yok etmekte bir sakınca görmezsiniz, uzun bir zaman evveli sizler de bir biçimde yok edilmeye çalışılmıştınız bu gün içinde bulunduğunuz akışla.

Şimdi her şey değişmek için O’nun yardımını almada. Şimdi bütünlenmeye giden yolda, ışıklı varlıklar olarak yeniden doğmak üzeresiniz. Tüm sancılar bundandır. Anlayınız bunu ve ışığa kavuşmak için elinizden gelen her şeyi yapmakta geç kalmayınız.

Düşüncelerinizi sözcüklerde bırakmayınız. Gönül’ e inmeyen düşünce ışığa kavuşamaz. Işığın olmadığı yerde ise karanlık yok eder onu, değişime uğratır ve siz kendi düşüncenizde hapsolursunuz. Bu insanlığın şimdi yaşadığıdır.

Ne kadar bütünlenirseniz o kadar aydınlanırsınız. Bunu hiç unutmadan varlıksal değerlerinize ulaşmaya çalışınız.

Siz doğanın ayrılmaz bir parçasısınız.

 

16 Ekim 2009

O dedi ki: Kalp ister, düşünce yol gösterir ve gönül mihenk taşıdır yerine getirmeniz gerekenlere. Sizler isteklerinizi bu sistem üzerine kurduğunuzda yanlışlarınız azalacak ve beklenen yüksek insanlık vasıfları sizlerde yer bulacaktır.

Gerçek insan olmak o duygularla yaşamak, o düşünceyle açılmak bu gün yeryüzünde çok az insanın yaşadığıdır. Çoğalmalısınız. Belli bir sayıyı gerçekleştirmeli ve böylece aşan öncüler olarak insanlık tarihindeki büyük görevinizi yerine getirmelisiniz. Bu tüm insanlardan beklenendir. Beklenendir de azdır talip olan. Talip olanların büyük bir yüzdesi de dağıtmadadır kendini saparak yanlışlara. Baş koymak, er olmak, insan olmak kolay değildir geçmişinizdeki bunca düşüşten sonra.

Özgür mü olmak istiyorsunuz, önce özgürlüğünü verin. Kimin mi? Neyin mi? Bir düşünün üzerinde. Göreceksiniz ki özgür bırakmanız gereken önce kendi varlığınızdır. Ona tahakkümden; onu sınırlamaktan, onu bilmeden de olsa karanlığa mahkûm etmekten vazgeçiniz; insan olmanın özlemini yaşayan insanlar; vazgeçiniz de özgürlük nereden başlarmış bir görünüz.

 

12 Ekim 2009

O dedi ki: Zaman öylesine farklı bir boyutta seyretmededir ki şimdi, sizler bildiklerinizin çok ötesinde farklı bir zamanı yaşamaya doğru hızla yol almadasınız. O’nun adaleti bilmediğiniz, anlayamadığınız Yüce değerlere dayanarak hüküm sürmededir. Göze aldıklarınız kadar varsınız. Bu güzeldir. Göze alış bir yerde güce açılıştır. Yücelik sizi orada beklemededir.

 

8 Ekim 2009

O dedi ki; Doğrudan ayrılmazsanız eğer, bildiğinizi gerçekten bilirseniz ve sevgi yolunuzun ışığı olursa, başaramayacağınız hiçbir şey yoktur. Biz o yolun üzerindeyiz. Bizi orada arayınız. Bulamazsınız girmedikçe o yola sevgi dediğiniz muhteşem yaratılış gücünü asla.

Yan yollar güzeldir sizler için. Kapılırsınız cazibesine, girmek istemezsiniz engellerle dolu olan sevgi yoluna. Uzaktan öyle gelir size. Tercihiniz dönüverir başka yönlere. Oysaki güzelliğinizi anlar o yol; başta birkaç engel hariç varolan en güzel yoldur O’na gitmek için. Sır ve gerçek aşacağınız her bir engelde çözülür ve bakarsınız ki yoktur artık aşmanız gereken engel. Sadece yapmanız gereken vardır. Güller o beyaz güller beklemededir sizi anahtarını teslim etmek için gireceğiniz son kapının.

Masal değildir söylediklerimiz. Gerçeğin size anlatım biçimidir sadece. Başka türlü ifade edemeyiz onun büyüklüğünü. Anlayın anlayın güzel insanlar; dost olun birbirinize dost. Gerçek dost. Böylece gelin el ele, kol kola bir daha ayrılmamacasına geçeğin yoluna. O yol sizleri beklemede, buyurun, buyurun bekliyoruz.

 

30 Eylül 2009

O dedi ki: Işıkla kalın tüm hayatınız müddetince. Üzerinizden ve içinizden eksilmesin. Işık verin çevrenize, aydınlatın dileyenleri, dilemeyenleri. Aydınlanın ki dağılsın karanlık içinizden, dışınızdan, yurdunuzdan. Bir zor zamandasınız ve daha zoruna gitmek için yolda. Çizilmiştir yeni baştan yaşayacaklarınız; önce zorluk sonra huzur. Böyle geçecek bir zaman ve anladığınızda değerini ışık büyüyecek, büyüyecek ve apaydınlık olacak insanlarınız, yurdunuz.

Özel bir bölgede yaşayan özel varlıklarsınız; geleceği gelecek yapacak olan. Bunu bilinçlenmekle elde edeceksiniz. Bunun içindir çabamız, zamanı öne çekmeye

 

29 Eylül 2009

O dedi ki: Bir anda içinizde yanan ışık, uyanan duygular ve heyecanınız nereden gelir, nasıl bir halde onu yaşarsınız bilir misiniz? Ne ince mekanizmalar, ne yüksek bulunuşlar devrededir. Siz farkında olmadan yaşar ve geçersiniz bütün bunları. İşleyenler etkisiyle kalır üzerinizde. Düşünmezsiniz geride olanları bilmediğiniz için.

O’nun her işleyişi yücedir, incedir bu gün hiç kimsenin düşüncelerinde yer almayacak kadar. Siz uyarsınız, şu safhada uymayı öğrenmedesiniz sadece. Ve uyduğunuzda ve tam teslimiyet olarak ifade ettiğimiz, yasa ile yasa olduğunuzda bileceksiniz inceden işleyenleri de. Bu önemli bir bulunuştur. Önemli olduğu kadar da gerçektir.

Sevgiden bahsedildi size. Sevgiye ulaşmak için gidilen yollardan. Nedendir, nedendir hiç düşündünüz mü? Sıradan düşüncelerinizin ötesinde, yüksek titreşimler içinde gerçeği algılayarak. Bilgi üzerinden açmaya çalıştığınız için her daim gerçeğinden uzak kaldınız. Bilgi yol gösterir, bilgi ışık yakar, bilgi bilinçlenmenize yardım eder ama onun ötesindeki o daha yüksek bulunuş, o daha yüksek hissediş, şu anda ulaşamadığınız nokta olarak tüm insanlığın kâbusudur bir yerde. Sizden çalınan budur. Eksik bırakılan ve yoksun olduğunuz en büyük değer. O değere yeniden ulaşmak için çabalamadasınız. Zordur işiniz, zordur ama başarmamanız için de hiçbir neden yoktur. Hiçbir neden. Önce öncüler ve yakacakları ışık, sonra ardından gelecekler ve buradan sizler için gönderilenler; fark edecekleriniz, kabulle tasdikinde olacaklarınız ve her şey düzelecek bir zaman sonra ışığın aydınlatışıyla tüm gönülleri.

 

26 Eylül 2009

O dedi ki: Gerçek bilgiye adım atmış olanlar ışığı doğru alanlar, hayra bakanlardır. Hayır bu gün bilmediğinizdedir ve bunu göze alanlar için o kendini bulunduğunuz noktasından ilerisi için biraz daha aydınlatacaktır. Böylece bilmediğiniz bildiğiniz olurken sizler, hayır yolcuları, gücünüz üzerine güç katarken ışığınız da artacaktır. Zaman gerçeğiyle size açılacak, sevgi O’nun bilgisinin değişmeyecek özünü varlığınızda yaşatacaktır. Bilgi Evreni siz yolda olanları beklemededir vermek için hazinesinden tüm insanlığa.

O’nun bilgisi O’nun ışığıdır aydınlatmak için yürekleri. Sevginiz taşıyacaktır ihtiyacı olanlara. Ve önce cümlelerinizden değil halinizden, işinizden yansıyacaktır. Işığın pervanesi olacaktır uyanmak isteyen her varlık; yanacaktır onun aşkıyla, sizi de yakarak. Böylece büyüyecektir aydınlık, büyüyecektir üzerlerinizden.

Sevin tüm saflığınızla. Hiçbir leke, kalmasın üzerinizde. Kalmasın ki Bilgi Evreni kapılarını açsın sizlere. . Siz vermek isteyen değil misiniz?..

 

22 Eylül 2009

O dedi ki: Her şey bir anda başladı. O bir an sizin milyonlarca yılınıza bedeldi. Siz şimdi o bir anın gerçeğine ulaşmak durumunda olanlarsınız milyonlarca yıl sürecek evriminizde. Kolay değildir gerçeği anlamak. Yine kolay değildir kısa zamanda ulaşmak. Adım adım, bile bile gideceğiniz yol uzundur bir anlamda ve kısadır yine bir anlamda. O, bir kapıyı açık etmiştir yüzünü çevirmiş olanlara, ışığını alanlara. O kapıdan girmek, farklı zamandan zamansızlığa geçmektir ki, yıllar kaybolur an yaşanır orada. Anın yaşandığı yerde, onu hak edende, bilgi hizmetindedir. Bu gün çözemediğinizdir bu kelime olarak bilseniz de.

Kazanmanız gereken çok şey vardır ve saf sevgi başta gelenidir. Hizmetinizi yerince gördüğünüzde elde edeceğiniz saf sevgi. Durup dururken ulaşamazsınız ona. Yapacağınız, yaparken bilinçleneceğiniz, bilinçle yeniden devreye sokacağınız çok şey vardır, çok şey güzel insanlar, çok şey vardır. İşte sizler bunu kazanmak için Dünya denen canlı varlığın bir organı olarak, bir hücresi olarak yeryüzünde bulunmaktasınız. Her bir hücrenin nasıl ki bedeninizde bir ömrü varsa, sizin de yeryüzünde öyle bir ömrünüz vardır. Her bir hücrenin aynı, nasıl ki bedeninizde yeniden var oluyorsa, siz de yeryüzünde öylesine var olmadasınız. Böyle bakınız bütün dediğiniz Gerçeğe. Ayrılamazsınız. Siz bunları bildikçe, hizmetin de ne olması gerektiğini düşünebilecek bilinçte olmalısınız artık. Kanser olmak değildir kaderiniz, etmekte değil bedeni; yaşamak, güzel yaşamak dururken. Anlayınız gerçeğin size getirdiklerini. Anlayınız ve yol alınız üzerinde.

 

20 Eylül 2009

O dedi ki: Her kapının anahtarı sizdedir. Dışarıda aramayınız bilgiyi. Gerçek hazinenin sahibi olurken avunmayınız aldatıcı olanlarla. Bilmediklerinizin heyecanını mı özlemedesiniz dönün dışınızdaki içinize, o size verecektir en güzelini. Gitmek için ona, yol gösterilmiştir size. Arınmadan, saf düşünce ve duygulara ulaşmadan yaklaşamazsınız oraya. Boyutlar böyle açılacaktır çünkü birbirine. O gizlidir özünüzde. Onu bedeninizin bir yerinde aramayınız. Bulamazsınız. Yansımadadır kalbinize, her bir hücrenize gönül dediğiniz yerden. Özünüz tek bir bütündür tüm yaratılmışlar için, bölünemez. Bir parçasının sizde olduğunu düşünmek doğru değildir. Siz oraya ulaştığınızda yaratılışın tüm bilgisine, sırrına sahip olabilirsiniz. Öyle kurulmuştur düzen. Bunun için aradaki boyutsal perdeleri kaldırmadan erişemezsiniz ona. Gönlünüz özün sizde yer bulan ışığıdır. Gönül kırmak olarak adlandırdığınızsa o ışığı engellemenizdir. Işıktan uzak kılmaktır bilmeden de olsa bir varlığı. Bunun için “en büyük günah” olarak adlandırılmıştır. Şimdi anlayın gönül kazanmanın, gönülce bulunmanın ne büyük bir değer olduğunu. Ve anlayın gönül sesinin yüceliğini. Onu duyamayan ışığı alamayandır. Karanlıktadır. O’ tüm yarattıklarının ışık içinde olmasını ister. Sizde ışık olun olabildiğinizce, aydınlatmak için gönülleri.

19 Eylül 2009

O dedi ki: Özünüz Tek Olan’dan, varlığınız bizden, gidişiniz sizdendir. Bir sistemdir size anlatmak istediğimiz. Yaradılış sistemi. Her şey O’nun Esaslarına sadık kalarak beraber çalışmayı kabul eden güçlerin birlikteki eylemiyle sahnedeki yerini almıştır. Sizler verdikleri sözden dönmeyen kozmik beraberliğin eserisiniz aynı esaslara bağlı olan. Başta O’na verdiğiniz söz de budur.

Sizler bu sözü unuttunuz zaman içinde. Başta bildiğinizdi, her şey açıktı size. Kaybettiğiniz zamanı ve yitirdiğiniz yolunuzu şimdi yeniden kazanmak için buradasınız. O’na dönüş başlamıştır çünkü. Sözünüzü hatırlamalısınız o güne varmadan. Varınca bilmek kazancınızı silecektir elbette…

18 Eylül 2009

O dedi ki: Sevgiyle bakmasını bilenler gerçeği görenlerdir. Gerçek yerince olandır tüm yasalar çerçevesinde. Onda değiştirilebilecek en ufak bir renk yoktur. Gerçek, beyazın ötesindeki beyazdır; bildiğiniz hiçbir rengin içinde en ufak da da olsa yer almadığı. Beyazın ötesindeki beyaz bu gün bilmediğinizdir. Boyutunuzda yer almaz, ama o sizin geçeceğiniz boyutun temel rengidir. Onda bulacaksınız yeni bilmediğiniz renklerinizi. Onda bulacaksınız sevginin yepyeni tarifini ve onda yol alacaksınız, yeni bir beyazda ki beyazda yer bulmak için. Vardır elbet beyazın da beyazı, bir atlama rampasıdır tekâmül merdiveninde. Böyle baktığınızda gelişiminizdeki sonsuzluğu görebilirsiniz açıkça. Şimdi yolun başında, şimdi işin kabasında, inceden inceye geçmek için başlangıçtasınız. Bir vernal devre içinde tamamlanacaktır gidişiniz, yaratılışın bambaşka, bu gün hiç haberdar olmadığınız boyutuna atlamak için. Sizden önce yola çıkanlar oralarda yer almadalar. Siz de gerçeği görün de yolunuzun gerçekliğini anlayıp zamanı ona göre değerlendirin.

17 Eylül 2009

O dedi ki: O’ kabul etsin dileklerinizi. O’ versin biz iletelim. Siz de sindirin ve verin. Böylece büyüsün ışığınız. Böylece sizleri görelim aydınlık ve sevgi dolu. Herkes bekler sevilmeyi, biz ise sizlerde bekliyoruz ilk adım olarak sevmeyi. Böylece sizler varlığınızın güzelliğini varlığımızda yaşayanlar olursunuz. Sevin sevebildiğiniz kadar, verin verebildiğiniz kadar; alacak her zaman bulunacaktır. Sizler sevilensiniz, sevilen sevmesi gerekendir aynı zamanda. Bir daha değişmemek üzere temel atınız sevgiye. Davetimiz vardır ışığın aydınlığına. Davetimiz vardır sesin güzelliğine. Davetimiz vardır bilmediğiniz renklere. Aşk ile yanmaya davetimiz vardır. Sizler, kendini yanmaya hazır hissedenler, gelin ışığa, o sizi bildiğinizden farklı yakacaktır. Böylece gerçek yanmanın hazzına varacaksınız olumlu anlamında.

O’ sizleri karanlığın ateşinden korusun.

16 Eylül 2009

O dedi ki: Sizlerin zihninin değişik bilgilerle doldurulmaya ihtiyacı yoktur. Değerli olan, çok bilgiyle az yol almak değil, az ve öz bilgiyle çok yol almaktır. Öz bilgi içlerinizdedir. Hiçbir bilgi size ondan daha yakın değildir. Öze ulaşmaksa, gerçek insan realitesini elde etmekle olur. Bu gün için sistemlerin nasıl işlediği, değişimlerin nasıl gerçekleştiği hakkındaki bilgiler sizler için sabun köpüğü gibidir. Söner gider bir zaman sonra zihninizde. Oysaki varlıksal kazanç elde kalır. Ve sizler onunla her şeyi yeri geldikçe, ihtiyacınız oldukça kendiliğinden elde edersiniz. Yumuşak olunuz. İçiniz dışınız bir olsun. Böylece ikilikten kurtulup tekliğin armağanlarını alabilirsiniz.

14 Eylül 2009

O dedi ki: Siz sevgiyi bir yere kadar bilecek olacaksınız. O’nun Sevgisi hiçbir zaman sizlerce bilinemeyecek olandır. Onun için siz, siz olun da bu gün sizden beklenen sevgiyi insan olarak üzerinize giyiniz. Onun için çok şeyler söylendi, çok şeyler yazıldı /çizildi, hepsini varlığınızda eyleme sokarsanız sizden beklenene ulaşmış olacaksınız. Uzağa bakmayınız; siz elinizde olanı, yakınınızda bulunanı yaşamaya bakınız. Kim ki onu gerçekleştirir, kim ki insan kardeşlerine ve doğaya onun gerektirdiği hizmeti taşır, o bizce de sevilendir, bildiğinden daha fazla. Sevgi yaratmaktır, sevgi hizmettir. Siz bunu tersten alarak hizmette yaratmayı seçin. Önce hizmette istekli olmak, sonra onun gereğini vazife olarak değil, olması gereken olduğunu bilerek yaşamak ve daha sonra da onu yaratmak sizde gerçek sevgiyi biraz daha gerçekleştirecektir. Unutmayın önce hizmet sonra sevgi. O’na dönüş, O’ndan gelişin tersinden başlar. Bulunduğunuz yerden geri dönecek olanlarsınız. O’ sizi sevgisinden yarattı, siz onun sevgisine yaratarak gideceksiniz. Yolunuz budur. Şaşmadan gidenler ulaşacak olanlardır. Hiçbir şey sizi yıldırmasın. Sevilenler, siz sevecek olanlarsınız. Siz insan kardeşlerinizle sevgi içinde büyüyecek, evrene ve tüm yaratılışa sevgi içinde hizmet edeceksiniz. Bunun için birbirinize öyle bakmayınız. Gözümüz gözünüz olsun.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap