Gül Bahçesine Davet

 


Gül Bahçesine Davet

Varlık dünyaya neden geldiğini, ruhuna neyi kazandırması gerektiğini çok iyi bildiği halde, gelişim yasasının gereği olarak, dünyaya gelişiyle birlikte her şeyi unutma devresine girer. O kendine yeni bir kimlik örecektir ve o kimlikle verdiği sözü yerine getirmeye çalışacaktır. Bunun için yaşam deneyimleri devrededir. Çok şeyi yaşayacak, sınavlarında ya başarılı olacak ya da kaybedecek, ama sonunda pek çok tekrarı yaşasa da acı ve ıstırapla yoğrulan yaşamında bir gün gerçeğin istediği yerde olacaktır. Bunun ne kadar zaman alacağı kişinin kendinde geliştireceği değerlerle ilgilidir. Bir yaşam da olur, yaşamlar boyunca da. Zamansızlıkta bizim dünya yaşamında bildiğimiz ömür, isterse yüz sene olsun, bir an değerinde bile değildir. Onun için evren bekler endişesiz; Yaratan bilir ki dönüş kendinedir yol ne kadar karmaşık, varlık ne kadar isteksiz, beceriksiz, kendini dünya telaşına ve maddenin cazibesine kaptırmış olsa da.

O’ tüm yarattıkları için, yaratıldıkları andan itibaren gidiş yönünü kendine çevirdiğinden O’na dönüşten başkası mümkün değildir. Kaçmak, kurtulmak diye bir şey söz konusu olamaz. Yaratılışta verilen söz mutlak yerine gelecektir. Bunun içinde O’ sevgisinden varettiklerine her türlü yardımı esirgemeden yağdırır; ihtiyacı olanlar alıp kullansınlar diye. Tüm öğretiler bunun için vardır; İnsan aklıyla saptırılmış yerleri hariç ki onlar da O’nun öğretisi değildir zaten. Bilmek, bildiğini anlamak, anladığını giyinmek ve o şekli almak, şekil içinde aldığını yaşamıyla aksettirmek ve ruhuna gelirken vermiş olduğu sözü yerine getirmek. Yani tekâmül seyrinin bir zerresini daha tamamlamış olmak.

Tekâmül varlık bir noktaysa eğer, o noktanın küresel açılımıyla genişlemesidir. Genişlesin genişleyebildiği kadar, sonsuz bir büyüme ve her genişlemede başka noktaların gelişimiyle iç içe geçme, bir anlamda birleşme. Birliğin gücüyle hız kazanma. Sonsuzluğa doğru daha zengin edilmiş bir serüven, hem de ne serüven.

Kozmik yasadır benzerler birbirini çeker. İç içe geçmeler de böyle olur en küçükten en büyüğe kadar. Buna birlik denir. Kainat en büyük birliğin akıl almaz muhteşem sembolüdür; Beyazdan siyaha kadar. Beyaz ve siyah bildiğimiz olduğu için söylenir, İlahi anlamında içeriği anladığımızdan çok farklı ve yüksektir. Bilgi her yaratılmışa anlayabileceği değerlerle indirilir. Yani gerçekteki siyah ve beyazın anlamı bilmediğimizdir.

Boyutumuzda hayır yolunda hizmet alacak varlıklar beyaza davet edilir, 7 rengin, 7 sesin gücünde gelişmeleri için. Çünkü dual bir sistemde varedildik; Her şey zıddıyla devamda. Siyahın da kendine göre bir gelişim yolu vardır, O’nun izniyle. Belki de beyazın fark edilmesi için vardır siyahın mevcudiyeti. Hizmettedir beyaza, kendi gücü içinde insanlarca hayırsız gibi algılansa da. O’nun planı bilinmez, insan kendi planını bile bilmezken, nasıl bilsin O’nunkini!.Ama bilecektir elbet gün gelince, engeller önünden silindikçe varlığına izin verildiği kadarını.

Beyaza yolculukta arınma başta gelir. Arınmışlık birçok değerin kişide gerçekleşmesiyle elde edilen sonuçtur; Tıpkı sevginin elde edilişi gibi. Bir yerde arınmış bir varlıkla, sevgi el eledir. Yoktur birbirlerinden farkları. Arınma olmadan gerçek sevgi yeşeremez gönüllerde. Onun için öğretiler “Gönül insanı olun” der. “Gönülde yaşayın ki güller açsın yüreğinizde; mis kokularıyla insanları güzele, Güzel’in gül bahçesine davet etmek için.” Sadece insanları mı, hangi yaratılmış gelmez o güzelliğe, bırakır mı daveti karşılıksız? Davet O’ndandır; Düşe kalka, bazen de koşarak gidilir yolunda. Sarp geçitler aşılır ve ulaşılır kapısına. O’nun ışığıyla aydınlık, Sevgisiyle açmış Beyaz gül bahçesidir önlerindeki karşılamaya hazır bekleyen yeni açmış gülleri, büyümek daha büyümek için. Beyazda daha beyaz olacaklardır: beyazın beyazı. Program böyledir. Ama ya yolcular, yol için beraber edilmiş olanlar onlar ne alemdedirler!.

O’nun yolunun yürünmesi zordur sıradan insan için; göze almaz değişmeyi, bildiğinden şaşmayı. Üst bilgiyi sindiremez içine bir türlü. Ya baştan reddeder, ya zaman içinde. Bazen de bildiğini söyler, söz verir kendince yolda yürümek için ama başaramaz, istediği Gerçek değil, tatmindir çünkü. “Gerçek, gerçeği gerçekten bilenlerin gerçek hakkıdır” çünkü, böyle der Dostumuz.

Zaman birlik olmanın, birlik gücünü yaşamanın ve yine birlikçe hizmet vermenin zamanıdır. Hayır için birlik olmak bu gün insanlardan beklenen en önemli görevdir. O’ varettiklerinden şuurlu bir birlik bekler, üst şuurla birleşip dünyaya bu geçiş zamanında hizmetlerini sunabilmeleri için.

Bundan sonra okuyacağınız bilgiler birlikte yol alacakların O’nca daveti ve gelişim serüvenlerinden seçilmiş bilgileridir; İnsanın değişime olan direncini anlatan, tekrarlar onun için vardır. Yol O’nun yolu, ışık O’nun ışığıdır ama zordur insanın gerçekten insanüstülüğe doğru değişimi ve hizmete adım atması. Sınavlar incelip ağırlaştıkça daha da zorlaşır ama gidecektir tüm insanlık Gül bahçesine ne olursa olsun bir gün. Davet O’ndandır çünkü.

Aysel Ongun 31 Temmuz 2009

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap