Bilgi Bilenindir

 


 

BİLGİ BİLENİNDİR

 

“Hayır ve şer O’ndandır”.

Öyleyse insanı yaşattıklarıyla sevince ve acıya boğan O’ mudur !

O’ mudur varettiği her şeyi görüp değerlendiren; ödüllendirip, acımasızca cezalandıran?

Yoksa

O’

Bilinemeyen, düşünülemeyen, isimlerle, sıfatlarla tanımlanamayan Büyüklüğün var ettiği, yaratılış hiyerarşisinin tepe noktasının yine O’nlarla açılan sisteminin O'na dayanan esasları, yasaları, düzen kurucu ve koruyucularına açık tanımsız gücü müdür?

Gerçekten Var Olan Tek Olan, ulaşılamaz, bilinemez olandır.

Bilmeye, anlamaya uğraştığımızsa damla damla düşüncemize, sezgimize uğrayan, Onca izni verildiği kadar düşünene açık edilmiş bilgilerdir.

Öyleyse

Düşünmelidir insan düşünmenin hazzını yaşayarak.

Ve düşünüyorum bu yazıda da

Okuyanı düşündüğünden daha farklı düşündürebilmek için.,

Farklı düşünmek yoldan sapmak değildir.

Farklı düşünmek tabuların zincirini kırmak, yanlışa sapılsa bile özgürce doğruya açılmaktır kişisel deneyimlerle acı çekip zaman kaybına uğransa bile.

Düşünmeden yaşamaksa ölümden beterdir bir yerde.

Başkalarının önerdiği değerler üzerine olduğu yerde çakılıp kalmak.

Kitlesel esaretin görünmeyen yüzüdür bu.

Düşünme, sadece söylenene uy.

Saptırılmış bilgilere uy, hurafelere uy, birilerinin gücüne güç katmak için allayıp pulladığı bilgilere uy

Ama sakın düşünme.

İrdeleme, kabul et ve uy.

Farklı anlamlar insanı meraktan ya da kabulsüzlükten düşünmeye itiyorsa eğer

Düşünme ediminde yeni ufuklar açıyorsa

Yerincedir, doğru olandır.

Düşünmek doğruyla eğrinin ayırdına vardırır insanı.

Tümlüğü sezmesine yardımcı olur ve gün gelir

Tümlenir.

O  zaman O ve O’nları çok daha iyi anlar.

Bilinçli kabul ve bilinçli uyumla.

Düşünmek, gerçekten düşünmek; düşünürken o güne kadar hissetmediklerini fark edip, bildiklerini ayıklayıp, seçtikleriyle birleştirip, yeni bilgilere ulaşmak; bilgiyi yaşarken değişime uğramak, anlayamadığı, anlayamadığı içinde değerini bilemediği sözcüklerin ve tanımların ne denli önemli olduğunu şuursal bir acıyla yaşamak, bilmenin ruhsal sevinci ve hafifliğiyle karmakarışık. Acının sevince ve huzura dönüşmesini izlemek; Yeniden doğuşu yaşamak ve bir şeylerde ölmenin getirdiği mükâfatlarla bir üst boyuta sıçramak.

Sorular oluşmalıdır düşüncelerde. Sorular sorulara yer açmadıkça bilgide değişim ve gelişim olamaz. Bilginin daha doğruya daha içselliğe giden seyrinde sorulardır insana yol aldıran. Sorulardır insanı içinde yaşadığı ve çok doğal gördüğü içinde itirazsız olağan kabul ettiği şeylerin tuzağından uzaklaştıran. Dinsel öğretiler O’ nca insanlığa yol bulmaları için armağan edilen bilgileri içermiştir başta. Şimdiyse anlayışa değil yönlendirilişe bağlıdır değerleri. Bir öğretide verilen En Yüce’nin ismi her yerde ve her şekilde aldatıcılıkta, küfürlerde, hatta ilenmelerde bile kullanılıyorsa bilgi neye yaramıştır sözden öte. Bir diğeri, en yüce benim bilgim diye tutturup tüm insanlığı esir etmeye çalışıyorsa O’ nca verilen öğreti neye yaramıştır, O sevgi için gelmişti dense de sonradan eylemi sevgisizliğe dönüşmüşse. . Bir diğeri on emri uyguluyor mu acaba. Ve diğerleri, bildiklerimiz bilmediklerimiz. Yüzlerce yerden akıp gelen yeni zaman bilgileri bilinçli olarak algılanamıyor, düşündürtemiyor, özgürleştiremiyor ve değerlendirilemiyorsa neye yarar. Her biri kendine biat edilmesini istiyorsa orada insanın özgürlüğünden bahsedilebilir mi?

İnsan düşündükçe, gerçeğin doğrusunu bilinçli olarak fark ettikçe bütünü anlayacak ona saygı duymayı ve onu sevmeyi başaracaktır. O zaman gerçekten özgür olacaktır, bilinçsizce hapsettiği ruhuyla birlikte.

İnsan düşünmeli kendi üst gerçekliğini inşa edebilmek için, hangisine bağlı olursa olsun. Düşünmeli, inandığıyla değil, inandığının da ötesine bakmayı isteyerek. Çok şeyin değiştiğini görecektir o zaman. Özgür olmaya başlar, düşse de kalksa da bir zaman sonra dimdik ayakta kalmayı başaracaktır. Gölgelerin içinde değil ışıktadır artık. Örtülü bir mecburiyet değil, bilinçli bir uyum içindedir. O, O’nları bilecektir önce, sonra da hissedebildiği kadar

O’ nu.

O’ ne korkuda gizlidir ne vaat edilen cennette. Hiçbirinin değeri yoktur O’ hissedildiğinde. Geçmiş örnekleriyle doludur, gelecekte insanlığın tümünün olacağıdır. Yeter ki kırsın görünmeyen zincirlerini.

Düşünün düşünmeyi sevmeseniz de, zor gelse de, düşünün. Yaşam o zaman bir anlam kazanacaktır, dünyasal telaşın, umutsuzluğun, karmaşanın içinde

O’ insandan bunu beklemede.

Aysel Ongun 17 mart 2011

O' lar büyükten küçüğe doğru giden görüntülerinde hiyerarşik bir düzen anlatımını simgeler.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap