İnsan nasıl bakıyorsa odur. Bakışlarınız içinizdir. İçiniz dediğimizse varlığınız için biçip şekillendirdiğiniz kimliğinizdir. Çoğunlukla Özünüz değildir o kimliğe yansıyan. Onu öyle benimsemişsiniz ki, esas varlığınız ve esas kimliğiniz (Özünüz) sizden uzakta adeta ulaşamayacağınızdadır. Sizler esasta güzel olan insanlar, size şartlandırılmalarla dayatılan kimlik cenderesinden ancak bilinçlenerek kurtulabilirsiniz. Bilinçlenmek şuurlanmakla olur. Şuurlanmaksa bilmek, bildiğini doğru anlamak, doğru anladığını doğru yapmakla mümkündür. Olduğunuz yerde kalmakla, ezbere takılmakla şuurlanamazsınız. Sadece isteyerek de şuurlanamazsınız. Şuurlanmak için eylem şarttır.

Bu gün insanlık ezberle biçimlendiriliyor. Kimliğinizin hangi baskılarla şekillendirildiğini bir anlayabilseniz, o zaman esaretinizin büyüklüğünü de anlayıp gerçek özgürlüğün şuurlu bir yaşamla elde edileceğini kavrar ve kendinizi ona göre kullanırsınız. Siz gerçek özgürlüğün ne ve nasıl olduğunu bilmeyenlersiniz.

Düşünmeden sadece uyarak gidilen her yol sürprizlerle doludur. Sürprizler insanı her zaman mutlu etmez. Siz mutsuz olabileceğiniz sürprizlerle karşılaşma derecenizi en aza indirmek için tutacağınız yolun tercihini bizzat kendiniz düşünerek, hissederek, işleyenleri ve neticede olabilecekleri detaylı düşünerek verdiğiniz kararla seçmeye çalışınız. O' sizi, sizi yönlendirmeye çalışanlardan daha eksik yaratmadı. Yanlışınız kendinizdeki değerleri fark etmeyip kula kul olmayı benimsemenizdedir.

Aysel Ongun 6 Ocak 2015