Öğretilerden 10

 


 

ÖĞRETİLERDEN
-10-

Kendini yetiştirmek en büyük ibadettir

Efendiler! Güzeller! Güzel gördüklerimiz, O’na böyle varınız. Sükûnet sizin diyarınız, sevgi sizin bağınız ve muhabbet deminiz olsun. Seviniz, çok seviniz. Ancak böyle aşacaksınız. Bu gün bilmediklerinizi öğrenmek yarınınıza yazılmışsa, siz üzerlerinizde bunu tamamlayan Olunuz.

Bir araya gelmek, birlikte olmak gönül bağı ile mümkün bulunduğu takdirde Yüce değere sahiptir. Bunu duyanlar, bu amaç için çalışanlar ve O’nun Rızasına ermeyi dileyenler, inanıp esirgeyenler, Rızası için yapanlar ve yürümek için kararlı olanlar, yeriniz buradan başlar. O’nun hayır verdiğine, sizin için istediğine ve en Yüce Olan’a gider.

Akıl en büyük hayırdır size bağışlanan. Onun sınırı gönlün kuşanılmasıyla birlikte bitmelidir. Gönül giyinirse akıl soyunur. Aklı kullanan gönlü bulamaz. Gönülde olan aklın sırrına erer. Arada olan aklını tercih eder. Yetmediğinde gönlüne sarılır, ya da gönülde olayım derken akılla karşılaşır. Birini tutması lazım ya onunla anlaşır. Gönül sulhu, sükûneti; akıl mücadeleyi simgeler. Bunu hâl ile yaşayarak tecrübeyle öğreneceksiniz. Görgünüz gücünüzü doğuracak. Sabır iradenizi yoklayacak ve iradeyi, ilham, sezgi ve O’nun size erişen doğru sedası sağlayacak. Onun için arınınız. Onun için kavgalarınızı bırakınız. Dostluk barıştır. Yalnızlık, karışıklık, savaştır

Gönlünüzde bilgilerin çokluğu yeni bilgileri getirir ve taşımamanız gereken davranışı ortadan kaldırıverir. Gönlü geniş etmek, birleştirmeyle mümkündür. Bunu mevcut bulunan şuurunuzdan hayır dileyerek açarsanız, pek çok şeyi değişik renklerde fark edeceksiniz. Çalışınız kendinizi yüklemeden; veriniz kâfi miktarını; bırakınız huzursuzluğa sebep olan dünya telaşını. Zaman kıymetlidir.

Gönül gözleri açık olanlar kelimelerin ötesinde içlerine doğanla nasıl bir bekleyiş içinde olduklarını rahat bilebilirler. Gönüllerini kullananlara çözmek için zorluk yoktur; çünkü onların her açtıkları yeni bir açacaklarının başlangıcıdır. Sebep ve netice hayırda olmak dileyenlerin yolculuğunda vazifelerini kolay edicidir.

Gönüllerinizi yüceltmeye bakınız. Küçük dünyanızı daha darlaştırmayınız.

Gönül yolunda buluşacaksınız. Akıl yolu imtihan kapısının başlangıcıdır.

Açınız güzeller! Açmayan tohum toprakta yok olup gider, bunu kesin biliniz. Öğrenmek için geliyorsanız çok şeyler bulursunuz. Gerçek, kâinatın sırrıdır. Karşınızdaki rakibe bakınız, o saltanata bakınız. Bir de gözünüzü düşününüz; Şimdi gören gözünüzü. Yarında görecek gözden bahsediyoruz size. Çünkü görememek hüküm vermeye hüküm vermekse mahvolmaya götürür sizleri. O Eşsiz korusun.

Şimdi gerçeği anlamanın tam vaktidir. Sizlere uyanın diyoruz. Bir zamanlar insanlara “uyanın” demişti bir görevli. Uyanan olmadı. Kanunları bilmiyorsunuz. Siz uyanırsanız uykuda olanlar da uyanma nasibine erecekler. Yani onları siz uyandıracaksınız.

Uyanınız! Uyanmak için son vakittir. Birbirinizi reddetmeden, bölük bölük ayrılmadan, tanelerinizi dökmeden O’nun İlahi birliğine varınız. O’ Yücedir. O’nun Muhteşemliği hepinizi öyle yıkar ki, bir anda tertemiz kalırsınız. Temizlenmek istemiyor musunuz?

Her şey bilinçle ve her şey ıstırapla tutulabilecektir. Maalesef ıstırap çekmedikçe gerçeği bulup tutamayacaksınız. Güzel yoldan dünya gafleti biraz daha hâkim bulunmaktadır. Dost ile dost olmak; acıya göz açmak ve razı bulunmak değil mi? Acı tatlı içindir. Tatlı ise dünya azığından çok yukarıdadır sizin için. İçinizi sizin için var edilen O’ Büyük Alemle birleştiriniz; korkmadan.

Her şey şuurlulukta vardır. Şuursuz olanlar yalandır, yanlıştır. O vesvese verenin sizlere verdiği kapalılıktır. Şuurla tutunuz. Şuur sizin O’na açılan yolunuzdur. Onda aydınlananlar, açılanlar birbirlerinin gerçekteki kıymetini bilenlerdir.

Borçlanmamak için bilgiden doğan enerjiyi üzerinizde tutmamanız lazımdır. Onu ne kadar dağıtırsanız o kadar size dolar. Korkmayınız, boşalınız. O’nun ihsanı verenler üzerinedir.

O’ bir tek düşüncede sizi dener de tüm düşüncelerinize hakkınız olan yeri veriverir ve siz onda olursunuz. Yerinizi büyük ediniz.

Sizlere nasip olan yoklamaların, tekâmül ihtiyacınıza göre belli devreleri vardır. Ve bu devrelerde kazanmanız gereken yerden olayları kurar ve de sonuçlarının varlığınızca halledilmesini bekleriz. İşte bu hayır sonucunun tamamıyla aksinde –tabir sizin- bindiği dalı kesenler er geç düşeceklerdir.

Yanlış olduğunu, doğruda bulunmadığını bile bile içindeki vesveseye uyanlar, neticelerine ıstırap da olsa katlanmak zorundadırlar.

Siz iyiyi de kötüyü de kendi talebinizle bulansınız

Alışkanlıklarınız hayır üzerine kurulsun.

Düşünce kullanılmaya başladığında görülecektir ki, meseleler öylesine çözülecek ve sıkışmalarınız öylesine düzelecek ki, siz istenmeyende olmak isteseniz dahi – ki bu, onun dürtüsü olarak yine sizde ortam bulacaktır- çok şükür ki vakit olmayacaktır. İşte O’nun lûtfu, O’nun en büyük hikmeti olan o vasfınızı öylesine yerleştiriniz ki, içinizde hiç bir zaman sıkıntıya, sonra ıstıraba ve daha sonra da mahvolmaya gidecek olan bir akıbete asla varmayasınız.

Yön tek dir. Sadece size yönlendirme düşer. Bu sizin sorumluluğunuzdur.

Bilince ulaşanla O’nun vazifesinden hissedişte bulunanlar zamanı görenlerdir. Zamanın ikazı hepinizin üzerinedir. Zamana karşı gelmeyiniz. Zamanın sizin için getirdiği esastır. O bir bulunuşu erdemliğiniz çözecek, sebat ve azminiz yükseltecektir.

Zamandan başka bir şey bekleyemeyen aciz; beklemeyen cesur; zamanla denk gidip istifade eden görevlidir.

O gerçeğin, O Bir Yerin sizlerden beklediği güzel seviyeyi özleyen bulununuz.

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap