O'ndan Gelenler 5

 

5

Aysel Ongun

 

O' İnsanlığı koruyan, adeta emanetinde olduğumuz sistemsel güç.

 

 

2012

 

 

1 Mayıs 2012

 

O’ dedi ki; Neden koşturur durursunuz bir yanınız umarsız ama bir yanınız aç gözlülükle size gerekli olmayan, sadece gücünüzü ve zamanınızı harcayanların peşinden, o bir yerinizin umarsızlığına, hazin fısıltılarına aldırmadan. Dünya gözü doymaz. Doymadığını bilirsiniz de kimilerine “gözünü toprak doyursun” dersiniz. Sizin sözünüzdür size söylediğimiz.  Yalnız bilin ki o da doyuramaz aç gelenleri. Sizler, tüm insanlık, sizi neyin doyuracağını anlamalısınız artık. Bedeninizi bile yanlış üretimlerle doymak adına doldururken, sizlerden ruhunuzu doyurmanızı beklemek bizler için uzun bir bekleme devri olacaktır, sizin gözünüzden baktığımızda. Burada zaman yoktur, zamanınıza göre ifadelendirdik.

Bilir misiniz hayrınıza olan nedir, bilir misiniz sizle O’na dönüş yapacak olan nedir! Bilir misiniz varoluşunuzdan beri sizi eğiten, geliştiren,  bir yerden bir yere taşıyabilmek için zamanı vareden neye, nasıl hizmet etmededir. Bilesiniz ki bildikleriniz bileceklerinizin sizlere tanıtılmasıdır sadece, bilin de ne olduğunuzu neden varedildiğinizi anlayasınız diye.  Aranızda dönüp duran,  olamayacaklarınızla aldatıp sizi sizden uzaklaştıranın hayırdan uzak sesine daha ne kadar kulak vereceksiniz! Gerçeği, gerçek dışında renkli senaryolarda aramak sizlere ne kazandıracak. Aslını, yasasını, O’nun ondaki hükmünü bilmediğiniz değerlerle oynamak insanlığa her zaman felaket getirmiştir. Bununla bildiğiniz en küçükten en büyüğe tüm değerleri kastediyoruz. Bilin ki en büyük değerlerle oynayanlar da en küçük değerlerle oynayan insanımsılar kadar ruhsal gelişim içindedir. Bilin ki değerin en küçüğünü karşılayışınıza ve kullanışınıza göre ölçüldüğü bir zaman içindesiniz. En büyüğü meydana getiren bize göre en küçüktür çünkü.  Teknolojiniz, yanlış, ya da saptırılmış bilgileriniz mahvınızı getirecektir böylesine aç gözlü ve büyük çoğunluğunuz şuurca gerilerde giderseniz eğer. Sizler büyük bir planın insan olma safhasını yaşayan varlıklarsınız. Önünüzde sürekli değişerek katedeceğiniz öyle uzun, sonsuz gibi olan bir yol var ki, o yolculukta ne şekle girip, ne isimle onurlandırılacağınızı asla bilemezsiniz, bizim de bilmediğimiz gibi.

Ruhunuz ıstıraptadır. Onu doyurmanız için insanlığa her yol her şekilde gösterilmiş ve gösterilmeye de devam edilmektedir. Zamanınızın yaygın bilgileri sizlere bu boyutta ihtiyacınız olan yolun sonunu söyler genelde değişmeyen esasları ve içerdikleri yasaları fazla önemsemeden  “Karşılıksız seveceksin” diye ama sevmeye gelinceye kadar insanlık olarak kazanılacak o kadar çok değer var ki. Bunun için bilinçlenerek şuurunuzu genişletmelisiniz insan dostlarımız. Hizmetimiz bizi biraz olsun anlayanlara olurken onların hizmeti de anlayamayanlara olmalı. O’ böyle diyor çünkü.

 

11 Nisan 2012

 

O' dedi ki: Bilginin mekanizması çözülmedikçe anlaşılamaz. Anlaşılmayan bilgi sadece yüktür zihne. Anlaşıldığında bilgi özündeki enerjiye dönüşmüş ve kullanılmak üzere hazır beklemektedir. Enerjiye dönüşmüş bilgi kullanılmadığında bugün bilmediğiniz zararları yaratır, sadece bilene değil, bilginin büyüklüğüne göre tüm insanlığa ve varlık âlemine de. Kullanıldığında daha çok açılır, büyür.  Dünyanızdaki tüm açılımlar böyle olmuştur. Her bir görevli üzerine düşeni yaptığında olaylar önce durağan ve aktif bilginin çarpışmasıyla ortaya çıkacak, daha sonra düzene girip yüksek enerjiye dönüşerek insanlığın gelişimine büyük katkı yaratacaktır. En küçük bilgiden en büyük bilgiye kadar işleyen sistem budur.

Bu gün insanlık geçerliliğini yitirmiş pek çok durağan bilginin faydasız, faydasız olduğu için gereksiz, zararlı açılımlarının sıkıntısını çekmektedir. Durağanlık bozulmayı getirir, bozulma yıkıcılığı ve olayları. Bilinçlenmiş varlık bu işleyişin farkında olandır ve bilgiyi bozulmadan çözüp kullanandır. O’ tüm insanlıktan bunu beklemektedir. Davet insanlığadır, bilmediği bileceğine, kazanacağı geleceğinedir.

 

12 Mart 2012

 

O’ Dedi ki: Siz güzelden öte bulunmadıkça O’nun size verecekleri elbet ki bitmeyecektir. Bilinmelidir ki verdikleri her zaman gerçek varlığınızın sizin için istedikleri, verecekleri ise şuursal gelişiminiz nispetinde ihtiyacınız olanların, O’nun zamanın armağanları olarak sizlere ulaştıracaklarıdır. Geçmişle şimdi arasındaki ince farkı görünüz, anlayınız ve onun sizi insan olarak borçlandırdığı yerleri de gözden ırak bırakmayınız.

Siz aldıklarınızın karşılığını mutlak verecek olanlarsınız, insanlar olarak.  O’nun size esaslar içinde indirdiği her bilgi, dünyanızın neresinde olursa olsun aynı kaynaktandır, birbirinin devamıdır. Sizler hiç birini küçümseyemez, yok sayamazsınız. Esaslar değişmeyenlerdir. Açılıp anlaşılmaya muhtaç olanlardır ve şimdi, bu zamanda, insanlık ulaşmakta olduğu bilinç seviyesinde onları incelikleriyle açıp, yaşayıp yeni alınacaklara kendini hazırlamaktadır. Çok az insan bunu bilinçli olarak başarsa da, onların ışığı yol almış olanları aydınlatacaktır bir süre daha. İnsanlık için açılmakta olan kapı budur. Olması gerekeni yaşamadan bu kapıdan geçemezsiniz. Bilmek yaşamak değildir, anlayınız bunu.

O gün geldiğinde, boyutsal kapı açılıp ışık dolduğunda sisler içindeki dünyanıza, gözleri kamaşıp önünü göremeyenlerden olmayın. Görenler geçecektir sevinçle,  göremeyenlerse ektiklerini biçmek, borçlarını ödeyebilmek için uzak kalacaklardır, korkuyla çarpan yürekleriyle. Sizler, o kapının ardında kalanlardan olmayın.

 

15 Şubat 2012

 

O’dedi ki: Yaşamınız, gerçekliğinizin sonsuz rüyasıdır. Rüyadan uyandığınızda ise artık siz yoksunuz!

Bir rüya gördü o gece rüyasının içinde, yaşamında kendi olmayan, gerçekteki kendi. Sıkıntıdaydı, başlayacağı işte yön bulamadığı için. Kavşak pusluydu, ışıksız. Hangi yönü seçeceğini bilemiyordu. Sonra daha cazip görüneni seçti ve girdi yola. Bir zaman her şey yolunda gitti. Memnundu yaptığı işten, sonra değişenler oldu. Pişmanlık hissetti, yüreği sıkıldı, ama dönüş zordu. Başlayan bitmek zorundaydı. Gerçekte kendi olan, kendi olmayana bağlı olmanın acısı içindeydi yönünü seçemediğinden. Acı telafilerle geçecekti. Telafiler ise zamanda geri kalmakla mümkündü. Siz zamanda geri kalmanın gerçekliğinize ne yapacağını bilmeyenlersiniz. Onun için varın gelin, her işe doğru başlayın sonu da doğru olsun diye. . Bir gün gerçekliğinizin sonsuz rüyasından uyandığınızda, yeniden var edilmenin acısını kendiniz olmayanla, gerçekte kendiniz olana yaşatmamak için.

22 Ocak 2012

 

O’  dedi ki: Şimdi yaşadıklarınız hızlandırılmış tekâmül planlarınızın size sunduğu armağanlardır. Bunlardan şikâyetçi olmayınız. Aştığınızda, sizce büyük bizce küçük olanları, işiniz kolaylaşacaktır. Sınavlarınız ağır olabilir. Beklenmeyen şeyleri yaşayabilirsiniz.  Pek çok insan gruplar halinde zamansız geçişler yapabilir. Acı ve üzüntü çekebilirsiniz.  Siz yaşananların ardında işleyen O’nun yüksek değerlerini bilemezsiniz. Sizin bilmeniz gereken, size binlerce yıldır öğretilmeye çalışılan sevgi gerçeğidir. Onu tanıyınız artık. O gerçek sizde küçük de olsa yer bulduğunda, bugünkü halinizden ne kadar farklı bir halde bulunmanız gerektiğini anlayacaksınız. Sevgiyi küçümsemeyiniz. Tüm varedişin temelinde o vardır, tüm varedilmişlerin özünde de. Size verilenler, sizden beklenenler sadece onu bilmeniz içindir.

 

16 Ocak 2012

 

O’ dedi ki: Hayrı uzaklarda aramayınız. Hayır gözlerinizde, hayır sözlerinizde, hayır ellerinizdedir.

Bilir misiniz neden böyledir. Çünkü siz farkında olmasanız da onlarla dağıtırsınız hayrı ve onun karşısında olanı. Bilmeden bakmak, bilmeden söylemek, bilmeden vermek olmasın işiniz...

O’ sizlerden sizi bilmenizi ister. . O’ sizi sevgisinden yarattı ama O’ sizden hayrı hayırla yaratmanızı bekler. O’nun hayrından yarattıkları, sevgisinden yarattıklarının bilmesi içindir. Hayır, sevgiyle ortaya çıkar. Onu dışınızda aramayınız. Tıpkı sevgiyi de dışınızda aradığınız gibi.

O’ bilinmez O’lan, bilinirliğini sevgi ve hayra gizledi. Şimdi siz o yoldasınız. Tüm varedilmişler gibi.

Biliniz bilmeniz gerekenleri, veriniz vermeniz gerekenleri ve susturun içinizde dönüp duranı. Zaman farklılaşmadadır çünkü sevgi ve hayrı biraz daha anlatabilmek için sevgisinden yarattıklarına!..

 

 

7 Ocak 2012

O' dedi ki: Zaman, gördüğünüz gibi sizlerden bazı şeyleri artık çıkarmaya başlamıştır. Zaman, verdiklerini geri alacaktır elbet, yerince kullanılmadığında.  Sizleri böyle bir yanlışta ve böyle bir kaybedişte görmek dilemiyoruz. Elinizde hala fırsatlar varken kazanmak için, ne gerekiyorsa onu gerçekleştiriniz.

İnsanlık büyük zorlukların arifesindedir. O zorlukların içinde kaybolmayınız. Sizler gerçeği, kıyısından köşesinden olsa da bilenler olarak sevginizle, ışığınızla birbirinizi aydınlatırken, bilin ki gölgede kalanlar o ışığı fark edeceklerdir. Dememiz odur ki, önce birbirinizi sevmekten işe koyulunuz. Sevgisizliğiniz önünüzdeki en büyük engeldir; Sözlerinizle ikilik içinde olmanızsa ayrı bir engel.

Sevmeden seviyorum demek, yanlışların en büyüğüdür. Böyle olmayınız. Sevgi, O bilmediğiniz güç, O her şeyi yaratan, O her şeye muktedir olan güç, sizde oyuncak olmamalıdır. İçiniz titremelidir sevgiden söz ederken. Hanginiz hissetmedesiniz böyle, hanginiz!..

O’ birbirinizi severek gerçek sevgiye gitmenizi istedi. Cinsiyetleriniz bunun için vardı. Çünkü sevgi, Gerçek sevgiye giden, en kolay yoldur. Üremeniz başka şekillerde de olabilirdi. Olmadı. Çünkü sizler o boyutta,  sevgiyi tatmak, sevgiyi anlamak ve bir üst sevgiye ulaşmak için bulunanlarsınız. Boyutunuz sevgiyi anlama, yaşama boyutudur.

İkiliklerinizden kurtulunuz. Kurtulunuz da gerçek'de olunuz.

26 Aralık 2011

 O’ dedi ki: Böyle giderseniz eğer, köle olmadan, köleliğin ve gerçek özgürlüğün ne olduğunu bilemeyeceksiniz. Sizlere binlerce yıldır anlatılmak istenen. O’nun tek yolunu hiçbir sapmaya uğramadan yürümeniz içindi. Gösterilen doğrular size daha hoş gelen yanlışlarla saptırılmasaydı, bu gün aranızdan pek çoğu engelleri aşmış, O’nun hayır kapısından geçip bir üst boyut enerjisine atlamıştı bile. Vazgeçemiyorsunuz kendiniz zannettiğiniz gölge gerçekliğinizden. O gerçekliğiniz size indirilen her darbede, ki o darbeleri siz sevinçle beklersiniz sahte ışıltısına aldanıp, biraz daha güçlenip öz değerlerinizin gölgelenmesine neden olmada. Sizler sahtesinin aslına hükmetmeye çalıştığı bir akış içinde kaybolup gidenlerden olmayınız.

Önünüzdeki zaman zordur. Bu günlerinizi aramamak için, üzerlerinizde oldurulmak istenenlere tepkisiz kalmayınız. Ben ne yapabilirim ki demeyiniz. Yapacağınız çok şey vardır. Bir kere daha yineliyoruz. Duygularınız ve düşünce sisteminiz istenmeyen kontrol altına tümüyle girdiğinde artık sizi bir üst boyuta taşıyacak hiçbir güç varlığınıza ulaşamayacaktır.

Birbirinizle hayır ve hizmet yarışı içinde olunuz. Hayır yarışçıları hiçbir zaman “ben” duygusu içinde olmazlar. Anlatımlarınızın gerçekliğini yaşayınız. Olaylar zamanda sıkışmıştır artık; her gün yeni bir şey, aklınıza gelen gelmeyen. Dimdik ayakta kalmayı başarınız tüm varlığınızla. O’ size dedi ki: “bir tüy kadar hafif ama çelik kadar kuvvetli olmayı biliniz.” O’ öyle başarmıştı bu gün parça parça kaybettiğiniz her şeyi.

Sizler bunu ancak “ben” den kurtulduğunuzda başarabileceklerdensiniz. Zaman yoktur artık. Sıkışma patladığında yaşanacaklardan O’ korusun sizleri..

Aysel Ongun

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap