Yolculuk Sevgiye

 


 

YOLCULUK SEVGİYE

 Git gidebildiğin kadar. Gerçekten sevgiyi yaşıyorsan eğer önünde hiçbir engel duramaz.
Sev sevebildiğin kadar ruhunun ışığıdır o. 

 

“ O’ sizi sevgisinden yarattı” Yaratıcımızın gerçeğini dillendiren sistemlerin tekâmül yolcusu insan için ifadelendirdikleri, yaratılış nedeninin henüz çözülememiş gerçeği, O’nun sevgisi.
O”nun hayrından yarattıkları,” tekâmüle ihtiyacı olmayanlar, bu da ayrı bir bilinmeyen gerçek. Sistemleri yönetip, koruyup gözetenler ama nasıl!..
Ve
Dönüş yine O’nadır” Neye, niçin?

İlahi Gerçekler. İnsanlık için asla değişmeyecek esaslar, insanlığa anlayıp gelişebilmeleri için, O’nun öngördüğü zamanda ve izin verdiği kadarıyla, insanın sevgiyle, Sevgiye yolculuğunda ihtiyacı olan yolu aydınlatmak, bilgilendirmek, eğitmek ve sonunda ulaşacağı nokta hakkında şuur açıklığı kazandırmak üzerine indirilmiştir. Her biri gelişimin gereği olan bilgiyi özün tek esası olan “Esas-ı bir” gerçeği üzerinden, zamanın ve toplumların yaşam ihtiyacını da karşılayarak farklı açıdan birbirini takip eden ve tamamlayan bilgilerle açıklar. Bu nedenle geçmişten bu güne kadar gelen tüm öğretiler insanlığın gelişim ve yol buluş yolculuğunda ihtiyacı olan her bilgiyi ona ulaştırmıştır ve hiçbir bilgi ne bir diğerinden üstün, ne de göz ardı edilecek biçimde değildir. Hepsi insanın zamandaki programına göre inşası için gerekli olandır ve aynı sistemce verilendir. Kaynak tektir. Ne yazık ki yüksek planlarca iletilen bilgiler zaman içinde bilgi üzerinden hükmetme gücü isteyenlerce saptırılmış ve gerçekle ilgisi olmayan insansal yasalar, tapınmalar, töreler, baskılar, büyüklenmeler ve hak görmeler devreye girmişse de, bilginin özü arandığında, hâlâ bulunabilecek durumda kendisini korumuştur. Bu nedenle O’nca korunan öz değer bilgileri birbirine gerçekten anlaşılarak bağlanırsa ortaya O’nun insanlık için çizdiği tek yol, tek yön çıkar; Yaratım sırrının yolu; Sevgi. Her bilgi kendine farklı bir yön çizdiği içindir ki bu gün insanlığın büyük çoğunluğunun ne O’nun sevgisinin neyi anlattığından ne de insanın ulaşması gereken gerçek sevgi yaşamından haberi vardır. Birleştirilmesi gerekenler savunucuları tarafından benlik, hatta maddi kazanç ve makam yolunda kullanıldığından bizlik yoluna girilememiş; insanın kendi içindeki ve yaratılmış her şeyle olan bütünlüğü görülüp anlaşılamamış, anlaşıldığında çoğunlukla kullanılamamış ve anlaşılması, bütünlenmesi gereken bilgi parça parça ve pek çok değişime uğramış haliyle insanlığa gelişimi için değil, adeta bunun tersi bir hali alması için çeşitli baskılarla benimsetilmeye çalışılmıştır. Arada Biz bilinciyle yapılan davetler de elbet ki olmuştur ve bu gün bile varlığını korumaya devam etmektedir, dünyanın her köşesinden insanları etkileyerek.

O’insanlığa sevgi’yi işaretlerken ve ondaki sırrı çözmesini beklerken, dünyanın bu halinde şatafatlı sözlerin, örtülü baskıların, uyandırmaya değil uyutmaya yönelik çabaların dışında gerçek sevgiye ait ne görebiliyoruz orada burada parlamaya çalışan küçük ışıklardan başka, ki onlarda da birleşme değil sadece kendi ekollerini tanıtma, yaşatma ve gruplaşma çabaları var. Her biri kendi içinde bir değer olabilir ama insanlık bu gün bunun çok daha ötesinde muhteşem bir sevgi ışığına ihtiyaç duymada, dünyanın her köşesinde. Bu ışıktan yoksun olan insanlık bütünlenmeye değil, ayrılığa daha bir yaklaşmada.

İçinde bulunduğumuz zamanın daha önceleri de pek çok defa yaşanmış, şuursal bir boyut atlama zamanı olduğu değişik kanallarca yıllardır ifade edilmede. Bunun için yaşanılan her şeyin de kozmik bir şuur kullanım savaşı olduğunu düşünebiliriz. Üst şuur kullanımıyla belli bilince ulaşabilmiş varlıklar bu savaştan sevgide biraz daha gelişkinlik sağlayarak bir üst boyut yaşamı için aday olurken, şuursal gerilik içinde yaşayan varlıklar için yeni bir eğitim dönemi kaldıkları seviyede gelişkinlik sağlayacakları yeni deneyimlerle devreye girecektir. Bu gerilik O’nun insanlık için öngördüğü değildir ve olaylar bu anlaşılamayan durumu anlatabilmek için hızlanmış, uyarılar daha üst seviyelerden olmaya başlamış, insanlığa felaket gibi görünen her şey, içinde yükseliş fırsatını tanıyarak dünya üzerinde neredeyse aralıksız devam etmeye başlamıştır. O’nun insanlığı çekmek istediği yol sevgi yoludur. Kaostan sevgiyi bulup çıkarabilme şuurluluğuna eriştirme yolu. Bu insanlığın yeni boyutta ihtiyacı olan temel esastır çünkü.

İnsan sevgiyi her zaman kendince tanımlamış ve sevgiden yoksun olduğunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Çünkü yanlışlarına, eksikliklerine daima bir savunma yolu bulmuştur. Neden şüphesiz ki insanın güçlü ego ve çözümlenememiş duygusal bastırımlarında ya da değişime uğratılmış veya yanlış yaşam seyriyle bizzat kişi tarafından değiştirilmiş hasarlı genetik yapısındadır. İki olumsuz yönü fark ettirmeden besleyen ise zamanın teknolojisiyle ustaca yapılan uyarımlardır. Bunların bir kısmı görsel ve yaşamsal, bir kısmı ise insanın hiç haberi olmadan etkisinde kaldığı elektromanyetik etkilerdendir. Bu ikinci ise birinciden çok daha tehlikeli ve acımasızdır. Çünkü sadece insanı değil, dünya üzerindeki tüm yaşamı ve dünyanın dengesini de etkilemededir. Yapılan bu deneylerde ana faktör sevgi değil, sevgisizliktir. Çıkardır, hükmetmedir, talandır, dünyayı bir biçimde kontrol altına alıp dilediğince yönetmektir. Bunun için insanlar bölük bölük bölünmede, kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi daha kolay hale getirilmededir.

Bu akış nereye kadar devam edecektir? Elbet ki ilahi sistemler bir gün, onlarca bilinen bir zamanda ve oluşmuş şartlarda buna bir son vereceklerdir. Bazı bilgiler bunu 21 Aralık 2012 olarak söyler Maya takvimine dayanarak kıyamet senaryolarıyla. Bazı bilgiler ise o takvimin geçerli olamayacağını çünkü insanlığın hayır ve sevgiyle bilinçlenerek bu tarihi çok daha farklı yaşayacağını anlatır. Anlatılanlardan hangisi gerçek olacak bilemeyiz ama bildiğimiz insanın gerçekten kukla insan olarak değil, bilinçli insan olarak bu dönemi karşılamasıdır. Zaman çok kısalmıştır. Yaşayabildiğimiz sevgiyi temel faktörleriyle yaşamaya çalışmak bu gün her bir insanın mutlaka başarması gerekendir.

Sevgi, çözümlenmiş, anlaşılmış ve kullanılmış dört değerin sonucunda doğal olarak yaşanandır. İyiyseniz, doğruysanız, çalışkansanız, bilgiliyseniz ve bunları inceden yaşayabiliyorsanız sevgidesinizdir. Burada sıralanan her bir değer tek tek açıldığında sevgide olmanın o kadar da kolay olmadığı rahatlıkla fark edilecektir. Her biri içinde o kadar geniş ve ince değerleri barındırır ki anlaşıldığında ne kadar alt seviyelerden yaşadığını hayretle fark eder insan.

Yine de,

Yolumuz bıkmadan, geri dönmeden, durup vazgeçmeden daha bir üstünü yaşamak için çabasında olacağımız sevgi yoludur, ulaşacağımız sevgi gerçeği ve unutulmaması gereken de, “O’ sizi Sevgisinden yarattı” dır ve Esas-ı Bir de anlatılan dönüşün yine O’na olacağıdır.

Sevgiden sevgiyle yola koyulduk, sevgiyi bulmak, sevgide olmak için. Yaşanan her şey O’nun sistemleriyle planlanan yolculuk ihtiyaçlarıdır. Dünya yaşamı insana bu yolculuk için verilmiş en büyük armağandır. Ve zaman şimdi bu armağanı değerlendirmenin son uyarılarını yapmadadır insanlığa. Dileriz tüm insanlık Sevgiye sevgiyle karşılık verme gücünden yoksun kalmaz.

Aysel Ongun  10 ocak 2011

 

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap