Öğretilerden 13

 


 

ÖĞRETİLERDEN
-13-

Tebliğ ebedidir; tebliğ edilen mukadder sonucunda Yüce Gücün kendisine bahşettiği imkânı kullanmada sınanandır.

Şimdi siz içinizdeki Bir’i dışınızdaki çokluğa değişmeyin.

Miraç, yükselenle yükselmekten öte buluşmadır. Miraç, bir varlığın terki ile yeni bir diyarın şekline ermektir. Şimdi sizi yönlendirdiği, şimdi size davetin geldiği anlam budur.

Bir güzele doğmak için bin güzeli kurban edebiliyorsanız Miraç budur.

Anlamak zihnin değil gönlün işidir.

Her şey sizler içindir. Her şey sevmesini bilenlere hitaptır. Güzel gönülleriniz güzelden her zaman bulsun. Ciddiye alınız O’nun verdiğini; içinizde görünüz aksini. Kudreti sizi doyurmalı. Seviniz sevenler, sevdiğiniz müddetçe sevilirsiniz.

Her şeyi yalnız sebep-sonuç ilişkisinde değil, ait güçlerin yaşamınıza çekilememesinde de bulunuz. Böyle hatalarla istenende yaşanamayan bir tekâmülün hiç şüphe yok ki uzak kalacağı, kayıp olan pek çok yeri vardır. İşte şimdi yaşarken kaçırdığınız verilenlerden bulunamayışla çok şeyleri uzak etmedesiniz.

Sizi üşütmeyecek olan Gerçeğin Nurudur. Sizi öylesine dolayan ve yükselten O’nun bir verdiğidir ki, siz bunu fark ettiğinizde, sizden istenen her şeyi verebilmeye açık olacaksınız. Çünkü o zaman gerçeğin enerjisi yaşamınızı öyle değiştirmiştir ki, siz tercihte değil, olması gerekende bir anda bulunacaksınız.

Tekâmül gerçeği önünde arınmışlık elbet ki gücün doğmasına sebep önemli bir bulunduruştur.

Düşünce öyle bir kudrettir ki; sonrasının alçaltılmadan süreklilik içinde bulundurulması, evvelki düşüşlerin ve buna ait yanlışların silinmesine yol açar. Siz bundan sonranızı yükselen düşüncenizin hayır rüzgârları altında size verdiğine bakınız ki karanlık günler gelmesin. Her “oh” dediğiniz, yeni bir ışık zerresiyle, her çok istediğiniz o zerrelerin aydınlattığı büyük ışıktan mekânlar getirsin. Varlığınızı hayırda sürdürebilmenin tek yolu kendinize hâkim olabilmektir. Kendini kontrol edemeyen kul olamaz, kulluk yapamaz. Çünkü O’nu duyamaz.

Keşfedecek sizsiniz; kullanacak sizlersiniz. Yollar gösteriler; anlamlar işaretlenir; bulunmanız gerekene yardım edilir. Bundan sonrası –biliniz ki- sizin işiniz.

Duyuş, hissediş ve bulunuş; hepsi birer İlahi kanundur. Bunu anlayabildiğiniz gün içinizin çok değiştiğini, onunla birlikte her şeyin bir anda apayrı olduğunu ve nicelerle nitelerin yer değiştirdiğini hayretler içinde bulacaksınız. O günün içine sığmayacaksınız ve siz bu halinizden başka olacaksınız. Ya dünya insanı yoluna gidecek, yahut dünyadan O’nun istediği yönünde ayrılacaksınız. İlahi Rızadan murat, sizin bunu bilmenizdir.

Siz içiniz gibi dışınıza veriniz. Neyseniz öyle gözükünüz. Sakın göründüğünüz gibi olmaya çalışmayınız. Bu en büyük yanlışlık olur. İkiliğin kapısı buradan açılır.

Size adım attığınız her bir zamanda bir evvelkinden daha farklı, daha yükseği verilmek üzere hazır edilir. Bunu daima düşününüz. Geriletmeyiniz kendiniz.

Üstü açıksa kula, bekleniş imtihan olur ona.

Hüküm vermeyenlere hayır kazançları daha çabuk tasdikli, bir o kadar zengin edilir, bol edilir, kısmet olur.

Yaşantınızı asla usanmayacak, sevdiğinizi de hiçbir zaman usandırmayacak tarzda tutunuz.

Doğruyu bizzat görmedikçe, kalbiniz onun tasdikini yapmadıkça, yeni bir doğruyu görmek sizden uzak kalır.

Eksikliğini göremeyen, tamamlanmayı bilemeyendir.

Zaman ışık hızıyla akmaz. O an içinde nice anlar vardır. Diyelim düşünce hızıyla, diyelim Rabia sergisiyle akar. Sınırı belli değildir. An içinde nice anlar vardır. O sevk,, karşılığı sizde olamayan fakat patlama dediğiniz durumun elinizde olmayan sınırlarından başlar da, değiştiriverir her şeyi birden. Eskiyi bilmemecesine.

Hüküm vermeye gelince insan öylesine süratlidir ki, bunun hızının yüzde bir’i hayır hedefinde tutulabilmiş olsaydı, bizler size başka etkide idik.

Her şey ortadadır kullanan için. Her şey yerindedir bilen için, her şey azmedip gören için yoldadır.

Hiçliği bir parça bilebilseniz, onu bir an yaşayabilseniz, nefsi çözümler ve davranışın hak olanını bulursunuz. Doğru olan aydınlanır. Susmayı acizlik sayanlar, yahut konuşmayı maharet bulanlar şimdi bilsinler ki, Gerçek, sayfayı çevirip yeni sayfadan okumayı bilene açıktır.

Bulabildiğinize gerçek, o gücü tutan kudrete de hakikat diyorsunuz. Bu doğrudur.

Şuur seviyeniz mekân hızınızdır. 

Zaman içindesiniz ancak mekânı tutturamıyorsunuz. Hadi bulun bakalım onun yeni manasını. O bir güçtür. Kavranıldığında hayırlar dize gelir. 

Varlık her şeyi bilen bir özden varolmuştur. 

Neyi yaşıyorsanız onunla ilgili imtihanın tümünü; neyi yaşayamıyorsanız onunla ilgili bilineceğin ait olan kısmını anlamak zorundasınız. 

Önlerini görenler geçirdikleri imtihanları seçebilenlerdir. 

Şuur olayları kuracaktır, olaylar şuurun hizmetindedir.

Şuur olaylardaki hakimiyettir. Yani siz hadiselere “şuur” diyebilirsiniz kısaca. Onları kullanma gücü ve müsaade kudreti birleşince, onların doğru yaşam mekânları kurulur. İşte böyle yerlerde buluşunuz birbirinizle.

İmtihan şuurlanmanın kapısıdır. Ya düşer, ya girer kişi.

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap