Beyin

 


 

BEYİN   

Fizikçi David Bohm diyor ki: Beynimiz bütünün ayrılmaz bir parçasıdır, bu nedenle insan zihni tüm evreni bilmeye muktedirdir. Bir beynimiz var, nasıl çalıştığı hala çözülmemiş muhteşem bir sistem, bir de beynimizin meydana getirdiği zihinsel alanımız. Gün içinde ilgilendiğimiz konular, bulunduğumuz eylemler, düşündüklerimiz, uyguladıklarımız beynimizde yeni bağlantılar, yeni yapılanmalar meydana getirir ve beyinsel ağımız büyür gelişir. Her yeni yapı ile bizler de değişir dönüşürüz. Zihnimiz hem bizimdir, hem değildir. Çünkü gördüklerimiz, işittiklerimiz, bulunduğumuz ortamın her zaman farkında olmadığımız enerjileri biz istemesek de zihnimizde yeni girdilere neden olur. Böylece zihinsel alanımız devamlı dalgalanma hâlindedir. Zihnimizi düzgün ve temiz tutmak çok önemlidir. Bu disiplin, bilgi ve irade İle mümkündür. Bizi en çok korkularımız zora sokar, az bildiğimiz için. Devamlı mızmızlanır, şikâyet ederiz, doğruyu göremediğimiz için. Duygusal sorunlardan bir türlü kurtulamayız, geçmişte veya gelecekte yaşayıp bu güne gelemediğimiz için. Bütün bunlar zihnimizin enerjimizi sömüren istenmeyen yüklerdir. İnanan zihin mi, beyin m? İnsan zihni dış güçler tarafından yöneltilir mi? Beyin yıkama, beyin kontrolu konularında korkutucu çalışmalar dünyanın birçok yerinde yapılıyor. Tek tek insanlar ve de toplumlar üzerinde deneyler zalimce yapılmakta. "Duygularınız ve düşünce sisteminiz istenmeyen kontrol altına girdiğinde artık sizi üst boyuta taşıyacak hiç bir güç size ulaşamayacaktır" (26.12.2011 O' Dedi ki). Konumuz bütün bunlardan kendimizi beynimizi, zihnimizi nasıl koruyacağız, sığınacağımız yer neresi? Sığınacağımız yer GERÇEK çalışmasıdır. Gerçek çalışma, bugünkünden daha iyi sevebilme. Bunun için de kendimizi temizleme, arınma. Biliriz ki sevgiyi satın alamayız, onu ancak hak ederek kazanırız. Böylece gerçek çalışma başlangıç, sevgi ise amaca götüren metottur.

Gerçeğin bilgisi, kavramı her zaman soyuttur. Mesela gerçeğe adım atın denir daha fazla açıklama olmaz. Çünkü kişi Gerçek'ten ne anladığını düşünmeli, ilerleyen sürece girmeli, kendi sınırında devam etmelidir. Mesela "Sevin" denir. Burada evren kadar geniş bir anlam varken, kişi her zaman sevgi dolu olduğunu, zaten sevdiğini düşünür ve daha daha düşündüğünde sevmenin gerçekten çok zor olduğunu görür. "Arının, temizlenin" denir. Çok kişi temiz değil, tertemiz olduğunu zanneder. İkilik içinde olduğunu görmek kolay değildir. Bütün bunlar şuurda mesafe aldıkça ufaktan bilinip, BEN duygusundan uzaklaştıkça anlaşılır hale gelenlerdir. Biz yeter ki hayrı gördüğümüz tarafa aklımız kadar, şuurumuz kadar adım atabilelim. Zira bütün yollar sonunda O'na gider. Biz bir kere yola çıktığımızda işaretleri görmeye başlarız, elimiz tutulur, yalnız bırakılmayız O'nun Lütufları sonsuzdur.

Şimdi kendimizi kontrol edelim, bu lütufların farkında mıyız? Eğer değilsek o istenmeyenin kontrolundayız. İşte bu nedenle kurtların istila ettiği günümüz sahrasında ASLAN olalım, sakın ha koyun olmayalım!

Günal Gölhan
17 Mart 2014

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap