Uygun Bulunuş

 


 

Uygun Bulunuş

 

Dünya tatlısı 14 yaşındaki torunum babasına Harvard'a nasıl girebileceğini sormuş. Sınıfının birincisi değil, takdirname aldığı da yok ama hayalleri büyük. Babası da "herhangi bir şeyi çok iyi yapmalısın" demiş. Erkek çocuklar genelde odalarını pek toplu tutamazlar ama torunumun odasını bir görseniz asla derli toplu olamayacağını düşünür arkanıza bakmadan kaçardınız.

Neyi "çok iyi" yapacağınıza karar vermeniz ve bu karara uygun bulunmanız önemlidir. Torunum da yatağını çok düzgün ve tertipli tutmaya karar vermiş. O günden sonra yatağı" tıpkı bir kitap gibi" (bu benzetim babaya ait) düzgün ve muntazam olmuş.

Yasa birdir ve her konuda aynı çalışır. Düzgün olan sadece yatak olmamış. Kişi kendine uygun bulduğu, hedef seçtiği herhangi bir eylem, o her ne ise; onu çok iyi yapmak, fevkalade yapmak, onu çok güzel ve çok özel yapmak, öylesi bir gayret göstermek, kendini o bir duruma uygun hale getirmek, o tek yasa ile akışa geçmektir. O zaman bir üst mekanizma devreye girer. Torunumda daha önce bulunmayan farklı bir güç meydana gelmiş. Bu GÜÇ büyüyen, kapsayıcı bir enerjiymiş. Domino etkisi meydana gelmiş. Daha önce isteyip de beceremediklerini becerir hale gelmiş. Kendine güveni, kavrayışı, dikkati, farkındalığı artmış, yaşama bakışı derinleşmiş. Ve bir süre sonra babasına şöyle demiş "zihnim daha netleşti, artık daha iyi organize olduğumu düşünüyorum"

Biz büyükler çocuklarımıza bazı şeyler öğretmekteyiz ama onların da bizlere öğrettikleri var. Geçen gün torunum " hırsızlık sadece başkasının parasını çalmak değildir" dedi ve devam etti "bir insanı üzdüğün zaman onun sevincini, neşesini de çalmış oluyorsun, bu mutluluk hırsızlığıdır. Silivri'de yatan askerlerin, gazetecilerin mutlulukları yanında özgürlükleri ve zamanları da çalındı ki bu çok büyük bir hırsızlık, para belki yerine konabilir ama bunlar asla geri ödenmez" Evet çocuklarımız düşünmeye çok uygunlar.

Uygun bulunuş gerçek kendinin farkında olmaktır. Bu bağlamda mevcut gücün nerede, nasıl kullandığının devamlı takibinde olmak, gerekmeyenleri terk etmek, sorumluluğunu bilmek,sınırını aşmamaktır. Bu durum değişimdir, göze alıştır. Her değişim bulunulan duruma itİrazın arkasından gelir. Eğer itiraz yoksa, hep aynı alışkanlık sürdürülüyorsa, kısa bir zaman sonra yaşamsal ve beyinsel durgunluğa, bozulmaya dönüşür. Ki bu uygun olmayan bir durumdur. "Eğer son bir kaç yılda önemli bir fikrinizi değiştirip yenisini edinmediyseniz hemen nabzınızı kontrol edin, ölmüş olabilirsiniz. G. Burgess" Burada Burgess'in dediği gibi nabız kontrolü uygun bir bulunuştur. Her olay uygun bulunuşun ne olduğunu görmek açısından bir derstir. Bu dersler muhakeme becerilerimizi sınamak açısından uygun fısatlardır.

Uygun bulunuş, uygun fırsatı kullanmaktır.

Nedir fırsat?

Kendimize uygun bulduğumuz bir eylemi, özgürce seçtiğimiz için, isteyerek ,keyif alarak, azimle başarmak için çalışırken; birden bire önümüze çıkıveren, yolumuzu aydılatıveren, işimizi kolaylaştıracak olan, tam o anda kullanılması gereken, kullanılmadığında bir daha bulunamayacak olan o bir durumdur. O'nun ARMAĞANIDIR. Şüphesiz o fırsatı azmimizle biz kendimize çekmiş olabiliriz. Ve bazı fırsatlar küçük şeyler olabilir. Ama bazı fırsatlar öyle büyük armağanlardır ki bizim çalışmamızı olağan üstü yapar ve dünyayı ayağa kaldırır, insanlar o çalışmaları ayakta alkışlar. İnsanlığa yol gösteren keşifler, icatlar böyle fırsatmış gibi görünen O'Yücenin armağanlarıdır. Bunları görüp kullanabilmek de olağan üstü uygun bulunuş olur.

Akıl ve beceri yönünden hepimiz farklıyız. Bu nedenle farklı güzelliklerimizin binbir çeşit faydası, sevinci binbir çeşit uygun bulunuşlarla dünyaya yayılmaktadır ve bu çok iyi bir şeydir.

Günal Gölhan 12 Haziran 2014

Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

 Yorumlar


Henüz yorum yapılmamış


Yorum yap