O'ndan Gelenler 2

 

 

2

Aysel Ongun

 

 

21 mart 2010

 O dedi ki: Hayra tutunmak ve onun gösterdiğinde yol almak doğru olandır. Işık önünüzde olmalıdır her daim. Arkanızı dönmeyiniz. Hayrı tutmak ışıkta yol almakla mümkündür. Güzele ermek, güzelde olmak ışıklanmaktır; her bir zerrenizden saçılan ışık sizi o noktada yaşatacaktır. Hayır burada en doğru biçimde işler. Zaman zaman uzaklaşmadasınız ve kararmada ışığınız. Zaman zaman kucak açmada yalvarmadasınız ve O’ sistemi gereği vermededir size. Artık dengeyi sağlayınız her biriniz ve böylece aydınlansın kalpleriniz.

 

16 Mart 2010

O dedi ki: Emek verilmeden elde edilenler en azından muhafaza edebilmek için emeğe muhtaçtır. Bu nedenle emek verilmeyen hiçbir şey kalıcı değildir.

 

14 mart 2010

O Dedi ki: Seven olmak, aranızda sevilen olmaya hak kazanmakla mümkündür. İnsan O’nun sevgisinden yaratılmıştır, önce sevilen sonra Seven olmak için. Sizler O’nca sevildiğinizi bilenler olarak Seven’in sizden ne beklediğini de bilenler olmalısınız. Bunun için eğitildiniz sizleri sevenlerce yaratıldığınızdan beri. Birbirini sevemeyenler, sevilen olamazlar. Önce bunu başarınız.

Sevilen ve Seven dünyasal tekâmül yolculuğunuzda önünüzdeki basamaklardır. İnsanlık mertebeleridir. Şimdi sizler sevilen olmak için tüm bilgilerinizle ve eylemlerinizle çalışmalısınız. Gerçekte yapacağınız şey çok kolaydır. Varolan her şeyin sizinle bir olduğuna inanmak ve varlığınızın gücünü değerlerini onlarla paylaşmak. Çünkü insan dışında varolan her şey bunu yapmada. Sizler dünyasal bütünlüğe şuurlu hizmetinizi sevilen olarak yaptığınızda O’nun indinde gerçekten Seven olacaksınız.

Ne güzeldir bunu başarmak, ne güzeldir Seven olmak. Sevenleri Sevenler sizi orada görmek dilerler.

 

 

6 mart 2010

O dedi ki: İnsanlık uyanmadadır şimdi.

Uyanma çeşit çeşittir. Herkes aynı noktadan uyanmaz. Bunun için bilgiler farklı gibi görünse de, esasta aynı yerden, aynı güçten akmadadır; ihtiyacı olanlara ihtiyacını verip, onların biraz daha uyanmasını sağlayabilmek için.

Her zaman size göre hayırsızlık, bize göre hayır olan tepkilerle uyanmaz insan. Farklıdır uyanış biçimleri. Kimi şafağı karşılar, kimi gün batımına kadar karanlıkta kalarak gün batımının o kızıl ışığını yakalar. Bunu anlayınız, bunu anlayınız da olan hiçbir şeye hayırsızlık olarak bakmayınız.

Siz şafakta uyanması beklenenlersiniz. Önünüzde apaydınlık bir gün olmalı. Hayrın en güzel aksedişi böyledir şafakta uyananlar için.

Bu gün insanlık karanlıktadır. Bunu defalarca ifade ettik. Gün batımının o anlık ışığında uyanmaya uğraşmadadır. Ve uyanacaktır elbet, önünde uzanan karanlık geceye. Yol bulacaktır karanlıkta. Sizler uyananlar, hayrı tutanlar onlara şafak olacaksınız. Anlayabiliyor musunuz, uyanan insanların görevlerinin büyüklüğünü.

Bölük bölük dağılmayınız. Birleşiniz. Birleşiniz de ışığınız güneşinizle yarışsın. Dünyanın neresinde olursanız olun aynı frekansta aynı hayır için titreştiğinizde gücünüz artacaktır. Birleşmek bir arada olmak değil, bir düzlemi paylaşmaktır.

Sizler uyandığı halde uyandığının bile farkında olmayanlardan olmayınız. İçselliğiniz bütünlüğünüz olsun ki, ne yapacağınızı, doğru tutacağınızı gerçekten bilesiniz. Eliniz her zaman hayır için açılsın. Dualarınız hayra, kalbiniz hayrın sıcaklığıyla yansın Işığınız hayırda şavkısın. Böyledir güzel olmak, böyledir aşık olmak.

 

4 Mart 2010

O dedi ki: Zaman hayır zamanıdır. İsteyin gerçekten, gerçek sizdedir çünkü. Beraber olun gerçekle, beraberliğiniz bizdedir çünkü. Bunu çözdüğünüzde başaracaksınız.

Çözmek sadece bilgide birleştirmek ve onu anladığını düşünmek değildir. Çözmek sizi esaretten kurtaracak eylemi başlatmanız ve sonuçlandırmanız demektir. Üzerinize çöken karanlıktan kurtulmak, varlığınızı bilmek ve onda yaşamaktır. Bu şimdi sizlere uzak gibi görünse de öylesine yakınınızda, öylesine sizdedir ki, başarmanız bir an meselesidir. Atacağınız küçük bir adımla.

Anlayınız dostlar, anlayınız ki siz gerçekten güzelsiniz. O’ gerçekten sizi kendine benzemeniz için yarattı. O’ sizde sizi izledi, siz O’sunuz çünkü.

Karışık gelen ifadelerimiz bir noktadan tutunup açabilmeniz için özellikle verilmektedir. Derinliğine düşününüz. Yüzeysellikten kurtarınız kendinizi. Sır açılmayı beklemektedir. Zamanı gelmiş geçmektedir. İnsanlık bunu çözmeli, en küçükteki değeri görmelidir artık. Bilin ki en küçük en büyüğü içermededir.

Anlamaya çalışınız. Çözmeye. Düşününüz üzerinde. Düşününüz dost bildiklerimiz.

 

3 mart 2010

 

O dedi ki: Doğrudan uzak kalındığında zorlaşır zihninizde üreyen düşünceler, yaptığınız eylemler. Önünüze çıkanlar size doğruyu anlatmak için. Sizde sevgiyi buldurmak, ondaki gücü kullandırtmak için. Bunu bir anlayabilseniz, bildiğiniz sevgi kavramının bir dışına çıkabilseniz, önce şaşırmış olsanız bile, sonra görecekleriniz, yaşayacaklarınız size O’nun muhteşemliğini an be an gösterecektir. O’nun sevgisi diyorsunuz, sadece sözde biliyorsunuz. Dostlar, dostlar, en basit formülüyle O’nun sevgisi iletilmişti insanlığa. Bulunuşunuzla mukayesesini yapınız. Sizde gerçekten o var mı?

 (Bilgi der ki: İyilik, doğruluk, çalışmak, bilgilenmek insandan beklenen seviyede ve bir arada olmuyor ve kullanılamıyorsa O’nun sevgisi anlaşılamaz ve gücünden kullanılamaz.)

 

 

23 Şubat 2010

O dedi ki: Vazgeçiniz size ağırlık olanlardan. Bunun için önce inanınız size doğru olanın gösterildiğine. Bir düşünce, bir eylem sizi çevrenizle çatışmaya götürüyorsa eğer bilin ki, onda zamana, mekâna, bilgiye ve kullanıma göre bir yanlış vardır. Doğru bu incelikte bildirildiğinde, karşı davranışlarda kuşkuya, tereddüte ve hatta pasif karşı koymaya yol açabilir ama çatışmaya asla. Çünkü doğru kişi istemese de onda, varlıksal boyutunda kabuldedir. Açarsa ona giden kapıları şartlanmış zihin perdelerini aralayıp, Gerçeğin ışığını görür. Bir tek insan bile yoktur ki bu ışıktan uzak olsun.

Sizler gönlü güzel olanlar, güzele inananlar, bu geçiş döneminde insanlığın, yapacağınız tek şey vardır; Doğruyu güzelliğinizle aksettirmek. Çatışmalar size kazanç getirmeyecektir. Bırakınız içsel ve dışsal çatışmalarınızı bir kenara. Yol O’nun yoludur, cennet ve onu dengeleyen aksi ise, varacağınız yerde değil, andaki bulunuşunuzdadır. An değerini bu incelikle anladığınızda önemini yitirecektir pek çok neredeyse tapındığınız değer. Tek değer andır ağırlıksız yürekler ve zihinler için. O’ buna inanmanızı, inandığınızda yaşamanızı bekliyor kurtuluşunuz ve insanlığın kurtuluşu için.

 

7 Şubat 2010

O dedi ki: Biz sizdeyiz açabildiğiniz kadar gönlünüzü. Bir kere bunu kabul ettiğinizde anlayacaksınız bir parça da olsa büyüklüğünüzü. Verdiklerimizi yaşadığınızda; üzerinde düşünüp onları gerçekleştirdiğinizde, bize ihtiyacınız kalmayacaktır. Siz ve biz farkı ortadan kalkacaktır çünkü. Çok küçük de olsa zaman zaman yaşamadasınız bunu. Dökülmededir ağzınızdan, halinizden bizle birleşenler. Daha bir biz olun ve özgürlüğünüzü doya doya yaşayın.

Biz olmak özgür olmaktır. Siz olmak, siz de kalmak her zaman yarım kalmaktır. Anlayınız bunu, anlayınız da ona göre olunuz.

Bizler O’nun yasalarının dışına çıkmayız. Siz de çıkmadığınızda bu safhanın bütünlüğünde olacaksınız. Sevilirken seven olacaksınız. Bu bir aşamadır girilecek bir üst değere yaklaşma yönünde. Bu esası yaşamaya çalışınız. O’nun yasaları doğanızın yasaları da olduğundan hiçbir zaman kısıtlayıcı ve bağlayıcı değildir. Siz kendi yasalarınızla kendinizi esir almadasınız, bunu da anlayınız.

 

 3 Şubat 2010

O Dedi ki: BÜTÜN, sürekli devinimiyle kendinde yeni bilinecek bilinmezler meydana getirirken, bütünleşebilenler Onun ardındaki asla bilinemeyecek olan gücün de büyüklüğünü bir kez daha yaşayacak ve anlayacaktır ki, yaratılış O’nun sonsuz tezahüründen sahnelerdir sadece enginde gösterisine devam eden. Bunun için devinmededir BÜTÜN bilmeyenlerin de bilmesine olanak yaratarak.

İnsan bu sahnenin bir kıyısında, üzerine düşen rolü oynamaya çalışırken, önce bireysel bütünlüğünü bilecek. Sonra insan denen yaratımın bu gün bilincinde olmadığı boyutsal bütünlüğünü, üzerinde deneyimlerine devam ettiği dünyası ve birlikte yaşadığı tüm mevcudatla olan bütünlüğünü, güneş sistemini, galaktik sistemini, galaktik sistemlerin var oluşla olan bütünlüğünü adım adım yaşayacak ve bütün olmanın ne demek olduğunu gerçek boyutunda, binlerce yıl olarak ifadelendirebileceğimiz çok uzun bir süreç içinde öğrenecektir. BÜTÜN’e karışmak, BÜTÜN’le BÜTÜN olmak budur. İnsan şimdi bu yolun alfabesindedir. Sizlere katılma izni verilen bütünlük de bu sınıfa ait bütünlüktür. Her insanın ulaşabileceği holografik kütüphaneniz de bu sınıfa aittir sadece.

Yüksek benliğiniz bu yolculuğa sizlerden çok önce çıkmış, yaratılışın bir safhasında sizlere hiç benzemeyen varlıklar olarak deneyim kazanmış, kendi deneyimlerinden yeni deneyim alanları yaratabilmek, Yaratıcısını bir anlamda taklit edebilmek için zerre zerre bölünmüş ve sizlerde tezahür etmiş bir enerji girdabıdır. Ulaşacağınız ve katılacağınız ilk önemli bütünlük budur.

Ulaşması gereken Bütünlükten bihaber olan, kardeşini bile kendi diye tanımladığı dünyasal varlığından ayrı gören insan, hangi bütünlüğü yaşadığını söyleyebilir! Bir dönün kendinize, tuttuğunuza, yaptığınıza bir bakın.. Düşündüğünüz sadece kendiniz, o da çoğunlukla kendi yanlış, yersiz istekleriniz ve kararlarınızla. Dünya üzerinde bazı küçük gerçeklerden çok az da olsa haberdar olanlar, ya da hissedenler bile önce kendilerini bütünleme için değil, kurtarıcı rolüne sarılarak, ya da dünyasal sınıflandırmada ayrı bir yer yapma, bir anlamda insanlar arasında gruplaşmaya, dolayısıyla bölünmeye yol açacak çalışmalar yolunda çabadalar birtakım hizmetler yaptıklarını düşünerek, gerçek hizmet yönünün tam tersinde. Oysaki sizler öncelikle size tüm yaşamınız boyunca rehber olacak ışığı gönlünüzde yakıp, dışınızda gördüğünüzün hayrı için diledikçe, onun için çalıştıkça tüm işlerinizi dışınıza göre yürüttükçe kendinizdeki büyük değişimi ve kurtuluşu meydana getireceksiniz, uyandırdıklarınız, dolayısıyla kurtardıklarınız nedeniyle.

İbadet diyorsunuz, ruhsal hizmet diyorsunuz, bilgiler aldığınızı söyleyerek çalışmalar yapıyorsunuz, biraz gerçek, çokça tatmin ve hatta politik hizmetler için verenleri kullanıyorsunuz fütursuzca. Bazı verenler de bu oyunun baş aktörü olmaya devam etmedeler kendi doyumları, gelişimleri için. Bunu dünyanın pek çok yerinde görebiliyoruz. Dilinizden düşmüyor insan sevgisi, eylemi, şuurluluğu ile “Bütün’e karışmak” Bu ikilik ve çıkar çarkında hangi bütüne karıştığını zannediyor acaba insan!..

Tüm insanlık bilmeli ki, dışınıza, kendiniz için istediğinizi yönlendiremezseniz, acılarınız kolay kolay bitmez. Dışınızdaki birçok şeye çeşitli şekillerde gerçek hizmetiniz olmazsa, dışınızda size bir karşı mekanizma yaratır. Oysaki o dış sizden ayrı değildir, gövdenizdir kabul etmekte zorlandığınız. Gönül kazanmalısınız çokça bir yandan da şuurlanmasına fark ettirmeden yardım ederek. Sadece kabul ettiğiniz, sevdiğiniz üç beş insana kendinizce yaptığınız hizmetle değil, gönül kazanmak, uyandırmak için çaba göstermediklerinizin de gönlünü kazanmak için göstereceğiniz çabayla. Hani kurda kuşa, ota sapa, dağa taşa, iyiye iyiden uzak olana dersiniz ya!..

Bütün olmak insanın yazgısıdır, çok zaman alsa da sonunda gerçekleşecek. Bütünden bütüne gitmek O’nun yasasının gereğidir. Zaman insanın dünyasal bütünlüğünü keşfetmesi, icabını yerine getirmesi için her türlü imkânı ve yardımı devreye sokmuştur. İnsana düşen eksiğini bilmek, bildiğini anlamak, anladığını uygulamak ve uyguladığını başarıyla tamamlamaktır. Her bütünlenen kişi Dünya insanlığının bütünlüğüne büyük hizmettedir.

Sevgi bu yolun tek gerçeğidir. Sevemiyorsanız eğer size yaşatılan ve sizden yaşamanız istenen her şeyi, bireysel bütünlüğünüzü bile gerçekleştirememişsiniz demektir.

O halde iken bütünlükten dem vurmak, O’nun yasalarını görmezden gelmekten öte değildir.

 

 31 Ocak 2010

O dedi ki:  Açılan gönüller bir daha kapanmaz. Sizler bunu başaranlar olmalısınız. Açın, açın gönüllerinizi dostlar, dolsun güzellikler; o güzellikler ki O’ndan aksedenlerdir sizde tezahür etmek üzere.

Bilin, bildikçe bilmeniz gerekenleri.. Bu yol sonsuza dek sürecektir. Döne döne değişerek. Başladığınız yerde değilsiniz. Gideceğiniz yer de şimdi bulunduğunuz yer olmayacaktır. Safha safha yaşamadasınız bir enerjinin gelişimini. Tutunmayınız insanlığınıza, onu aşmak, insanüstüne ulaşmak bilin ki ebedi yolculuğunuzda başarmanız gereken size en yakın etaptır.

Sizler insanüstülüğe atlayacak insanlar!. İnsanlığınızı tam yaşadığınızda atlayışınız kolay olacaktır. Bunun için açın gönül kapılarınızı, açın dost bildiklerimiz; geçiş oradan olacaktır ve tüm insanlık bir gün bunu başaracaktır çok zor olsa da. Çünkü siz değilsiniz o yolu katedecek olan. Bunu anladığınız gün değişecektir her şey.

 

 

28 Ocak 2010

O dedi ki: El ele vermenin zamanıdır, bölük bölük bölünmenin değil.

Sevgi duymanın zamanıdır, nefret ve öfke üretmenin değil. Tüm insanlığın gidişi yanlışadır bizden bakıldığında. Sizler ki sevmek için yaratıldınız, birbirinizde tezahür eden bütünlüğünüzü. Sizler ki bilmek için yaratıldınız onun geçekliğindeki güzelliği.

Sizler ki içiyle dışı bir olanlar, gerçeği böyle bilip anlayamayanlar! Hali halden soracağına, halini görmez olanlar! Gelin doğruya, gelin ışığa, gelin Birde bir olmaya.

O’ davet ediyor sizi. O’ bekliyor, O’ yeni planlarla yeni ümitler veriyor. Bir kısmınız hissederken bunu, bir kısmınız görmüyor, bilmiyor, duymuyor.  Yazıktır; bunca çileyi çekmeyi hak etmiyorsunuz. Çok mu zordur sizlerden istenen!.

 

 

21.Ocak 2010

O dedi ki: Bekleniyorsunuz ışık olmak için. Aydınlatmaya yürekleri; aydınlatmaya bu gün karanlıkta ne yapacağını, neye güveneceğini bilemeden devinen, ıstırap çeken varlıklara ışık olmak için bekleniyorsunuz.

Sizler; bilenler olarak yeryüzünün değişik noktalarına dağılmış bulunanlar! Sizler büyük çoğunluğuyla birbirinden habersiz olan ışık dostlar! Toplanmanızın bir arada bulunarak ışığınızı büyütmenizin zamanıdır. Birbirinizi davet edebilmelisiniz. Yalnızlık sizler için değildir. Aslında bütünlenmeniz için gereklidir birbirinizle bir olmak.

Bir olmaktaki anlam derindir. Ve bu gün bir olmak için kendince bir şeyler yapanlar bile henüz o derin anlamdan habersizdirler. Öyle ince bir esastır ki bir olmak, içinde pek çok esaslar yer almadıkça asla meydana gelmez. Bu günkü birlik dediğiniz şey birlik değil, beraber olmaktır. İçi boştur, sözdedir. Bir adım gibi görünse de değersizdir. Balonlar patladığında ortada hiçbir şey görünmeyecektir. Gerçek birlikse bir enerji girdabı oluşturur ve o girdapta yeniler meydana gelir; balon değildir, bu gün bilmediğiniz kütledir.

 

 

12 Ocak 2010

 O Dedi ki: Değişime en zararsız ve basit gördüğünüzden başlayınız ve anlayınız ki sizce zararsız ve basit olan önünüze dağ gibi gölgeler yığmadadır. Bunu gerçekten anladığınızda değişim isteğiniz artacak, uyguladığınız ve başardığınız her şeyle önünüzdeki gölge biraz daha azalacaktır.

Önce kendi gölgenizi kaldırınız, sonra göreceksiniz ki gerçeğin önündeki gölge de aralanıp size kendisini gösterecektir. Bildiğiniz dünyanın dışındaki dünyayı göreceksiniz gerçek gözlerinizle, gerçek dünyayı.

Bilir misiniz Dünyanın gerçekliğinde kendi gerçekliğinizi görmek; varlık kütüphanenizdeki tüm kitapların içeriğini bileceğiniz gibi, sizinle birlikte gelişen tüm varlıkların da bilgilerine ulaşabileceğiniz anlamındadır. Oradaki bilgiler gerçektir ve insan yoluna, gölgeler içindeki “yalan dünya”nın yalan varlığı olarak değil, gerçek Dünya’nın gerçek varlığı olarak devam edecektir.

O’NDAN AKSEDEN HER ŞEY, O’NUN GERÇEKLİĞİDİR çünkü…

 

 11 Ocak 2010

O Dedi ki: Bekliyoruz içinizin ısınmasını, kapılarınızın açılmasını ve bizden gelenleri bizim olduğu için değil, gerçekte sizin ihtiyacınız olduğu için kabul etmenizi. Bunu başardığınızda giremeyeceğiniz kapı, okuyamayacağınız kitap yoktur. Zaman, o zaman kontrolunuzda olacak., hayır, hayır ellerinizle saçılacak., sözleriniz büyük olandan dökülecektir ağzınızdan. Aşk ile bağlandığınızda, aşk ateşini yaktığınızda, o ateşle yakmaya başladığınızda sizin olacaktır bu gün ummadığınız, ulaşamadığınız o Bütünlüğün şaheseri.

Amaç büyüktür bizde, sizde de büyük olmalıdır. Güçle sarıldığınızda büyüyecektir elbet. Sevgiyle baktığınızda daha da büyüyecektir küçülmemek üzere. Hayatınızda yeni sayfalar açtığınızda anlayacaksınız ne beklendiğini, neyi yapmanız gerektiğini insanlığın hayır gelişimi için. Şimdi geçmişin tortuları üzerine yeni bir şeyler inşa etme çabası içindesiniz. Olmaz dostlar olmaz; gölgelerin üzerine gerçeği kuramazsınız.

 

7 Ocak 2010

O Dedi ki: Bu gün hayırlı bir gün olmalıdır; özünde hayır dolu olanlarla. Bu gün farklı bir gün olmalıdır; sözünde hayır dolu olanlarla. Bu gün yaşam değişmelidir yerince bulunanlarda ve bu gün istekleriniz sadece ve sadece insanlığa hizmetiniz için olmalıdır. Bu gün kendiniz için hiçbir şey istemeyiniz. O’ böyle bekliyor sizden.

5 Ocak 2010

O Dedi ki: Her şey insanın şuurlanması ve yeni zaman akışında, o akışla birlikte olması içindir. İnsan bu gün bildiğinin, düşündüğünün çok daha ötesinde evrensel bir yapıda ve evren için hizmette olması gereken değerli bir varlıktır. İnsan hiçbir zaman Tanrı değildir, olmayacaktır da. O tüm o değerlerden birer örneği üzerinde taşıyan muhteşem bir varlıktır. O’ kendi değerleriyle bezemiştir sizi. Siz de o değerlerle yaratacaklarınızı bezeyesiniz diye.

Yaratılış zincirinde bir halkasınız, bu gün bilmediğiniz halkaların devamı olarak. Ne kadar sağlam olur, ne kadar değerleri kendinizde gerçekleştirir ve o değerlerin gücü içinde bulunursanız, yaratılış zincirindeki kozmik rolünüzü de o denli yerince oynayan olursunuz. İnsan bunun için önemlidir. Dünyanız insana bu değerleri kazandırabilecek bir atölye olduğu için değerlidir. Anlayabiliyor musunuz hangi noktada bulunduğunuzu ve kendinizi hangi seviyeye çıkarmak zorunda olduğunuzu?

Siz Arş’a yükselecek olanlar, orada gerçekliğinizi fark edip yeni gerçekliğe imza atacak olanlar, siz bu yolun yolcuları olan olarak O’nca seyre sokuldunuz. Bunu hiçbir zaman unutmayınız.

 

2 Ocak 2010

O Dedi ki: Sevgi öylesine bir güçtür ki, onu sadece yaptıklarınızda bulabilirsiniz. O, düşüncelerinizde yaşanamaz. O, bilgide yaşanamaz. Onun yaşandığı yer yaptıklarınızdır. “O’ sizi sevgisinden varetti” derken kastedilen budur. Şimdi bu bilgi üzerinde düşündüğünüzde, gerçek sevginin ne olduğunu, yapacağınız bağlantılar ve hissedeceğiniz yeni noktalarla bir parça daha anlayabilirsiniz. Sevgi içinde öyle çok yasayı barındırır ki, her bir bağlantıda bu güne kadar neden hissedemediğinizi, neden göremediğinizi çok iyi anlarsınız. İş işten geçmeden, siz zaman dışında kalmadan bunu başarınız. Siz güzellikler için yaratıldınız; güzellikleri sununuz önce en yakınlarınıza sonra çevrenize. Her bir hayır bulunuşunuz ki – bu gün onların çoğundan çok uzaksınız- size farklı bir güç getirecektir. Dünyasal bulunuşlarınızın benimsenmiş biçimlerinde aramayınız güzelliği. Onlarda sıcaklık yoktur. Sadece bilgiler dolaşır. Oysaki sizler o içinizde ışımakta olan güneşin ateşini ortaya çıkarabildiğinizde, davranışlarınıza onunla başladığınızda, her şey çok farklı olacaktır. Düşünün, yanan yüreğinizin ateşiyle birbirinizi düşünün; ne kadar alakadasınız, ne kadar birbiriniz için varsınız!. Sadece alışkanlıklarınızla ve egosal bağlantılarınızla hareket etmedesiniz. Bu yanlıştır. Bu insandan beklenen değildir. Siz içinizdeki güneşle dışınızdaki güneşi birleştirdiğinizde gerçekten ışık olacaksınız. İnsanlığın başka yolu yoktur. Bunu anlayınız ve buna göre bulununuz.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap