Öğretilerden 14

 


 

ÖĞRETİLERDEN
-14-

Gölgelerini ışık zannedecek yanlışlığı işleyenlere söyleyeceğimiz tek şey; arkalarına bakmaktır. Yani fenerlerini önlerine almaları olmaktadır. Çünkü sizin yanıldığınız değil, bizim verdiğimiz hakikat bir gün her şeyiyle karşınızda bulunacaktır.

 

Peşin bekliyorsunuz. Bazı şeyleri içten istemiyorsunuz. Fenerle görmeye çalışınız; yani kendi gücünüzle. Başka ışıklara nereye kadar güveneceksiniz. Elinde sönük fenerle yol arayan insana ilk tavsiyeniz ne olur? Sizden bunu bekliyoruz. Bunun için doğruluk şarttır. Bunun için etrafınızı kabul mecburidir.

Düşünce; düşünce ve Kudret’i İlâhi. Yedi kat aşağı-yukarı sizi götürüp getiren; bir istediğinizle bin gittiğiniz; bin istemediğiniz kadar bir vardığınız. Tarifleri bitirdiğinizde onunla kalacaksınız. O mekânın sükûnetidir.

Nefs’i kontrol altına almakla doğruda olacağınız ve düşüncenizin bir far gibi bulunduğunuz yerin de ötesini aydınlatmada kullanılabileceğini bildiğinizde, bu günden daha başarılı bulunacaksınız. Çalışma kesilmeyendir. Vazife sürekli bilinen. Kendiniz ateşleyiniz hiç durmamacasına. Size gerçekler işaret ediliyor. Buna şükrediniz.

İnsan tek haldedir. Bir tarafı gibi bir şey söz konusu olamaz. Geçerli an kullandığı zamandır. Düşüncesi ile aktiviteye geçirdiği bir saliselik zamanda çakabilmesidir. Bu ister düşünce, ister konuşma ve isterse tatbikat olsun.

Zindeliği geçtiği anda istirahat ile uykuya geçen, zamanı en hayırda kullanandır. Uykulu gezen, kendini strese sokan, ya da bir takım düşüncelerle anın gücünde bulunmayan ne doğrudadır ne kullanımda.

Doğrunun kalıbı yoktur. Görüldüğü yerde seçilebilmelidir ki zayi olmasın

Doğru olmak için gelenler; doğru rüzgârı yüzünüze geldiğinde sakın başınızı çevirmeyin! Bir Ulu onun için öbür yanağını döndürdü, devamını dilediği için.

Doğru fark edildiği anda yükseltilmek gereğindedir. Bazı kazanılan safhaların uzun süre elde tutulmasını diliyorsanız dikkat göstereceğiniz en büyük anlam, o şeyin düşürülmemesi, korunması ve sıhhatli götürülmesi içindir. Başarısızlık bunun seçilmemesi sonucu bulunmaktadır.

Kendinizi kapamayınız. Zaman zaman düştüğünüz ıstıraplar kullanımda doğru olmayan davranışların sonucudur. Kendinin ıstırabı yalnız kendinde kalmış olsa başkasının şifası da ona erişir. Onun için bu gerçeği bilenler olarak siz kendi ıstırabınızı bertaraf ediniz.

Bilmediklerinizi reddetmeyiniz, bileceklerinize dört elle sarılınız.

Beklemek alâkayı kesmek değildir. Hazırlanmaktır geleceğe. Çanağını büyük etmektir almak için.

İmtihan gerçeğini bir ruh bilgisi olarak kabul ediniz. Ruh terbiyesinde sınanma zorunludur. Sınanmada güçlük çıkartan hayrını kaybedendir.

Yarın bu gündür. Bu gerçeği unutmayınız.

Yükselmek başın arşa değmesi değil, gönlün yumuşamasıdır.

Fark edilen gerçeğin gereğini bilip de arkasından gitmek istediğinizde geç kalanlardan olmayınız. Çünkü o zaman her şey için hak kaybedilmiştir.

Zaman içinde bir hayır doğru kullanıldığında bin hayır doğurur ama o bir hayır yanlış tutulduğunda vakit bin musibet salar.

Sevgi O’nun tüm kudretidir.

Geniş düşünmek tatbikata her yönden açılmaktır. Yapılacağı bilmek, tatbikatın yürütücüsü olmaktır.

Düşünce bu gün değişik gördüğünüz hislerden, o hislerse özünüzün ihtiyacından ileri gelmektedir. İnceleyiniz. Bırakıvermek kendinize iyilik olmaz.

Düşünce bir mekanizmadır. Şunu biliniz ki, onlar arasından en güzelini seçememek, yanlışı davet etmek anlamındadır. Bu sebeple güzeli sizler seçeceksiniz. Doğruyu nice doğrular arasından sizler bulacaksınız. İşte o zaman neticeler daima dilenen hayırda tecelli edecektir. Saniyen bu gün hayırsız gördüğünüz nice durumlar aslında en büyük hayırlardır. Bir de tersini düşününüz. Hayır bulduklarınızın ne büyük hayırsızlıkları size getireceğini bilebiliyor musunuz? Hayrı bilmek, ona ermektir.

Bilirsiniz ki, bir takım şeyler sizin talebiniz bulunmadan arzolunmaz veya geniş talepler ilgili yönleri buldurmadıkça, onun karşılığı arz, haiz bulunduğunuz dünya özelliğiniz itibariyle size yansımaz. Ancak makbuliyetleri ve burada oluşan bilmediğiniz yeri her an o varlığınız için mahfuz bulundurulmaktadır. Bunu da mekanizmik bir bilgi olarak vermiş bulunalım.

Kendinden evvel başkası için, dost bildiği için, kardeş saydığı için düşünen, kendinden üst tutanın, sırtı yere gelmeyecektir.

O kadar ciddidir ki O’nun yeri, O’nun sözü! Her ulaştığında amaçlanan yerine gelmezse, hayır planına uğratılmazsınız. Oyalanır, kendi kendinizi kandırır ve bir yerde bulamayınca, bulduğunuz veya öyle zannettiğiniz yanlış akışa sel olup akarsınız. Oysa O’nun akan suyunda bile öyle hikmetli kanunlar vardır ki, yalnız fizik kanunlarla değil, şimdi bilemediğiniz nice büyük esrar ile kat kat, dalga dalga nereye varacağının, nasıl renklenip nerede duracağının, ya da hangi hızda nereye kadar ulaşacağının bilgisi, o bir bulunduruluşun asla dışında olamaz. Onun için aklınızın almadığı, gönlen uzanamadığınız yerleri reddedici olmayın. Bunlar size büyük ziyanlar getiriyor, hem de farkında olmadan.

Sebepler netice olamaz, fakat neticeler sebebi teşkil ederler.

Seven olmak; sevilen olmaya hak kazanmakla mümkündür. O hikmetin anlaşılması kolay bulunmuş olsaydı, insanlığın imtihanı şimdiye kadar kaldırılmıştı.

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap