Seven Olmak

 




SEVEN OLMAK

Sevilen olmaya hak kazanmakla mümkündür.

Bu insanın kazandığı ince ve gelişkin bir yapının sonucundaki bütünlük değerinin kısa bir ifadesidir.

Seven olabilmek için çok şeyler değişmelidir insan düşüncesinde, duygularında ve biyolojik yapısında. Sevilen olmaksa bu değişim sırasında kazanılacak bilgi ve onun yaşama geçirilmesiyle elde edilecek değerlerle kazanılacak yerdir. Gerçekteyse seven, sevilenin açılım yolculuğunda ulaştığı sonuçtur. Ve şimdiye kadar parça parça yazılan bütün bilgiler bu sonuca ulaşmaya yardımcı olabilmek içindir. Okunup geçilmesi için değil, bilgilenip, üzerinde düşünülüp, gerekli bağlantılarının yapılıp, yeni bir boyutta var olabilmek için gösterilecek çabada insanın sıradan yaşamında pek de önemsemediği, göz ardı ettiği ince değerleri yeniden kazanabilmesi için Yüksek boyutlardan gelen yardımdır.

Evrenimiz büyük bir değişim geçirmededir. Bundan galaksimiz ve güneş sistemimiz de ayrı değildir. Tabii dünyamız ve barındırdığı tüm varlık alemi de. Bilgiler bu konuyu öylesine farklı açılardan ele alıp insanlığa ulaştırmadadır ki, kabule hazır olabilecek varlıklar için hangisine yönlenmek gerektiği zor olmada ve kişi düşünce ya da inanç sistemi gereği ya hepsini reddetmede, ya da bir noktadan her hangi birine tutunmaya çalışıp, üç beş bilgiyle biraz da esrik bir biçimde, çok şeyleri kazanmışçasına “Dünyaya bir kere gelinir yaşamaya bak felsefesiyle” ve ya “kader kıskacıyla” şartlandırılma içinde uyutulup dilediğince ya kişisel isteklerini tatmin yönünde sadece geçici kimliğiyle yaşamadadır hiçbir değeri üzerinde gerçekleştiremeden, ya da saptırılmış değerlerin karanlığında ışığı göremeden. Temel bilgi bunun için çok önemlidir. Önce algının rayına oturması, sonra eylemin o düzlemde gerçekleşmesi ve yeni açılıma böylece çok sağlıklı, bir daha dengenin bozulup kayba uğramaya neden olmayacak sağlamlığını kazanıp yoluna devam etmesi için.

Bilgiler zaten bildiğimiz ve uyguladığımız diyebilirsiniz. O sadece bir zandır. Gerçekten düşünmeye başladığınızda, olanın hiç de öyle olmadığını çok açık görebilirsiniz. Dilerseniz bir örnekleme yapalım en basit görüneninden ve sonra siz açın açabildiğiniz kadar her bilgiyi satır satır en ince ayrıntısına kadar, dönebildiğiniz ve birleştirebildiğinizce içinize, gönlünüze. Bilginin hası orada saklıdır çünkü..

Yaşamınız boyunca kızdığınız çok şey olmuştur ve o kızgınlık zaman zaman üzüntü şeklinde de sizde yer bulmuştur. Aslında üzüntü içinde açılması ve ortadan kaldırılması gereken gereksiz ve engelleyici çok şeyi barındırır ve öylesine değerli bir şeymiş gibi insanca muhafaza edilir ki, üzülmeyenler kınanır bir yerde. Kılıf hazırdır; duygusuz, çıkarcı damgasını yer hemen. İşin bu boyutu da vardır tabii çok çeşnili insan aleminde pek çok sıradan gelişmemiş varlığın yaşadığı. Gelişmemişlik akıl yönünden değildir. Onlar çok da akıllıdırlar ama aklı gönül, sevgi, vicdan dediğimiz yüksek bağlantıyla dengede götürememiş ve egolarını kimlik olarak giyinmişlerdir. Kim ki bir diğer insanın hak sınırlarına girer, ondan bir şeyleri çalar, onun vicdanına, gönlüne kuşkuyla bakmak gerek, en küçük şeyden, en büyüğe kadar. Ve onlar içinde öyle akıllılar vardır ki, çaldıkları çok şeyi hiç belli etmeden türlü kılıflar altında, hatta haklarıymışçasına, ya da hayır için yapıyormuşçasına, haktan ve hakikatten uzak devreye sokarlar. Zamanın ve gelişim hakkının çalınması bunların en önemlisidir. Biraz düşünün, zaman nasıl çalınır, hak nasıl çalınır? Ve kendiniz için bir diğerinden bunları bir gün içinde ne kadar çalıyorsunuz? İlginç olan bazen değerleri çalınanın bundan ya hiç haberdar olmaması ya da yanlış şartlanmalarla bunu bir görev olarak benimseyip hırsızına bazen rızalı, bazen rızasız bilinçsizce sunmasıdır. Neden olur bu ? Çünkü uzaktır gerçeğin bilgisinden. Çünkü düşünmesi engellenmiştir ustaca. Çünkü güdülmeyi olması gereken olarak görür, çünkü aslında çok değerli bir varlık olduğunun farkında değildir. Unutturulmuştur o hiçbir şeyle değiştirilemeyecek olağanüstü varlığı.

Şimdi insan kendini bulma, bilme aşamasında yeniden yapılanmadadır. Önce sevilen olabilmesi için gereken değerleri ki çoğunu kaybetmiştir, yeniden bilip giyinmek zorundadır sonra onların sınavını verip seven olma konumuna geçebilmekle, sistem olarak gireceğimiz yeni boyutun Gerçekliğinde varolabilmek hakkını elde etmelidir. Bunun için özgür olmalıdır. Özgürlüğü duygusal, düşünsel, ekonomik ve sosyal olarak elinden alınmış varlık gelişim gösteremez. Önünde tüm bunları kendinden çalanlarca büyük bir engel oluşturulmuştur, yinede içindeki tüm kapılar kapanmamışsa eğer, ışığı arayacaktır bir biçimde ruhu, azabına son verebilmek için.

Girilecek boyut sevgi boyutudur. Sevenlerin varolacağı, bu günkü dünyaya hiç benzemeyen ışık dolu bir boyut. Ve bilir misiniz o boyuta tüm insanlığı davet eden İlahi yardım, onlardan sadece tutulan ışığa arkalarını dönmeden gelmelerini bekler, üzerlerindeki ağırlıkları tek tek çıkararak;özgür ve özgün varlıklar olarak; dimdik, başları yukarıda; yerlerde sürünerek, şefaat dileyerek değil!...

Daha önce yazılan her paragraf bunun için çok önemlidir. Bundan sonra yazılacaklar da. Lütfen her birini dikkatli okuyup gönlünüze indirin. Değişmeniz gereken noktaları atlamadan gerekenleri yapın. Sistemimizin kesin boyut değiştirmesi için önünde çok az zamanı kalmıştır ve O’ ,o boyuta tüm yarattıklarının geçmesini bekler. Terk edilecek boyutun savunmasını yapan ışıksız güçler için ışık dileyin, ışık sevgiden bir akıştır çünkü. Onlar sizi ne kadar sindirmeye çalışsa da siz O’nun Bitmeyen ışığına ve sevgisine sığınarak ışığı ve sevgiyi yollamaya devam edin. İnsanlığın gelişimi için bir katalizör olmaya çalışın. Kurtulacak ve kaybolacak her varlık sizden bir parçadır çünkü. Ne kadar kurtarırsanız o kadar bütünlenirsiniz. Ama önce kendiniz ışıklanın. Işıklanmadan başaramaz o kaosta kaybolabilirsiniz. Işık bilgidir, sevgi yaratım gücü. Ve insan gerçekte yaratıcıdır, gölgelerde kaybolmazsa eğer. Çünkü O’ insanı sevgisinden yarattı.

Bilgiler mutlaka açılmalı. Açılmayan bilgi bir zaman sonra okunma değerini bile yitirip kaybolur. Kaybolan bilgi karanlığı getirir. O karanlıktan Yaratan tüm varlıklarını korusun. Fark edilmeyen karanlık yok oluştur. Işık akmadayken yeryüzüne açın avuçlarınızı doldurun ışıkla ve yönlendirin kalbinize, tüm hücrelerinize. Dualarınız ışığa sevgiye davet olsun.

Gelin, bilgilenin, sevin, birleşin ve yeni dünyanın yaratılmasında varlıksal olarak yer sahibi olun. O’ küçük görebileceğiniz bilgilerle insanlığa gösterdiği yolun sonunda sevenlerin dünyasının olduğunu müjdeliyor ve bu değişim insanın yaratıcısına olan borcunu ödemesidir. Değişin ve değiştirin, zamanın görevi budur tüm insanlığa.

Aysel Ongun Ağustos 2009

 

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap