Öğretilerden 5

 

ÖĞRETİLERDEN

-5-

Biz havayız teneffüs ettiğiniz. Biz rüzgârız civarınızda esen gerçek manada. Biz düşüncenizi üzerinizde tutan ve sizi bir sonranıza hazırlayan sizdeki gücüz.

Her şey O’nun nasibince olur.

Bir güzelliğin kazanılması gerçekten güçtür. İşte güçlükler içinde güzele dönmek ve onun değerini bulmak gerçekten güzeldir; Ne mutlu, Gerçek Hiçliği üzerlerinde büyük ödev olarak görebilenlere. O’nun yolunda, önünde verilen her şeyin aslında almak olduğunu bilebilseniz o zaman vermenin ne kadar yüce bir lütuf olduğunu ödev olarak benimsersiniz.

Kul rıza altında bulundukça hayır mekanizmasını çalıştırmaktadır. Bu demek değildir ki, bu mekanizmayı çalıştıran kul olunamazsa şerde kalınacaktır. Bunu böyle anlamayınız. O’nun hoşnutluğu geniş bir manadır. Hayrı görene hayır kapısı daha da aralanır. Elbet ki kul layık olma yolundadır. Düşününüz, ancak bilmeden uzak kalmış kul normal olarak hayrı görmeyecektir. Onun için öyle yüce düzendir ki, hayırdan uzak olmayan gösterilir. Tek ki içinde bulunduğu durumu fark etmesi için. Demek ki içinizde öyle bir yer var ki, bir ipin ucu gibi hiçbir vakit bırakmamanız icap eder. Hani dersiniz ya “kaçtı mı bir kere gider” İşte bu sizin gönlünüzdür. Bir kere karışmaya görsün. Bir kere bulansın. Alır gider. Bazıları göremez. Bazılarıysa tedricen hissetmez bile. Bu O’nun koyduğu yasadır, değişmez. İnce bir noktadır. Her kulca görülemez, görülse de mana bulunamaz. Oysa kendini bilen, bütün bu esasın bu kanundan geçtiğini en kuvvetli görendir. Onun için O’nun buyrukları vardır. Hayır yolunun muhafazası için getirilene uymak gerektir.

Gönül sizlerin bekçisidir.

Gerçeğe ancak gönüllerinizle varabilirsiniz.

Sevgi, gerçeği işaret edebilmedir. Sevgi, kendinde olanı sonuna kadar vermeyi kabul edebilmedir. Sevgi, içinizi dolduran ve her an size arkadaş olan, her an dost görebileceğiniz yerinizdir.

Güzele güzel demek gerek. Güzel güzeldir. Onu bilmek gerek. Güzel güzeldedir. Güzelden uzak olmamak gerekir. Güzellik güzelin giysisidir. Güzelden güzel doğar. Bu O’nun müjdesidir. Güzel yerini bilir, güzel eder içini. Çünkü bilir gerçek güzellik içten dışa vurandadır. Güzel güzelle beraberdir, Gerçek Güzel’e yakındır. Ondan uzak olana örnektir. Güzellik de, gerçek Güzel için bulunur. İşte güzelin güzele sığmayan güzelliğinden gönlünüz için verdiklerimiz.

Artık sallanmanın, artık öne arkaya bakmanın zamanı geçmiştir. Şimdi aynı hedefi gözleyiniz. Gözleriniz bir yere baksın, bir şeyi düşününüz. Güç Odur, hedef O dur, biz ondan geliyoruz, onu gösteriyor ve onu istiyoruz. Bu bir getiriliş değildir sadece; bir tezahür ve bir tecelliyat. Siz varoluşunuzun sırrını çözseniz de yine bir görevi bitirmiş olmuyorsunuz onun gereğini bulmadan, borcunu ödemeden kurtuluş yoktur.

Hiçbir şeyi baştan istemeye kalkmayın, zaten bunun size hiç bir yararı olmaz. Kanun yaşanıp şuurlandıkça size açılır ve siz çözersiniz. Çünkü o zaman hakkınız olur. Eğer başta verilmiş olsa sizin için gerçeği reddetmek o kadar kolaydır ki ama bu kanuna uymaz ve siz girmeden aydınlanmaz. Siz ışığı yakmadan göremezsiniz.

O’nun nasibi, gücü her şeyin üzerindedir. Bu mananın önüne hiçbir bilgi geçirmeyiniz.

Tebliğ yolu bilincin terk edilmesi değildir. Bu yol aksine gerçek şuura varanların, o değerde bulacakları yüce yerdir.

Yüceyi en başa alan cüceden uzak olandır.

Mutluluk sizlerce tarif edilmeden yaşanan hal olmalıdır. O tarife sığmaz.

O’nun gücü her şeyin üzerindedir. Her zaman elleriniz açık, gönlünüze dönük “bize bizi veren sana hamd ederim “ deyiniz.

İnsanlar uyanın, doğrulun, hareketlenin ve tutun. İki gerçeği çok iyi bilin.

“Bir gün bir görevli yola çıkarıldı. Gösterilen yerde vazife görüyordu ki, müşkülata uğradı. Sonra ona ikinci görevli yollandı, gücü artırıldı müşkülü azalsın diye. İlk görevli görevini düşündü. 2.yi engel buldu kendisine. 2.ise biliyordu ilkine yardımla görevli bulunduğunu. Bilgisinden hükmetti ona ve hayır kalktı. Birlik bulunmadı, vazife görülmedi.

Vareden acı ve tatlıyı sevgiyle düzenledi. Arzı yaratırken ayrı ayrı koydu. Tatlı su bir yerden fışkırdı, acı su bir yerden aktı durdu. Bu uzun süre devam etti. Ta ki netice zuhur edecekti, işte o zamana kadar hiç biri birine karışmadı. Ama o gün yeryüzü tümden sarsıldı. Acı su tatlıya, tatlı su acıya karıştı. İşte o zaman acı tatlanmadı, tatlı koruyamadı kendini.

Bu iki gerçek, uyanan, doğrulan, hareketlenen ve tutan insana kuvvet oldu sayısız zaman için. Siz ezeli tarif edebilir misiniz? Siz güzeli, siz ışığı ve siz sevgiyi açanlardan olun.

İnsanlar şimdi hepiniz bir şeyin ardından gidensiniz. Bunun farkında olun yeter.”

O’nun adı imanın ve inancın tekrarıdır.

Siz sizdekini en az gören, karşınızdakini en çok gören olduğunuz zaman bilin ki, hayrı en az kullananlarsınız ve kullananlardansınız.

Birbirinizi sevin. Bunu yapmanın yolu, başka çıkar yol olmadığını görmekle mümkündür.

Kendini bulamamak azapların en büyüğüdür.

Kendinizi uyanık tutunuz. Ne yaptığınızı, ne için yaptığınızı çok iyi bilmelisiniz ve nihayetinde geliştireceğiniz O’nun rızasını yapmak bulunacaktır. Böylece, yani bir şey beklemeyince nasiple oluşan güç size kâfi gelecektir. Bir birbirinizin yaptıklarına değil, kendi içinizin huzurlu olmasına bakınız. Eğer O’nun eksik kulu olduğunuzu biliyorsanız hüküm vermeye de hakkınız yok demektir.

Gerçek, gerçeği her yönüyle görenlere gerçekliğinden çok şeyler kazandırır.

Hayırlının tutulması bilgi işidir. Bilginizi kuvvetli tutabilmenin yolu da inancı kuvvetli edebilmedir.

Yüce Adın şanı büyüktür. O’nun size her zaman için hayrından getirdiği vardır. O’nun nuru geniştir. Verdiği sonsuz.

Yaşama sevinci öyle bir güçtür ki, şükrü ile ödenen, dileğiyle birleştirilen yüce bir histir. Yaşarken yaşadığına kapılmadan O’nun büyüklüğü içinde her anı huzurda ve gönülce geçirmek öyle büyük bir yüceliktir ki, onun duyulmasıyla aldığınız nefesten, verdiğiniz elden ve her türlü bedeni ihtiyacınızın karşılanmasına kadar Bir Olan’a gerçek hamd’ı getirmek. O öyle bir yüceliktir ki, aldığınız gıdayı büyüklük içinde yemek ve vereceğiniz hizmeti O’nun önünde olarak yerine getirmek. O öylesine güzel bir histir ki, alışkanlık safhasına gelindiğinde yalnızca coşku verir içten ve tüm karşılanışlar o bir emanete en uygun biçimde bir anda alınır içinize. Ve şüphesiz karşılanan o değer, gönül dediğiniz büyük yerin en güzel verişine uyar. Uyar da etrafınıza yalnız sevgi ve yalnız o bir rızadan tutuş ve söyleyiş getirirsiniz. O’nun Nur’u büyüktür. Onun sırrı buradan açılır, O’na olan borcu ödemeye ancak kendinizde çok iyi açık etmeniz gereken bu büyük yerin hissedilişiyle başlatacaksınız.

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap