Öğretilerden 6

 

ÖĞRETİLERDEN

-6-

O’nun nasibini dileyiniz. O’nun Şanı Yücedir ve tüm kullarının üzerinedir. Hak edişler gerçeğin hakkındandır; Sahip oluşların O’nun nasibinden olduğu gibi.

 

Siz içinizde istenenle istenmeyeni ayırt etmedikçe doğrunun adını anamazsınız. Siz sevgiyi katetmedikçe bir baştan bir başa, hakkınız olana sahip olamazsınız. Güzel olunuz, güzelden alınız, güzele yöneltiniz. Biliniz ki bir istenmeyen var içinizde hep sizi rahatsız eden. Maddeden kopup, mana dediğiniz tek esasa gönülce bağlanınız.

İrade her şeyden evvel kendinize olan saygınlıktır. Kendilerine karşı kuvvetli olamayanlar, etraflarına karşı da hayırda birleşemezler.

Her bilgi ihtiyaç olan şuurların tamamlanması için vardır. Bilginin gerçekliği vardır. Yeniliği ve eskiliği söz konusu olamaz.

Siz doğru bildiğinizi istediğiniz yere veremezsiniz. Mümkün değildir. Sınırları vardır onların. İstenince yeri gelince müsaade ile verirsiniz. Her şeyi dağıtmak ve vermek mümkün bulunsaydı toplumunuz şimdi ferahtaydı. Alıcının kabul edemeyeceği değerleri zorlamayınız onlara.

Gerçek gösterildiği halde, sırlar açıldığı halde onların gereğinde bulunamayanlar yolları çizilenlerden olurlar. Uyanınız, açınız gözlerinizi, etrafınıza bakınız.

Yalnız kalmak kendini hapsetmektir. Bunu yapan kendine zulmedendir. Razı değildir O’. Hiçbir zaman olmadı, hiçbir kulundan. En günahından en sevabına açılana kadar hiçbir kulunda bunu tasvip etmedi. Bilim, akıl sizde bulunmasaydı bu derece sorumlu tutulmayacaktınız. Doğrulunuz artık, kalkınız ayağa ve koşunuz hedefe. Her bir zaman sizi yenilemedikçe, her bir sözde tecrübe bulmadıkça ve siz her gördüğünüzde sevinmedikçe bizi de anlayamayacaksınız. Sevgiyle varınız, terk etmeyiniz hiç bir zaman gerçeği.

Gönlün yerini bilmeyeniniz kalmasın. O, aklını yeri gelince kullananlara gözükmeye başlıyordur. O, her yerinizdedir. Her tarafınızda. Her şekilde size yakındır. Birkaç şakra daha yakındır. Ona akıl yolunun çıkamadığı işlerde değil, her işte onca bulunup gerektiği yerde akla müracaat edilip sonra tekrar dönülmelidir. Bir kapı kapanır, diğeri açılır. Düşünün bunun üzerinde. Gönlü öyle bilin. Akıl kapısı kapanmadan gönül kapısı açılmaz. Ancak ikisi bir yerde, bir şekilde aralık kalabilir. Lakin siz aldığınız halde tutamazsınız. O halde ilk söylediğimi tercih edin. Çünkü gönlün öyle bir yeri vardır ki, bilinmeyeni, bildirilmeyeni ve gerek bulunmayanı açıverir bir anda. Lazım olduğu kadar size kazandırır. Bu bilinmesine rağmen aklınızı önde tutmaktasınız yine de. Bu tercihtir.

Gönlünüzle aklınızı bir ediniz.

Sizler için şüphe gönlünü kullanamamaktır.

Gönül sesini, düşünce güvenini bulanlar şu zamanı kazanca çevirenlerdir

Gönül O’nun nurudur. Her şey orda açar, orda biter. Tek yerdir o, tek güçtür. Önce gönül sezişine giriniz, sonra ışığından aydınlık bulunuz. Daha sonra tanışınız, sevişiniz. Siz aşık olmalısınız. O, Hakka aşıklara aşıktır zaten. Siz fark ederseniz kaçmaz. Lakin o açık bulunmamak üzere hayır için saklanandır. İrade etkilidir. Arınmak esastır onun için. O yeşilde işlenmiştir. Sözünüzde belli an mesafesinde gösterir tesirini, sonra tutamadığınızdan, hissedip kullanamadığınızdan kayboluverir. O gözle bakanlar gerçeğe sadıktırlar.

 

Akıl beş duyunuzun gözüdür. Gönül kâinatın gözü bulunmaktadır. Hangi göz daha geniş ve doğru görür? Onun için akıl yanılır, lakin büyük göz, O’nun Bir Olan’ın emaneti, lutfu ve beyazlığına kara düştü mü, bilirsiniz,.. Değerliliğiniz buradandır. Akıl dünya için büyük bir ihtiyaçtır, ancak verdiklerimizin anlaşılması için yetersizdir. Gönlü duyarlı kılmak, genişletmek, doğru yönde kullanmak şarttır. Yoksa anlaşılamaz. Zaman değerlendirilemez ve pek çok şeyi anlamakta, uygulamakta aciz kalırsınız. Gönül irade hakimiyeti olmadıkça kullanılamaz. Akıl erirse onun iskeleti irade olur. Vasıtasız gönül fonksiyonsuzdur. İrade düşüncenizi de idare eder ve hatta yanlışa sapmamanızda yani O’nun emrinden dışarı çıkmamanızda en büyük etkendir.

Aklı zorlamayanlar gönülde açılanlardır!...

Arınmışlığın sınırı yoktur. Ancak bir yer var ki orada durulur. Orada düzenler değişir, orada vazifeler başkalaşır, orada her şey olur.

Arınmanın en büyük temeli kendini bilmektir. Sizler ses ve de rengin hikmetini açacak ve gönüllerinizin gerçek ihtiyacını bulacaksınız.

Şükürle, huzurla teneffüs ettiğiniz az bir hava vücudunuzda pek çok onarım meydana getirdiği gibi, yolunuzda da bilemeyeceğiniz kazançlara açılır.

Siz adeta zamanın üzerinde emanet olduğunuzu ve yaptıklarınızın zamanını yeterince bilen olarak bulunduğunuzu hatırdan çıkarmayınız. Bir gün kaybettiğiniz zamandan sual gelince nefsinizin yardımını talep etmek o anki bağışlayıcılığa gölge düşürmektir.

İnsanoğlu ışığı daima arayacak ve hiçbir vakit bulamayacaktır. Ancak arama çabası adımdır, kazançtır ve istenen hayırdır.

Her bir zaman içinde bir gerçeği bir gerçekle mutlaka birleştirmede olunuz. Bu böyle olmazsa onlar zamanla kaybolurlar. Olgunluklarınız, yaşayan inanç tabir ettiğiniz oluşu gerçekleştirmedikçe, gerçek kazancından bildirilemez ve de sizce sözü edilemez.

İlahi huzuru ve yüce bulunuşu sürdüremediğiniz müddetçe, kendi halinizden memnun olmadığınız büyük bir zaman akıp gitmektedir.

Bilin ki gerçeği kazanmanın bir yolu da içinizdeki sesi dinlemekle bir yerde O’nun hak olan bulunuşunu büyük bir istek altında yerine getirmekle olacaktır. Bir lutfu kaçırmakla tekâmülünüzü bile tamam edemeyebilirsiniz; bu acıdır.

Gözlerinizi gülerek kapatınız. Gözünüzü açtığınızda onun duyuşu içinde tekrar gülümseyiniz. Hayata gülünüz. Sevgisinden verdiği güzelliklere seyirle gülünüz. Birbirinize yetebilmeye açık bulunduğunuz için gülünüz. İmkânlarınızı seferber edebildiğiniz sürece gülmekten uzak kalmayınız. Karnınızı doyurabildiğiniz kadarıyla bırakabiliyorsanız ve rızkınızı paylaşmak diliyorsanız yine gülünüz. Kızmak geliyor sertçe davranıyorsanız ve sonunda yumuşayabiliyorsanız gülünüz yine. Üzüntüden sertleşmek hakkınızdır. Bu sertlik sükûta varana kadar haktır size. Sertlikte gönül dışı getirmiyorsanız, kullanınız ziyanı yoktur. Sertlik, değeri bilende sevgi uyandırıyorsa devam ediniz sırrıdır. Büyük hikmettir ki kullanımla olgunlaşmaya açılan ve size söyletenle size söyleyenin bağının nice kurulması içinizde O’nun gücü olan sevgiyi yaratıyorsa ziyan yok, gülmekten öte kalın. Kızmadan sertelin. Felsefesi sizce kurulsun, vaziyetini almak için.

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap